CHP Genel Başkanı Kemal kılıçdaroğlu, partisinin İzmir İl Kongresi'nde "Korkma Türkiye İzmir var, Türkiye var" yazılı pankartın önünde iktidara dokuz yıl boyunca kullandığı toplam 1 trilyon 397 milyar doların nereye harcandığını sordu. 2002 Türkiye'si ile 2011'i kıyaslayan Kılıçdaroğlu, icra dosyalarının 10 milyon 26 binden 2011'de 20 milyon 506 bine çıktığını, 2002 yılında hapisteki yurttaş sayısı 59 bin 429 kişiyken 2011 yılında 127 bin 15 kişiye yükseldiğine dikkat çekti.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Celal Atik Spor Salonu'nda yapılan, beş adayın yarıştığı, partisinin İzmir İl Kongresi'nde kürsüye iki kırmıza karanfille, "Kemal Başbakan" sloganlarıyla çıktı ve partilileri selamladı. Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin CHP'li belediyelere siyasi baskı yaptığını, bu baskı nedeniyle CHP'li belediyelere "Baskın düzenlenirse ne yapacaksınız" konulu eğitim vermek zorunda kaldıklarını belirterek, şunları söyledi:"Yeniden İzmir'deyiz. Sadece Akdeniz'in Türkiye'nin değil dünyanın incisi İzmir'deyiz. Aydınlık insanların yaşadığı düşünce özgürlüğünün olduğu belediyelerin özveriyle çalıştığı, insana saygının duyulduğu bir kentteyiz. Canım İzmir'deyiz. Demokrasinin bir yarış olduğu, birden fazla il başkanımızın aday olduğu, demokratik bir sürecin İzmir'de de yaşandığını biliyoruz. Bunun için İzmir'deyiz. Dün küçük bir ilçemizde Ulubey'deydik. 59 yıl sonra Ulubey'de genç bir arkadaşımız belediye başkanı oldu. Yaklaşık 850 bin liralık borçla devraldı. Belediyeyi kazandığı andan itibaren geçmiş tüm borçları kendisinden, 15 gün içinde ödenmesini istediler. Çünkü AKP'li bir belediye başkanı vardı. Geçmişte ödenmeyen borçlara sessiz kalan bürokrasi aslan kesildi. Tüm borçları ödeyeceksiniz dedi. Belediye başkanı söz vermişti, çalışanların aylığını zamanında ödeyecekti. Haciz uygulandığı ilçenin belediye başkanı özel arabasını sattı çalışanların aylığını ödedi. Bu belediye başkanımız dediğim gibi küçük bir ilçede belediye başkanlığı yapıyor. 120 yıllık belediye binasını yeniden onardı. Oraya belediyeyi taşıdı. Kısa süre içinde bütün borçlarını ödedi, orada olağanüstü güzelliklere imza attı. Demek ki CHP'li bir belediye başkanını olduğu bir yerde insan haklarına saygı, yatırım yapma, borçları ödeme ve kendi halkına hesap verme sorumluluğu var. Bunu herkesin bilmesini isterim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yaptıklarının altını çiziyorum, imzamı atıyorum. Recep Tayyip Erdoğan'a açık çağrı. Senin güvendiğin hangi belediye başkanın varsa gönder İzmir'e, Aziz Kocaoğlu'nu da ben oraya göndereceğim. İstediğin televizyon kanalında çıkıp konuşsunlar. Her türlü baskıya rağmen bizim belediyeleriz görevlerini yapıyorlar. En son yerel yönetici arkadaşlarla beraber İstanbul'da bir toplantı yaptık. O toplantının basına kapalı bölümünde şu bilgiler vardı; Polis sizin belediyenizi basarsa neler yapacaksınız. Demokrasinin olduğu bir ülkede CHP belediye başkanlarına `polis sizin belediyenizi basarsa neler yapacaksınız' diye eğitim veriliyor. Utanılacak bir şey değil mi? AKP iktidarı zorunlu olarak bizim böyle bir eğitim vermemize neden oldu. Sakin olacaksınız, avukatları çağıracaksınız, istenen belgeleri vereceksiniz, bilgisayarlara nasıl el konur, nasıl tutanak tutulacak bunların ayrıntıları verildi. Çünkü AKP'ye güvenmiyoruz. Güvenmediğimiz için kendi belediye başkanlarımızı güvence altına almak istiyoruz. İzmir'in çalıştığını gösteren sadece Kocaoğlu değil İzmir'in çalıştığını gösteren uluslararası kuruluşlar var. Dünyadaki metropoller inceleniyor. `Dünyanın en sağlıklı gelişen 4'üncü metropolü İzmir' diyor. İstanbul ve Ankara nerede? Onlar gerilerde yer alıyor."
