Saraylar yaptırdım döşedemedim...
Bugün beşinci gündür Sözcü gazetesinin baş yazarı duayen gazeteci Rahmi Turan'ın haber yaptığı "CHP'li Saray'a yakın isim kim?" yazısı, komplo teorileriyle birlikte tartışıp konuşuyoruz.
Tüm duayen gazeteciler aslında haberin önce onlara geldiğini, ancak inandırıcı bulmadıklarını uzun uzun izah ediyorlar.
Herkes siyaseti kendisine göre dizayn etmeye çalışıyor ve operasyon çekmekten çekinmiyor.
Muharrem İnce'nin Saray'ın adamı olduğu, CHP'ye ayar çekileceği, muhalefettin Saray'ın emrine gireceği işlenmek isteniyor.
Muharrem İnce siyasi geçerlilik süresini zamanında kullanamadı.
Arkasına demokrasiye susayan toplumun destek rüzgârını alıp, mitinglerinde "Halkın adamı" kompozisyonunu çizerek ortaya koydu aslında, ama kaybetti işte
Şimdi farklı şeyler söylemek ve mağdur edebiyatı oynamak lâzım önümüzdeki seçimde.
"Saraya gittiniz mi Sayın İnce?
"Ya adam kazandı! Pardon ne sormuştunuz o daha önceki seçimdi?"
"Diyorum ki Sayın İnce Saray'a gittiniz mi?
"Hayır gazeteci arkadaşım, gitmedim.
"Benim gittiğim tek saray halkın adamı olarak 'Simit Sarayı'dır"
..........?
"Anladım sayın İnce, o zaman bir roman havası attıralım programı bitirmeden önce"
"Hay hay buyurun"
"İnce giyerim ince pembe yakışır genceee.
İnsan bir hoş oluyor sevdiğini görünce
Oooof sen yana ben yana
İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana"
"Sayın İnce, Sayın İnceeeee, program bitti sayın vekilim bırakın oynamayı"
"Ohhh iyi geldi bu oyun havası, moral depoladım valla"
"Ben gitmedim" diyor şaka bir yana Muharrem İnce.
Siyaseti dizayn eden eller kim?
Amerika gezisinden sonra muhalefet daha ılımlı ellerde mi yönetilsin isteniyor?
Ses çıkarmayan, milliyetçilikten uzak, iktidara yüklenmeyen, sorgulamayan, milletin gazını alıp, hesap sormayan, yeni sisteme uyumlu liderler mi isteniyor acaba?
Duyduğum kadarı ile Sayın Kılıçdaroğlu'nun altı oktan birisi olan MİLLİYETÇİ oku sivriltmeye çalıştığını, bunun için Demokrat Ülkücüler'i biraraya getirdiğini gördüm sosyal medyadan.
Peki neden ısrarla yandaş gazeteciler bunun, partinin içerisinden kaynaklanan bir komplo olacağını vurguluyorlar?
Israrla Muharrem İnce'nin mağdur edildiğini, Sayın Kılıçdaroğlu'nun istifa etmesi gerektiğini, hatta Sayın İnce'den özür dilenmesi gerektiğini söylüyor bir gazeteci arkadaş.
İnce görüşmüş olsa ona ne kârı olacak ki?
CHP'nin delegelerini de Erdoğan mı seçiyor yoksa?
Adayı Saray mı belirleyecek?
Kılıçdaroğlu aday olmayacağına göre, Erdoğan'ın karşısına çıkacak aday onu korkutacak bir isim mi olacak? Kiminle yarışmaktan korkacak, "O" kimse önünü kesme girişimi mi bu?
CHP nin başında kimin olması isteniyor?
Gazeteci Talat Atilla arkasında duruyor söylediklerinin, "Kaynağım CHP'li bir isim" diyor.
Bu durumda Kılıçdaroğlu'nun "Partimiz dizayn edilmeye çalışılıyor" dedikten sonra kamuoyuna bir basın açıklaması yapması, bildiklerini açıklaması şart oldu.
O zaman bir sonraki aşamada bu komplo bizim partimize, yani İYİ Parti'ye de yapılır mı?
Yapılır.
İnsanlar liderlik vasıflarını ortaya çıkarmak adına birilerini harcamak isteyebilir mi?
İsteyebilir.
Aslanların önüne siyasi arenada fikrini açıklayan birilerini atıp, yedirmek isteyebilirler mi?
İsteyebilirler.
Neyse ki liderimiz Sayın Meral Akşener hanımefendi aklı, öngörülü siyasi dehası ile kimlerin tezgâh açabileceğini bilir ve böylesi işlere asla müsaade etmez.
İzin vermez.
Elini cesurca masaya vurur topuklu efemiz bizim.
Kimseyi kimseye yedirmez, iç çekişmelere fırsat vermez.
'Höööt' der...
Öyle düşünmek istiyorum CHP'ye baktıkça...
Partimin Ankara kurucu il yönetim kurulu üyelerinden birisi olarak.
Çok mu?
Kalın sağlıcakla...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.