SANAT NEDEN GEREKLİ…
Gün geçmiyor ki terör yüreğimizi yakmasın; analar, çocuklar, eşler kor gibi yanmasın. Öldüren de, ölen de, bu tuzağı hazırlayan da ne yazık ki bizim insanlarımız...
İçimizde yaşamı paylaştığımız, yolda karşılaştığımız, bekli de bir yerlerde ellerini sıktığımız, selamlaştığımız kişiler bunlar…
Masum insanlarımızı katletmek, acıdan beslenmek, anaların, çocukların çığlıklarına yüreklerini kapatmak nasıl bir duygudur? Nasıl bir insanlıktır? Bu acımızı bize yaşatan, bu tuzağı hazırlayan kişiler sosyal medyadan kan ve acı tablosunu izleyince acaba ne hissediyor dersiniz? Halkımıza yaşattıklarıyla övünç duyuyor mudur, kendilerini çok başarılı görüyor mudur acaba?
Çocuklarımıza, gençlerimize aile sevgisi, neden ve niçinleri sorgulayan araştırmacı bir eğitim vermezsek, yaşama hazırlamazsak bu acı sonlar kaçınılmazdır. Her şey ilk önce ailede başlar. Çocuk ne görürse, neyi duyarsa onu yapar. Mutlu bir ailede mutlu çocuklar büyür.
Önce biz aile büyükleri olarak sorumluluklarımızı bilmeliyiz. Sevgi ve saygı çekirdek ailede yani anne ve babada başlar.
Uçaklarda anons yapılır. “Tehlike anında oksijen maskesini önce kendinize, sonra çocuklarınıza takın” diye.. Bu şu demektir... yani sen önce kendini kurtar, sonra çocuğunu. Sen önce kendini kurtarmazsan kimseye faydan dokunmaz, kimseyi kurtaramazsın...
Bize, toplumumuza bu vahşeti yaşatanların sevgi ve ilgi yoksunu olduğunu düşünüyorum. Yüreklerinde insan sevgisi, anne sevgisi, çocuk sevgisi yok. Kendisini sevdiğini bile zannetmiyorum ki bir başkasını sevebilsin… Yüreğinde sevgi olan hiçbir kişi böyle bir acıyı hiç kimseye yaşatmaz.
İşte insanlarımıza sevgiyi sanatın o muhteşem gücü ile verebiliriz ancak. Okullarımızda, gündelik yaşantımızda, hayatımızda çocuklarımıza, insanlarımıza mutlaka sanat eğitimini yeterli düzeyde vermeliyiz.
Şiir, resim, heykel, edebiyat, tiyatro, müzik gibi insanı sosyalleştiren, ruh güzelliğini öğreten, sevgiyi, saygıyı, paylaşımı ve hoşgörüyü ancak sanat eğitimi ile verebiliriz. Sanattan yoksun bir yaşam acıdır, kandır, savaştır, göz yaşıdır. Bir şiiri okumayla, bir sanat galerisini gezmeyle, bir türküyü dinlemeyle, bir kitabın ilk sayfasını okumayla, bir tiyatro afişine bakmayla, sanata ilk adımı atabiliriz.
Bu küçük adımı çocuklarınıza, kendinize çok görmeyin…
HİKMET ÇETİNKAYA
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.