"ONLAR CEPLERİNE BİZ HALKA ÇALIŞIYORUZ"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanlarının ceplerine değil halka çalıştığını belirterek, şöyle konuştu:" İzmir'in önündeki en büyük engel AKP iktidarıdır. Elini İzmir'den çeksin, engel olmasın. Hizmet ikiye üçe katlanacak. Bunu ben söylüyorum. Elinizi İzmir'den çekin. İzmirli belediyelerimizi rahat bırakın. Kentsel dönüşüm yapalım deniyor. Büyükşehir Belediyesi, altı karar göndermiş Bakanlar Kurulu'ndan çıkması lazım, aylardır çıkmıyor. Niye çıkmıyor hizmet üretilecek. Kendisine soracağız neden çıkarmıyorsunuz? Ankara'yı hemen çıkarıyorsunuz. Ne kadar engellerseniz engelleyin hiçbir CHP'li belediyeyi halka hizmetten alıkoyamayacaksınız. İster polis, kaymakam, valinizle gelin mücadele edeceğiz. Mücadeleyi AKP devletine karşı veriyoruz. Tek parti iktidarı var. Yargısı elinde, bürokrasisi elinde, demokrayi savunan tek parti var, CHP'dir. Ankara Büyükşehir Belediyesi, stratejik plana hayvanat bahçesi koymuş ama bir metrekare bile yapılmadı. Başbakan! İzmir'e geldiğinde git 2.5 milyon insan nasıl gezdiyse sen de gez bak bakalım İzmir'de neler oluyor? Beceriksiz ve bereketsiz bir iktidarla karşı karşıyayız. İki büyük metropol onların elinde o kadar beceriksizler ki metroyu yapamadılar. Başbakan baktı `rezil olacağız' dedi daha fazla olmadan bu işi Ulaştırma Bakanlığı'na devredelim. İzmir devletten bir kuruş almadan aslanlar gibi çalışıyor. Onun için söylüyorum biz ülkeyi en sağlıklı yönetecek partiyiz. Bizim kadrolarımız çalışkanlığı bilgi birikimi ile AKP kadrolarının üzerindedir. CHP'de belediye başkanları cebine ve kendilerine çalışmaz. Ülkesinin çıkarları için mücadele eder, insanı için mücadele eder, çalışır, üretir çaba harcar. Kendileri için değil kentleri için çalışırlar. Onlar ceplerine biz halka çalışıyoruz."
"AKP EŞİTTİR YANDAŞ PARTİSİ"
Kılıçdaroğlu, Ak Parti'nin iktidarı süresinde 1 trilyon 397 milyar dolarlık kaynak kullandığını belirterek, iktidara şu sözlerle bu parayla ne yaptığını sordu:"Bunlar hiçbir şey yapmadı mı? Bunlar bir sürü şeyler yaptı deniyor. Son dokuz yılda AKP'nin kullandığı kaynak ülke genelinde 1 trilyon 397 milyar dolar. 70 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Bu para harcanıyor, senin hangi derdin çözüldü? Senin işsizlik sorunun çözümdü mü? Terör bitti mi? Çiftçi, esnaf hayatından memmun mu? O zaman nereye gitti bu paralar? AKP iktidarı yurttaşlarına bunun hesabını vermek zorundadır. Çık 1 trilyon 397 milyar dolarla ne yaptığını açıkla. Bir Atatürk Barajı yaptım de Keban Barajı yaptık de. Nereye gitti bu paralar? Yandaşlara gitti. AKP eşittir yandaş partisi."
