Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kayacık köyündeki karakol yapımını bahane edip saldıran, şantiye çadırlarını ateşe vererek ortalığı savaş alanına çevirenler, büyük maddi hasara yol açtı.
Lice’de patlayan ‘süreç’
AKP ile PKK arasında gizlice başlayıp teröristlerin çekilmesine varan çözüm süreci, tarafların karşılıklı güvensizliği ve tonu giderek artan suçlamalarla patlama noktasına geldi. İktidar “Henüz yüzde 15’i çekildi” derken, PKK 2. aşamanın gereklerinin yerine getirilmesi için bastırıyor.
Hastalar, kadınlar çekildi
Karakol yapımlarının durdurulması, koruculuğun kaldırılması ve yasal-anayasal düzenlemelerin yapılmasını isteyen örgüt, söylemini sertleştirip uyarı eylemleri yapmaya başladı. Ancak fitili ateşleyen ‘sadece 200 hasta ve kadın teröristin çekildiğini’ gösteren istihbarat raporu oldu.
İmralı canisi de “2” dedi
İktİdarIn rapor uyarınca yeni adımlar atmayacağının netleşmesiyle zirve yapan tansiyon, Lice’de karakol yapımını bahane edenlerin çıkardığı olaylarla sıcak çatışmaya döndü. Bir mesaj yayınlayan Öcalan, “2. aşamadayız. Somut adım atılması elzem” dedi.
“Güven bunalımı” karakolda patladı!
İktidar ile PKK 3 aşamalı süreçte anlaşmazlığa düştü. “Çekilme tamam değil” diyen hükümete karşılık örgüt “sözünde dur” deyince gerilim Lice’de zirve yaptı.
İktidar partisi AKP ile terör örgütü PKK’nın müzakere masasında genel çerçevede anlaşması, uygulama ve atılacak adımlar konusunda “güven bunalımı”na dönüştü. Başbakan Tayyip Erdoğan, “Çekilme tamamlanmadı. PKK’lıların ancak yüzde 15’i sınırlarımız dışına çıktı” gerekçesiyle müzakereyi ağırdan alınca, terör örgütünün “Biz sözümüzde durduk. Sıra sizde” açıklamaları bardağı taşıran damla oldu ve gerilim Lice’de zirve yaptı. Pazarlığı tıkanma noktasına getiren birinci aşamanın hükümet tarafından “henüz tamamlanmadı”, PKK’nın ise “ilk aşama tamam, ikinciye geçelim” ısrarı karşılıklı restleşmeye dönüştü. Teröristbaşı Öcalan da yayınladığı mesajda, “2. aşamadayız. Somut adım atılması elzem” dedi.
Eyleme dönüştü
Karakol yapımlarının durdurulması, koruculuğun kaldırılması ve yasal-anayasal düzenlemelerin yapılmasını isteyen terör örgütü, sert söylemlerinin ardından uyarı eylemlerine de başladı. İçinde komutanların bulunduğu helikoptere ateş açılması, yol kesip kimlik kontrolü yapılması, şantiye baskınları ve adam kaçırmalar birbirini takip ederken, tansiyon, Lice’de karakol yapımını bahane edenlerin çıkardığı olaylarla sıcak çatışmaya döndü. PKK’nın bölgede karşı çıktığı karakol yapımına ilk tepki Lice’den geldi. Kayacık Köyü’ndeki karakol tadilatına karşı çıkan bir grubun şantiye basıp çadırları ateşe vermesi sonucu 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın ölmesi, 2’si ağır 9 kişinin yaralanması bölgede gerginliği artırdı. Lice’nin Kayacık Köyü Jandarma Karakolu’nun Kalekol’a çevrilmesi için yapılan inşaat çalışması önceki gün kalabalık bir grup tarafından protesto edildi. Grubun arasında bulunan bazı kişiler, yanlarında getirdikleri molotof, el yapımı patlayıcı, sopa ve taşlarla şantiyeye saldırıp, işçilerin barındığı çadırları yaktı. Grubun içinden silahla ateş açıldığı belirtilirken, askerler de grubu dağıtmak için havaya ateş açtı. Yaşanan arbedede Medeni Yıldırım hayatını kaybetti.
3 şehit vermişti
Tadilat yapılan karakola PKK’lılar 19 Kasım 2008’de bomba yüklü araçla ile intihar saldırısı düzenlemiş, aracı kullanan terörist etkisiz hale getirilmişti. Çıkan çatışmada, 2 asker şehit olmuş, 3 asker yaralanmıştı. Nizamiyeden içeri girmeye çalışan 3 PKK’lı da öldürülmüştü. Bu arada, İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, olaylarda 1 kişinin öldügü ,2’si ağır olmak üzere 9 kişinin yaralandığı belirtildi. Açıklamada, “Konuyu bütün yönleriyle idari açıdan incelemek ve gerekli araştırmaları yapmak üzere, iki Mülkiye Müfettişi ile iki Jandarma Genel Komutanlığı Müfettişinin görevlendirilerek bölgeye gönderilmiştir” denildi.
