Hülya Sezgin: Sizin kim olduğunuzu okurlarımıza daha iyi anlatabilmemiz için hikâyenizi kısaca bizimle paylaşabilir misiniz?

Küpeli: Merhaba, ben Ali Ertuğrul Küpeli. Sanata olan tutkum küçük yaşlarımda başladı ve bu tutkuyu hayatımın merkezine yerleştirmeye karar verdim. Sanat eğitimimi tamamlamak için Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesi'ne gittim ve daha sonra Selçuk Üniversitesi'nde lisans eğitimime devam ettim. Bilgimi ve becerilerimi ilerletmek için Gazi Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora eğitimleri aldım. 2021 yılında Doçent Dr. unvanını alarak akademik kariyerimde önemli bir adım attım. Şu anda Gazi Üniversitesi'nde Sanatta Yeterlik eğitimime devam ediyorum ve aynı zamanda ulusal ve uluslararası sanatsal organizasyonlarda görev alıyorum. Sanat eğitimine olan inancımı ve birikimimi paylaşmak, öğrencilerime rehberlik etmek benim için önemli. Sanat eğitimi alanında değerli katkılar sunmaya devam etmek ve sanat camiasında daha da ilerlemek için çalışmalarıma devam ediyorum.

Sezgin: Size sanat ve sanatçı diye sorduğumuzda bu iki kavram ile ilgili ne söylemek istersiniz?  

Küpeli: Sanat, benim için insanların duygu, düşünce ve hayal gücünü ifade etme aracıdır. Sanat, hayatın anlamını keşfetmek, iç dünyamızı ifade etmek ve insanların kalplerine dokunmak için kullanılan bir dildir. Sanat, farklı disiplinlerde kendini gösterebilir - resim, müzik, edebiyat, tiyatro ve daha fazlası. Sanatçı ise bu dili kullanarak kendi iç dünyasını, düşüncelerini ve duygularını ifade eden kişidir. Sanatçı, yaratıcılığıyla dünyaya yeni bir bakış açısı sunar, insanları düşündürür, duygulandırır ve ilham verir. Sanatçının görevi, toplumun bir aynası olmak, evrensel bir dil kullanarak insanların ortak deneyimlerine dokunmaktır. Kendi sanatsal yolculuğumda, insanları etkilemek, onlara ilham vermek ve güzellikleri keşfetmelerine yardımcı olmak istiyorum. Sanat ve sanatçı, benim için sadece bir meslek değil, bir yaşam tarzıdır

Sezgin: Eserlerinizi oluşturan belli konular var mı, bunları eserlere yansıtmadan önceki düşünceleriniz nelerdir? 

Küpeli: Güncel sanat pratiklerine uygun olarak, eserlerimi oluştururken belirli konulara odaklanıyorum. Öncelikle, iç dünyamdaki duygusal deneyimleri ve düşünceleri yansıtmak istiyorum. İçimdeki hislerin ve düşüncelerin sanatsal bir ifadeyle dışa vurulması benim için önemlidir. Ayrıca, çevremdeki toplumsal, kültürel ve siyasi meseleleri ele alıyorum. Bu konuları eserlerime yansıtmadan önce dikkatle düşünüyorum ve araştırma yapıyorum. İlgilendiğim konuların derinliklerine inmek, farklı perspektiflerden bakmak ve izleyicileri düşünmeye teşvik etmek istiyorum. Sanatımı, kendimle ve çevremle olan ilişkimi anlamlandırmak ve paylaşmak için bir araç olarak kullanıyorum.

Sezgin: Sanatla olan yolculuğunuza nasıl başladınız?Yolculuğunuzla ilgili serüveninizi bizlerle paylaşabilir misiniz?

