'Şehit' kelimesini ne kadar da kolay söylüyoruz...
Şair "Vatan için ölmek de var ama borcun yaşamak" diyor.
Geçen hafta yürekler yandı. 37 gencecik askerimiz şehit oldu. Bu 37 asker şehit olarak değil, yaşayarak borcunu ödemeliydi.
Türkiye resmen Ortadoğu'daki bu kirli savaşın içinde. Kirli savaş çünkü savaştığımız Müslüman olduğunu söylüyor. Savaşanlar da cihaddan bahsediyor. Cihad kime karşı yapılır? Allah’ı ve dini inkar edenlere karşı. Ölen de Müslüman, öldüren de. O topraklarda yüzyıllar boyu Müslümanlar hüküm sürüyor.
Peki bu neyin savaşı?
Bir garip savaş ki, gayri Müslümler cephede.
Dünyayı paylaşamayanlar Suriye’yi bir güzel paylaşmışlar. Kendilerinin bir tek askeri ölmüyor. Ölen de öldüren de Müslüman. Savaşanlar sorsan cihad ediyor. Cihad kendi kendine olmaz.
Sosyal medyada yürek yakan hikayeler anlatılıyor işte bir kaçı.
"Evde şehidin beş yaşındaki kızıyla karşılaştım. Elinden düşürmediği mavi balon vardı. Beraber oynayalım mı? Dedim, olmaz patlarsa ölürüm dedi. Ben de ona patlarsa sana binlerce balon alırım dedim. Cevap verdi, olmaz, onu babam şişirmişti, içinde onun nefesi var.”
Bir şehit annesinin söylediği "Şehidin helvası sizin ocakta kavrulmadığı sürece size hep tatlı gelecek".
Şehit Birhan Er’in, paylaşımında “Biz 7 yaşında yağmurun altında, soğuktan titreyerek ‘Varlığım TÜRK Varlığına Armağan Olsun’ derken şaka yapmıyorduk”.
Yıllar önce şehit olmuş babası hakkındaki paylaşımlarını gördüğüm bir öğrencimin, içindeki baba özlemini babaya hasret ateşini söndüremediğini gördüm.
Daha fazlasını yazmak içimden gelmiyor. Şehitlik edebiyatı yapmak sadece bizim vicdanlarımızı rahatlatır. Şehitlerin yakınlarında ne fırtınalar esiyor görün.
Bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin.
Yakınlarına sabır versin.
Bize olan haklarını helal etsinler...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.