Atalay: Proje yeni değil ki!
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Lice’de yaşanan olaylara konu olan karakolun yeni olmadığını söyledi. Atalay, “Kayacık Köyü’nde zaten eskiden beri karakol var. Oraya yeni bir karakol yapılmıyor, eski karakolun binası yenileniyor” dedi. “Süreci yürüten kişileriz bizler, bunun siyasi muhatabı BDP’dir, Demirtaş ve arkadaşlarıdır” diyen Atalay, şunları söyledi: “Bizler dürüst, tahrik etmeden, yatıştırıcı rol oynama durumundayız. Bu karakollarla ilgili bilgimiz var. Bunlar daha önceden başlamış, çözüm sürecinden sonra başlayan projeler değil. Olayın aslını öğrenmek istiyoruz. Provakasyon var mı, askerin tutumu nasıl, vatandaşın taşlı, molotoflu saldırısı var mı öğrenmek istiyoruz. Olayı öğrendikten sonra gereğini yaparız. Hepimize düşen serinkanlı olmak, üzücü olayı aydınlatmak ve failleri üzerinde gerekeni yapmaktır. BDP ile sağlıklı iletişim içindeyiz. BDP’nin birkaç gündür dillendirdiği ’ikinci aşamaya geçildi, Hükümet birşey yapmıyor’gibi vatandaşı tahrik eden ifadelerini de çok yanlış buluyorum. Bunlar olgun ifadeler değil. Biz, tutarlı olmalıyız, bu süreç Türkiye için çok önemli.”
Erdoğan’a “Hala birinci aşama” dedirten rapor
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın terör örgütü PKK ile pazarlık sürecinde adım atmaması ve “Hâlâ birinci aşamadayız” demesindeki sebep istihbarat raporu ile ortaya çıktı. BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK’nın yüzde 80’i Türkiye’yi terk etme yolunda” sözlerine karşılık Erdoğan’ın “Örgütün yüzde 15’i çekildi” açıklamasının sırrını çözen raporda, “Nasıl olsa operasyon yapılmaz” anlayışı ile PKK’nın en rahat dönemini yaşadığı ifade edildi. Raporda, “Çözüm sürecinin birinci aşamasının ilk etabı bile tamamlanamadı. Şimdiye kadar sadece 200 terörist çekildi, onlar da hasta ve kadınlar. Kırsala katılımda patlama var, örgüt zaleni propaganda yapıyor” denildi.
Örgüt güçleniyor
Süreçle birlikte örgüt üyelerinin çoğunun kent merkezlerine indiği savunular raporda, “Örgüt, moral ve motivasyon açısından güçlendi, maddi anlamda kaynakları da arttı” görüşüne yer verildi. Çözüm süreci sonrasında örgütün bölgede yaptığı eylemlerle ilgili yapılan çalışmada, sadece haziran ayında 20 planlı eylemin gerçekleştirildiği belirlendi. Bu eylemlerin bir kısmında propaganda yapıldığı, bir kısmında da adam kaçırma, iş makinelerinin yakılmasının gerçekleştirildiği vurgulandı. Raporda, çözümden rahatsız olan ve PKK’nın çekilmesini engellemeyi amaçlayan bazı ülkelerin çalışmaları hakkında da bilgi verildi. Raporda, bölgedeki karakol ve baraj yapımlarına tepki duyulduğu, süreci baltamayı amaçlayan bazı grupların, baraj ve karakol yapımlarını gerekçe göstererek, bölgede ikinci bir Gezi eylemi sürecini başlatmayı amaçladıkları da vurgulandı.
Sadece 200 kişi
* Çözüm sürecinin henüz birinci aşamasının ilk etabı bile tamamlanmadı.
* Bugüne kadar yaklaşık 200 örgüt üyesi yurtdışına çıktı. Bu kişiler de, hasta, kadın ve sorunlu kişilerden oluşuyor.
* Kendilerine operasyon yapılmayacağına dair kesin kanaate varan örgüt üyeleri, yurt içinde aleni olarak propaganda yapıyor.
* Süreçte örgütün kırsal kadrolarına katılımda patlama yaşanıyor.
* Bazı ülkeler, örgüt üyelerinin yurtdışına çıkışını engellemek için yoğun çaba sarfediyor.
* Güvenlik birimleri arasında koordinasyonda kopukluk meydana geldi. Süreç tek MİT’in sorululuğunda gibi bir anlam oluştu.
* Süreçte örgütün motivasyonu ve morali arttı. Ayrıca, parasal kaynaklarında da önemli bir artış sağlandı.