Küpeli: Sanatla olan yolculuğum, çocukluğumdan itibaren içimdeki sanatsal tutkunun keşfiyle başladı. Küçük bir çocukken, renklere ve çizgilere olan ilgimle dikkat çekiyordum. Sanatın büyülü dünyası beni sarmaladı ve yaratıcılığımı ifade etmek için bir araç haline geldi. İlk başlarda basit çizimlerle başlayarak, zamanla resim yapmaya ve farklı teknikleri denemeye başladım. Sanata olan ilgim, Konya Çimento Güzel Sanatlar Lisesi'ne girişimle daha da pekişti. Bu okulda, sanatın farklı disiplinlerini keşfetme fırsatı buldum ve resim eğitimimde önemli adımlar attım. Lise yıllarında sanatın derinliklerine dalmaya başladım ve kendimi ifade etmenin farklı yollarını araştırdım. Üniversite eğitimimle birlikte sanat alanındaki bilgimi ve becerilerimi daha da geliştirmek amacıyla Selçuk Üniversitesi'ne başladım. Burada, Güzel Sanatlar Resim-İş Öğretmenliği Bölümü'nde lisans eğitimi aldım ve sanatın teorik ve pratik yönlerini öğrenme fırsatı buldum. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra ise Gazi Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora eğitimlerine devam ettim. Bu akademik süreçte, sanat eğitimi ve araştırmaları alanında kendimi geliştirdim. Araştırma görevlisi olarak görev aldığım Gazi Üniversitesi'nde akademik kariyerime adım attım ve sanat eğitimine yönelik çalışmalar yapmaya başladım. Yüksek lisans ve doktora eğitimlerimde sanatın teorik ve pratik yönlerini derinlemesine inceledim ve kendi sanatsal kimliğimi şekillendirmeye başladım. Yolculuğum boyunca sanat dünyasında ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli organizasyonlara katıldım ve idari görevler üstlendim. Bu deneyimler, sanat alanındaki ağlarımı genişletmeme ve farklı sanatçılarla etkileşimde bulunmama olanak sağladı. Ayrıca, sanat eğitimi alanında değerli katkılar sağlamak için çalışmalarımı sürdürdüm. Şu anda Gazi Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü'nde Sanatta Yeterlik eğitimime devam ediyorum ve bu süreçte kendimi daha da geliştirmek için araştırmalar yapıyorum. Sanatla olan yolculuğum hiçbir zaman bitmeyecek, sürekli olarak kendimi yenilemeye ve keşfetmeye devam edeceğim. Bu serüven boyunca sanat, benim için bir yolculuk ve keşif aracı oldu. İçimdeki duyguları ifade etme, çevremi anlama ve düşüncelerimi paylaşma imkanı buldum. Sanatla olan yolculuğum, beni başka insanlarla bir araya getirerek farklı perspektifler sunma ve etkileşimde bulunma şansı verdi. Kendimi sürekli olarak geliştirmek ve sanatımla izleyicilerin hayatına dokunmak için bu serüveni sürdürmeyi amaçlıyorum.

Sezgin: Tarzınızı ve retrospektif geçmişinizi dikkate alarak kendinizi bir akımın / ekolün temsilcisi olarak görüyor musunuz?

Küpeli: Kendimi bir akımın veya ekolün temsilcisi olarak görmek yerine, sanatımda kişisel bir tarzın peşinde olduğumu söyleyebilirim. Elbette, sanat tarihindeki farklı akımlar ve ekollerden etkilenmiş olabilirim, ancak eserlerimi oluştururken özgün bir ifade ve kendine özgü bir tarz oluşturma amacındayım. Eserlerimde, güncel sanat pratiklerine uygun olarak farklı malzemeleri kullanmayı tercih ediyorum. Özellikle son yıllarda, üç boyutlu endüstriyel ahşap ürünlerini temel olarak kullanıyorum. Renk ve tonları bir araya getirerek geometrik şekiller üzerinde bilinçli ve spontane bir şekilde kompoze ediyorum. Yaratıcı bir denge ve derinliksiz bir uzay hissiyatı oluşturma amacı taşıyorum. Sanatımın temelinde, renklerin ve geometrik formların etkileşimini vurgulamak yer alıyor. Bu yönüyle soyut sanatın ve konstrüktivizmin etkilerini görebilirsiniz. Ayrıca, çalışmalarımda kullanılan tek renkli düzlemler ve siyah konturlar, bir tür sınırlama ve dengenin ifadesidir. Bu noktada minimalizm ve soyut geometri gibi akımlardan etkilendiğimi söyleyebilirim. Ancak, kendimi sadece bir akımın veya ekolün temsilcisi olarak tanımlamak yerine, sanatımı özgün ve kişisel bir ifade olarak görmek istiyorum. Sanatımı oluşturan fikirler ve estetik tercihler benim deneyimlerim, duygularım ve düşüncelerimle besleniyor. Bu nedenle, izleyicilerle etkileşime geçerken onlara kendi iç dünyamı ve yaratıcılığımı aktarmayı hedefliyorum.

Sezgin: Eserlerinizi üretirken diğer sanat dallarının etkisi altında kaldığınız oluyor mu?

Küpeli: Evet, eserlerimi üretirken diğer sanat dallarının etkisi altında kaldığım zamanlar oluyor. Sanat, tüm disiplinler arasında karşılıklı bir etkileşim ve ilham kaynağıdır. Ben de sanatımda farklı sanat dallarının etkilerini hissediyorum ve bunları eserlerime yansıtma eğilimindeyim. Özellikle müzik ve edebiyat, benim için önemli kaynaklar olmuştur. Müziğin ritm, melodi ve duygu açısından sanatıma büyük bir etkisi vardır. Müzik dinlerken ve beste yaparken, zihinsel ve duygusal bir atmosfer oluştururum ve bu atmosferi eserlerime aktarmak için renkler ve formlarla çalışırım. Edebiyat da sanatımı besleyen bir diğer kaynaktır. Şiirler, romanlar ve diğer yazılar, benim için görsel imgelerin ve duygusal anlatıların kaynağı olabilir. Edebi metinleri okurken, kelimelerin çağrışımları ve ifade gücü beni ilhamlandırır ve bu ilhamı eserlerime yansıtmaya çalışırım.Ayrıca diğer sanat disiplinlerinden gelen sergiler, performanslar veya gösterileri izlemek de beni etkileyebilir. Görsel sanatlar, tiyatro, dans veya film gibi alanlardan alınan deneyimler, sanat anlayışımı zenginleştirir ve farklı bakış açıları sunar. Ancak, bu etkileri kendi özgün tarzımla harmanlamaya özen gösteririm. Eserlerimi üretirken, diğer sanat dallarından gelen ilhamı kendi estetik anlayışımla birleştirir ve kişisel bir ifade yaratırım. Bu şekilde, farklı sanat dallarından gelen etkileri kendi sanat pratiğimde sentezleyerek benzersiz bir tarz oluşturmayı amaçlarım.