SARI SENDİKA
Kılıçdaroğlu, ekonominin iyi olmadığını öne sürdü ve iktidara "evet" diyen memur sendikalarının sarı sendika olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Ekonomiyi iyi yönettiklerini söylüyorlar. Ekonomi sayfalarını açıyoruz, parlak ifadelerle dolu. Türkiye'de bir numaralı sorun işsizlik görülüyor. Nereye gitsem elime tutuşturulan her kağıtta vatandaş iş istiyor. 10 yıldır bu ülkeyi yönetenler 1 trilyon 397 milyar dolar para harcayanlar işsizlik sorununu neden çözemediler. Ulubey'de bir köylü `8 kilo buğday bir litre mazot' diyor. Nasıl oluyor. Bu tabloya bu ülkenin katlanma şansı yok. Hollanda'yı düşünün, Konya'dan küçük bir devlet bir yılda 80 milyar dolarlık tarım ürünü ihraç ediyor. Bir de Türkiye'yi düşünün. Bu tablo Türkiye'nin yüz karasıdır. İthalat ayrı. Bu güzel coğrafyada biz kurbanlık koyunumuzu, etimizi, pamuğu, buğdayı yurtdışından getiriyoruz. Esnaf perişan. Memurlara ne verdiler. Yüzde 4. Ne diyorlardı memurların durumu iyi olacak diyorlardı. Biz ne dedik sendika veriyorsa toplu sözleşme hakkı vereceksin. Onun adı nedir sarı sendikadır. AKP iktidarının yalakalığını yapan, her söylediğine `evet haklısın' diyen bir memur sendikası demokratik bir ülkede toplu sözleşme yapamaz" dedi.
"DENETLEMEZSENİZ NAMERTSİNİZ KORKMUYORUZ SİZDEN"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da denetçi kalmadığını hepsinin İzmir'e belediyeleri denetlemek için gönderildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Demokrasi hepimizin üzerinde özenle durduğu bir konudur. CHP bu ülkeye demokrasiyi getiren partidir. CHP'li olmak kolay değildir. CHP'li olmak için önce Kuvayi Milliye ruhuna sahip olmak, insana saygı duymak gerekiyor. Halka hesap vermeyi namus kabul etmek gerekiyor. Tutuklu vekillerin bu ülkenin bir ayıbı olduğunu kabul etmek gerekiyor. İnsana saygının ötesinde demokrasi kültürü gerekiyor. Eleştiriye tahammül etmek gerekiyor. Bizim gibi düşünmeyenlerin de düşüncelerini özgürce açıklayabileceği bir ortam gerekiyor. Küçük bir belediyeden örnek verdik. Ankara'da müfettiş kalmadı. Hepsi İzmir belediyelerini denetlesin diye görevlendirildi. Denetleyeceklermiş, denetlemezseniz namertsiniz, korkmuyoruz, sizden çekinmeyeceğiz biz. Sanıyorlar ki biz korkacağız. CHP'yi kuran kadrolar Batı'nın emperyasit güçleriyle savaşan kadrolardır. Korku bizim kültürümüzde yoktur. Haklı davamızı savunacağız. Halkı bastırtıyorsun halkı korkutuyorsun ne yaparsan yap hiçbir CHP'li senden çekinmeyecektir senden korkmayacaktır. Çünkü CHP'li olmak demek yürekli olmak demektir. Senin tüm baskına rağmen yolumuza devam edeceğim. Bu ülkede gerçek anlamda demokrasi ve özgürlük gelinceye kadar mücadele edeceğiz."
2002'DE İCRALIK DOSYA 10 MİLYON 26 BİN 2011'DE 20 MİLYON 506 BİN
Kılıçdaroğlu, 2002 ile 2011 yıllarındaki icralık dosya ve hapistekilerin rakamlarını vererek, "2001 krizini biliyorsunuz Başbakanlığın önünde bir esnaf yazar kasa atmıştı. 2002 yılında icra dairelerindeki dosya sayısı 10 milyon 26 bin. 2011'de ekonomi çok parlak diyorlar ya gazeteler AKP'yi övüyorlar ya icra dairelerindeki dosya sayısı 10 milyon 26 binden, 20 milyon 506 bine çıkmış durumda. Ne oluyor bu ülkede? 2002 yılında hapisteki yurttaş sayısı 59 bin 429 kişi. 2011 yılı ekonomi büyümüş kimsenin bir sorunu yok, işsiz yok, gazeteler öyle yazıyor! Hapisteki yurttaş sayısı 127 bin 15 kişiye çıkmış durumda. Ülkede demokrasi var diyorlar; düşündün mü hapse, seçildin mi hapse, ne olursa olsun itiraz mı ettin doğru hapse. 1945'lerin toplama kampı Türkiye'de kuruldu. Silivri toplama kampı. Yüz kızartıcı bir tablodur. Böyle bir tabloyu kabul etmiyoruz. Yazarı çizeri herkes hapiste, ortak yanları AKP'ya karşı çıkmak. Bu tabloyu değiştirecek tek parti var onun adresi CHP'dir. Herkes böyle bilsin" dedi.
"İKTİDARDAN KORKAN AYDINA DÖNEK DERİZ"
Kılıçdaroğlu, iktidardan korkan aydınlarları eleştirerek, "Bu ülkenin sorunları çözmek sadece benim görevim değil. Düşünen ülkesini çocuklarını seven onların geleceğini düşünen her yurttaşın ortak görevidir. O mücadelede cesur ve yürekli olacağız. İnanacağız ve kazanacağız. Aydın denen insan, sorumluluk hisseden kişidir. İktidardan korkan kişiye entelektüel de olsa biz ona aydın değil korkak dönek ve nabza göre şerbet verenler diyoruz. Her yürekli aydın haksızlığa itiraz etmek zorundadır. Aydınların sorumluluğu çok önemlidir. Bir ülkenin geleceğiyle ilgili kararları aydınlar verir. Entelektüel birikimi olan aydınlar siyasi iktidarı eleştirir. Yeni Şafak'ta bir yazar, gazeteci iktidarı eleştirdi diye görevine son verdiler. Bizim gibi düşünmeyen aydınlara da saygılıyız. Ama korkak aydınlarla yolumuzu ayırırız" dedi.
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE FB'Lİ ALEX'İ ÖRNEK VERDİ
Kılıçdaroğlu, ülkedeki düşünüce özgürlüğünü ilginç bir örnekle şöyle anlattı:
"Fenebahçe'nin meşhur bir futbolcusu var. `Alex ne düşünüyorsun Aziz Yıldırım içeri atıldı' diyorlar. `Düşüncelerimi açıklasam ben de süratle başkanın yanına giderim' diyor. Şu ülkenin geldiği hale bakın. Yabancı bir futbolcu `düşüncelerimi açıklarsam içeri atarlar' diyor. TOBB Genel Kurulu'nda işadamlarına, `Gerçek bir özgürlüğün olduğunu mu düşünüyorsunuz. Recep Tayyip Erdoğan aleyhine konuşursam başıma bir şey gelir mi gelmez diye endişe duyuyorsanız demokrasi yoktur. İstediğim gibi eleştiririm diyorsanız demokrasi vardır. Benim telefonlarım dinlenmiyor. Ben bundan eminim diyorsanız. O ülkede demokrasi vardır' dedim. Salondakiler bana sadece alkışlarla cevap verdiler. Onlara demokrasinin kalitesizliğini kabul ettiklerini için teşekkür ediyorum."
"BİZİM ÜLKEMİZİN DE BİR DİKTATÖRÜ VAR, ADI RECEP TAYYİP ERDOĞAN"
Demokrasi varlığında milli iradenin dengesine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'nın demokrasiden nasiplenmediğini belirterek Türkiye'de Ak Parti iktidarı ile bir diktatörlük sisteminin var olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Demokrasi kültüründen nasibini almamış kişiden demokrasiyi trene benzetip istediğimiz yerde ineriz diyenler post modern diktatörlerdir. Bizim ülkemizin de bir diktatörü var, adı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bunu da herkes bilsin. Bir ülkede demokrasinin olması için milli iradeyi kullanan güçlerin dengeli bir yapıda olması gerekiyor. Yasama, yürütme, yargı ve medya. Medyanın bu ülkede özgür olduğunu düşünen biri el kaldırabilir mi? Kimse el kaldırmıyor" dedi.
CEMİL ÇİÇEK'E GÖNDERME
Tutuklu gazeteci sayısındaki artışı hatırlatarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek'in meclis başkanlığı görevinin tartışılabilir boyuta ulaştığını ifade eden Kılıçdaroğlu, demokrasi ayıbı yaptığını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, "Brüksel'e gittiğimde hapisteki gazeteci sayı 30'du. 30 gazeteci hapisteydi iki yargı reformu geldi hapisteki gazeteci sayısı 105'e çıktı. Gözümüz aydın bir çıtayı atlamış bulunuyoruz. Yasama organı, elim kolum bağlı bir şey yapamam diyor. Bir meclis başkanı `Benim elim kolum bağlı bir şey yapamıyorum' dediği andan itibaren onun meclis başkanlığı her ortamda tartışılır' diye konuştu.