Sezgin: Eserlerinize yüklediğiniz anlam veya duygularınızın izleyicide karşılığını alabiliyor musunuz? Bu durum size neler hissettiriyor?

Küpeli: Eserlerimi oluştururken, kendimle ve izleyicilerimle bir bağ kurmayı hedeflerim. İçsel bir yolculukla özgün düşünsel ve duygusal derinlikler yaratırım. Bu derinlikleri, benzer ilgi ve bilgiye sahip bir entelektüel azınlığın anlayabileceği şekilde ifade etmeye çalışırım. Herkesin sanata ve eserlere farklı bir bakış açısı olduğunu kabul ediyorum. Ancak, belirli bir uzmanlık alanına sahip olanlar, eserlerimdeki düşünsel ve estetik değerleri daha kolay fark edebilirler. Onlar, eserlerimdeki detayları, kompozisyonun derinliklerini ve belki de gizli anlamları daha iyi yakalayabilirler. Bu yüzden, kendim ve belirli bir entelektüel azınlık için eserler üretmek, belirli bir uzmanlık alanına odaklanarak derinlik ve kalite sunmayı amaçladığım bir tercihtir. Bu seçim, benim için daha anlamlı bir yaratıcı deneyim sağlar ve uzmanlığa sahip izleyicilerle daha güçlü bir iletişim kurma imkanı sunar. Sonuç olarak, eserlerimi kendim ve belirli bir entelektüel azınlık için yaratırken, başarılı işlerin fark edilebileceği bir ortamın var olduğuna inanırım. Bu seçim, sanatsal gelişimime katkıda bulunurken, benzer ilgi alanlarına sahip izleyicilerle daha anlamlı bir etkileşim kurma fırsatı sunar.

Sezgin: Eserleriniz alıcı buluyor mu ve kimler tarafından daha çok tercih ediliyor? 

Küpeli: Sanat dünyasında alıcı bulmanın ya da satışın her zaman istikrarlı ve sürekli bir süreç olduğunu söylemek zorundayım. Sanatın değerlendirilmesi ve satışı, birçok faktöre bağlıdır ve her sanatçı için farklılık gösterebilir. Başarılı bir sanat kariyeri için sadece alıcı bulmak değil, aynı zamanda doğru pazarlama stratejileri, sanat galerileriyle işbirliği ve sanat etkinliklerine katılım gibi diğer unsurlar da önemlidir.Sonuçolarak, eserlerim satışa sunulduğunda olumlu geri dönüşler ve ilgi görüyorum. Sanat koleksiyonerleri ve bazı sanat galerileri tarafından takdir ediliyor ve satın alınıyorlar. Ancak, sanat satışı süreklilik gerektiren bir süreç olduğundan, bu alanda başarı elde etmek için çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi gerektiğinin farkındayım.

Sezgin: Meydana getirmiş olduğunuz tasarımlarınızı / ürünlerinizi alanlar, neden alıyorlar?

Küpeli: Meydana getirdiğim tasarımlarımı ve ürünlerimi alan insanlar, onları satın almanın farklı nedenlerini göz önünde bulunduruyorlar. Öncelikle, tasarımlarımın benzersiz ve özgün olması insanların ilgisini çekiyor. Estetik değerleri ve görsel çekicilikleri de dikkat çekici bir faktör. Tasarımlarım aynı zamanda anlamlı ve duygusal bir derinlik taşıyor. Kaliteli malzemelerden üretildiği için dayanıklılığı ve değeri artıyor. Bu nedenlerle insanlar, benzersizlik, estetik, duygusal anlam, kalite ve özen gibi faktörlerden etkilenerek tasarımlarımı satın alıyorlar. Böylece, insanların ilham alması, kendilerini ifade etmesi ve yaşamlarına değer katması hedefleniyor.

*   *   *
Prof.dr Tolga Akalın röportajını, daha önce 14 Haziranda yayınladığım Kalabalıklardaki yalnızlar ve Prof. Dr Tolga Akalın başlıklı yazımdan okuyabilirsiniz.