"MUHALEFET YAPMIYOR DİYENLE HESAPLAŞMAYA HAZIRIM"
Türkiye'de yürütme organının kontrol mekanizması rolünü üstlendiğini, bu nedenle de güçler dengesinin bozulduğunu aktaran CHP lideri Kılıçdaroğlu mücadele konusunda birlik ve bütünlüğün sağlanması için partililerine çağrıda bulundu. Demokrasinin askıya alındığını kaydeden Kılıçdaroğlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Yürütme organı yasamayı yargıyı ve medyayı kontrol ediyorsa esasta bir demokrasi yoktur. Güçler dengesini bozduğunuz andan itibaren demokrasi askıya alınmış demektir. Mücadele edeceğiz Türkiye aydınlığa çıkıncaya kadar. Şu anda Türkiye'de AK Parti iktidarına karşı en ciddi muhalefeti yapan parti CHP'dir. İki temel yanlıştan arınmamız gerekiyor. `CHP muhalefet yapmıyor' diyorlar. Herkesle bu konuda hesaplaşmaya hazırım. CHP hem yurt genelinde hem TBMM'de muhalefet yapan tek partidir. Üstelik biz muhalefeti Ak Parti'ye değil Ak Parti devletine karşı yapıyoruz."
"YARGI MİLİTANLAŞTIRILDI"
Yargının bağımsız olmadığını ve yandaş medya ile Türkiye'nin bilinen tablosunun yansıtılmadığını savunan Kılıçdaroğlu, mücadelelerini demokratik yollardan sürdüreceklerini söyleyerek, "Yargı tümüyle AKP'nin kontrolü altındadır. Mücadeleyi demokratik yollardan yapacağız. Bizim temel hedefimiz bu olmalıdır" dedi.
"SENDİKALAR İKTİDARIN BORAZANI"
Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarının geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri iş yavaşlatma eylemine karşın meclisten geçen grev yasağı maddesine de değinen Kılıçdaroğlu, söz sahibi olan sendikalara sert eleştiriler yöneltti. Kılıçdaroğlu, "THY greve gitti. Sendikanın haberi yok. Siz hiç Türk İş ve Hak-İş'in sesini duydunuz mu? Sözde işçilerin haklarını savunan kuruluşlar. Eğer bir ülkede işçi sendikası işçinin hakkını değil de siyasi iktidarın borazanlığını yapıyorsa onlara işçi sendikası denemez, onlara sarı sendika denir. Onlar iktidarın sendikasıdır" diye konuştu.
NAZIMIN MEZARI ANADOLU'YA TAŞINACAK
Bugün aynı zamanda Nazım Hikmet'in ölüm yıldönümü olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, partisinin iktidarı döneminde şairin mezarının vasiyeti üzerine Anadolu'ya getirileceğini açıklayarak şunları söyledi:
"Nazım hikmet'in ölüm yıldönümü. Bir sözüm var bir ahtım var CHP iktidarında Nazım'ın mezarını getirip Anadolu'da bir çınarın altına yatmasını sağlayacağız. Nazım Hikmet büyük acılar yaşamış bir ozanımızdır hak etmediği cezalarla karşı karşı karşıya kaldı. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı hasretin ne olduğunu onun şiirleri kadar güzel anlatan yoktur. Ülke sevdası ülke hasreti hep çekilmiş ve mısraya dökülmüştür. Bu ülke Nazım'ına sahip çıkamayacak mı? O rüzgara karşı yürüyen bir insan aykırı bir insandır. Sanatın doğası zaten onu gerektiriyor. Ona saygı duymak. Şiirlerini okumanın yasak olduğu dönemlerden geçip bu salonlarda onun şiirlerini okuyoruz. Onun Moskava'daki mezarından getirilip Anadolu'da bir çınarın altına defnedeceğiz."
TERÖR SORUNUNA ÇARŞAMBA RANDEVUSU
Partisinin terör konusunda çözüm önerisi sunmadığına yönelik iddialara açıklık getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çarşamba günü terör konusundaki çözüm önerilerimizi görüşeceğiz. Yeni CHP sorunlara çözüm üreten bir partidir. Eskiden `CHP sadece düşünür hiç çözüm üretemez' derlerdi. CHP hangi sorun varsa çözümün bir parçasıdır. Uygulatacağız bu projeleri süt ve intibak yasası gibi. Süt dağıtımı ile dalga geçtin. Beceriksiz adamsın, beceriksiz Hükümetsin, süt dağıtmayı bile beceremedin. Kabahat bende değil ki. Gelirsin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na, adamlarını gönderirsin, kurs görürler, hangi fiyattan alınır nasıl dağıtılır, görürsün. İklim değişikliğinden işsizliğe, yoksulluğa kadın ve gençlerin sorunlarına kadar hayatın her alanıyla ilgili sorunlara çözüm üreten parti CHP'dir."
"AKP KONGRELERİNDE İKİNCİ ADAM ÇIKMAZ"
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin kongrelerinde ikinci adam çıkamadığını belirterek, "İkinci adam korkudan çıkamaz. Çıkarsa ne olur partiden atılır ya da ihale verilmez. CHP'de ne oluyor adaylar çıkıyor özgürce yarışıyorlar. Demokrasi içinde mücadele ediyorlar. Bu ülkeye demokrasiye getiren parti, CHP'dir. Beş başkan adayımız da burada. Hepsi görücüye çıkıyorlar. Hepsine inanıyorum. Kararı siz vereceksiniz. Sizin karanızı benim başımın üstünde. Kurultay sonrası göreceksiniz partide disiplin olacak. Adam endeksli değil düşünce endeksli siyaset yapacağız. Sosyal demokrasi kültürünü geliştireceğiz" dedi.Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından salondan ayrıldı.
NOTLAR
CHP'nin 34. İzmir İl Kongresi'nde Tacettin Bayır, Ali Engin, Levent Eyipişiren, Lusatfa Çevikel, Hasan Nebi aday oldu. Kongrenin çarşaf liste ile yapılmasına oy çokluğu ile karar verildi. Kongre için İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait Celal Atik Spor Salonu bayraklar ve balonlara süslendi. İki metre yüksekliğindeki 66 metrekare genişliğindeki sahnede Atatürk ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafları yer aldı. Partinin İzmir mitingindeki kalabalığı gösteren fotoğrafın üzerinde "Korkma Türkiye İzmir var CHP var" ve " Benim için yandaş yok. Sadece vatandaş var. Halkın iktidarını kuracağız" yazılı sloganlar yer aldı. Tribünlerde oturanlar üzerinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun resminin bulunduğu bayrakları salladı.
"Kalemiz sizinle yıkılmaz", " Alayına isyan inadına çapacı Bayır başkan", "İzmirli Tacettin Bayır'la diz çökmeyecek", Emperyalizme maşa, kapitalizme köle, AKP'ye kul olmayacağız", "Adam gibi adam Ata'dın, atadığının yolunda yürürüz", "Sessiz çoğunluğun sesi, Tacettin Bayır" yazılı pankartlar açıldı.
Salonun ortasında 600 delegenin yanı sıra Genel Başkan, yardımcıları, milletvekilleri oturdu. Kongrede CHP marşlarının yanı sıra Ferhat Tunç ve Edip Akbayram şarkıları çaldı.
Levent Eyipişiren salona sessiz girerken Ali Engin'in coşkulu girişi dikkat çekti. Engin'in delegeye kırmızı karanfil dağıtırken boynuna poşu takıldı.Divan Başkanlığı'nı adayların Levent Eyipişiren ve Tacettin Bayır'ın önerisiyle Parti Sözcüsü Birgül Ayman Güler yaptı. CHP Genel Başkanı "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganları ile salona girdi.
"CHP İŞSİZLİK VE TERÖRÜ ÇÖZECEK"
İzmir kongresinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin İl Kongresine katılmak üzere İzmit'e geldi. Kemal Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada ülkede işsizlik ve terör olmak üzere ülkede iki sorun bulunduğunu ve bu sorunlarıda çözecek partinin CHP olduğunu söyledi. İzmit Atatürk Kapalı Spor salonunda yapılan ve mevcut İl Başkanı Yalçın Kuşkan ile Servet Alparslan'ın aday olduğu kongreye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Başbakan Kemal" sloganları arasında salona giriş yaptı. Türkiye'nin üreten ve Dünya'ya meydan okuyan bir ülke olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu bunun için ülkenin CHP iktidarına ihtiyacı olduğunu söyledi. Sorunu çözecek olan adresin CHP olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:"Bu ülkede en temel iki sorun nedir diye sorsanız söyleyeyim. Bir işsizlik iki terör. İkisini de çözecek parti CHP'dir. Üreten Türkiye olması lazım. Borçlanan Türkiye değil, üreten, çalışan, alın teri döken, dünryaya meydan okuyan bir türkiye olması lazım. Bunun için Türkiye'nin CHP iktidarına ihtiyacı var. Sizin desteğinize ihtiyacı var. Beraber çalışırsak CHP iktidarında iki temel sorunu da tarihe gömeriz. Terör konusunda da projeyi biz ürettik. Çarşamba günü sayın başbakan ile görüşeceğiz. Yol haritamızı söyleyeceğiz. Yol haritamız sağlıklı bir yol haritasıdır. Terörü sonlandıracak bir yol haritasıdır. Diyebilirler ki bu eksik, diyebilirlerki bu yanlış. Nederlerse desinler. Onlara şunu söylüyorum madem bizim projemizi eksik görüyorsunuz, yanlış görüyorsunuz o zaman siz getirin projenizi biz destek verelim. Önemli olan sorunu çözmek değilmidir. Sorunu çözecek adres CHP'dir. Biz şunuda çok iyi biliyoruz. Sorunu yaratan adres AK Parti, sorunu çözcek adres CHP'dir. Bunu herkese duyurmak istiyorum. " dedi. Salonda partililer "AK Parti şaşırma sabrımızı taşırma" şeklinde sloganlar attı.
ÜLKE AÇIK CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜ
Ekonomi sayfalarında Türkiye'nin güllük gülistan bir ülkeye dönüştüğünü söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Hangi gazeteyi açsanız ekonomi sayfalarına baktığınızda bile Türkiye güllük gülüstanlık. Eğer bir ülkede çalışanlar haklarını arıyorlarsa o ülkede hapisaneler boş olur. Niye millet hapisaneye girsin. Rakam veriyorum 2002 yılı hapisteki vatandaş sayısı 59 bin 429 kişi. 2011 yılında ise 127 bin 15 kişiye çıkmış. Yüzde yüzlerden daha fazla artış var. Hapisanelerde yatacak yer yok. Yerlerde yatıyorlar insanlar. Ülke açık cezaevine dönüştü. Konuşursanız hapis, konuşursanız baskı, ne yaparsanız baskı. Baskıdan arınmanın, özgür Türkiye'yi kurmanın yolu CHP'den geçer. Biz özgürlüğü, demokrasiyi, insan haklarını savunuyoruz. Hapisaneleri zindanları boşaltıp, herkesin alın teri ile kazandığı modern, çağdaş ve uygar bir Türkiye'yi yeniden kurmak istiyoruz." dedi.2011 KRİZSİNİ hatırlarsanız bir vatandaş yazar kasasını başbakanlık önünde atmıştı. O tarihde icra dairelerinde 10 milyon 26 bin dosya icra dailerinde vardı. 2011 yılında ise 20 milyon 506 bine çıkmış durumda. Sözde AK Parti ülkeyi güllük gülüstanlık yönetiyor. Esnaf, çifçi, emekli memnun değil. Emekliler memnunmu? 18 milyon kişi emeklileri söylüyorum AK Partiye oy veriyorsa onların şikayet etmeye hakları yok. Kimse kusura bakmasın. Emeklinin hakkını ben savunucam o gidecek AK Partiye oy verecek sonra da bana geçinemiyorum diyecek. Hayır efendim senin şikayet etmeye hakkın yok. Taşeron işçisi hayatından memnun. 2 milyon taşeron işçisi var. Hakkını ben savunucam oyunu AK Partiye verecek. Yok öyle birşey. Bak CHP var burada alın terinin hakkını verecek. Hak arayana destek vereceğiz ama kendi hakkını aramayanların da uyarayacağız. Bu CHP'nin görevi." diye konuştu.
KİM KAZANIRSA BAĞRIMA BASACAĞIM
Bugün Nazım Hikmet`in ölüm yıldönümü olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Söz veriyorum CHP iktidarında koca Nazım`ı getireceğiz ve Anadolu`da koca bir Çınar'ın altında gömeceğiz. Bir kişiye il başkanı olacaksınız diyorlar demokrasiyi getirmek isteyen bir parti böyle bir şey yapmaz. Bizde 2 aday var. Özgürce yarışacaklar. Kim kazanırsa onu bağrıma basacağım" dedi . Ardından Kemal Kılıçdaroğlu başkan adaylarıyla birlik basın mensuplarına poz verdikten sonra Yalova'da İl kongresine katılmak üzere salondan ayrıldı.