“Barışa inanç yok, kaygı var”
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Lice’de 1 kişinin ölümüne neden olan olaylarla ilgili olarak karakol komutanı ve sorumluluğu olan güvenlik güçlerinin görevden alınmasını istedi. İlçede yaşananları üzücü bir olay olarak nitelendiren Demirtaş, “134 yeni karakol ve kalekol inşaatına hız verilmesinin mantığı olabilir mi. Devlet 134 kalekola bu milletin parasını niye yatırıyor. Demek ki, barışa inanç yok, kaygı var. Bu köyde altyapı yok, kanalizasyon yok, suyu yok. Fakat iki karakol yapılıyor. Sağlık, eğitim ve istihdam için yatırım yapılmalı. Bu sürece hükümet güç ve katkı vermiyor. Hükümetin bu politikalarını eleştirecek, teşhir ve protesto edeceğiz. Lice’de insanlar arkalarından vurulmuştur. Köylüler tarandıktan sonra gaz atmıştır. Yaralıların alınması fırsatı bulunmamış, ambulans gidememiştir. Halkı provokatör olarak suçlamak devlete yakışmaz. İnsanlar demokratik gösteri hakkını sınırsız kullanabilmeli” diye konuştu.
Hüseyin Çelik: “Diren süreç” dedi
AKP’li Hüseyin Çelik Lice olaylarını böyle değerlendirdi: Birileri çözüm sürecini sabote etmeye çalışıyor. Sağduyulu olmalıyız. Çözüm sürecinin direnmesi gerekir. Çözüm süreci direnmezse kan ve kin direnecektir.
AKP’li Hüseyin Çelik: Birileri süreci sabote ediyor
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Lice’de karakol yapımı gerginliğine ilişkin olarak, “Halkımızın şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Bir kere bu olaydan hareketle birileri çözüm sürecini sabote etmeye çalışıyor” dedi. Çelik, bir televizyon kanalında Lice’deki karakol gerginliğini değerlendirirken, Türkiye’de pusuda bekleyen art niyetlilerin adeta Gezi Parkı’nın bir tür versiyonunu sahneye koymaya çalıştıklarını kaydetti. Çelik, bunu izlediklerini, gözlediklerini ve sosyal medyada bir yalan, iftira ve abartı fırtınasının başladığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
PKK’lı ise çok vahim
“Halkımızın şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Bir kere bu olaydan hareketle birileri çözüm sürecini sabote etmeye çalışıyor. Bu çözüm süreci başladığı günden beri, aşağı yukarı 17 olay meydana geldi. Yine bu şekilde şantiyeleri basma, oradaki müteahhitlerin araçlarını yakma, gasp şeklinde, insan kaçırma şeklinde olaylar. Bizim tahminimiz ve değerlendirmemiz, ya bunlar PKK’nın kontrol edemediği ve çözüm sürecine karşı olan PKK içindeki bazı gruplardır veya başka türlü bu süreci sabote etmek isteyen kimselerdir. Daha önce çok rahatlıkla insanlardan haraç alan, insanlardan bir şekilde silahlı tertip menfaat temin eden gruplar olabilir. Eğer bunlar PKK’lı ise çok vahim. Çözüm sürecini zehirliyorlar demektir. Eğer bunlar PKK’lı değilse, BDP’lilerin, PKK’lıların bunlara sahip çıkmaması gerekiyor. Buradan hareketle Türkiye’yi yeniden bir kargaşaya, yeniden bir kaosa süreklemeye çalışanlara da birilerinin fırsat vermemesi gerekir.” Çelik, savcıların konuyu araştırdıklarını dile getirerek, “Eğer bir kasıt varsa, bile bile yapılan bir yanlış varsa devlet memurlarının, askerlerin, polisin, güvenlik güçlerinin de yanlış yapma imtiyazı yoktur. Hukuk onun yakasına yapışır” dedi.
Gültan Kışanak: “Hesabını soracağız”
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak’tan “Lice” tehdidi geldi: Halkın üzerine ateş açılmış olması resmen bir katliam girişimidir! Şu da bilinmelidir ki, bu alçakça saldırının hesabı sorulacaktır!
Kışanak: Saldırının hesabı sorulacak!
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, “Tek amacı karakol inşaatını protesto etmek olan bir halkın üzerine ateş açılmış olmasının resmen bir katliam girişimi” olduğunu vurgulayarak, “Şu da bilinmelidir ki bu alçakça saldırının hesabı sorulacaktır” dedi. Diyarbakır’da gazetecilere açıklamalarda bulunan Kışanak, şöyle dedi: “Şunu söyleyeyim ki, bu olay örtbas edilebilecek bir olay değil. Bütün köylüler tanık, yaşananlar ortada. Sivil savunmasız insanlar en demokratik hakları olan gösteri hakını kullanmıştır. Basın açıklaması bittikten sonra dağılmak üzereyken üzerlerine ateş açılmıştır. Bunu hiçkimse çarpıtmasın. Kaymakam, vali bu olayın üstünü örtmeye kalkmasınlar, hepsi altında kalırlar. Bu kanlı saldırıyı gerçekleştirenler, emri verenler, bu provokasyonu tertipleyenler derhal yargı önüne çıkartılmalıdır. Vali, kaymakam, komutan bu saldırının doğrudan sorumlusudur. Derhal görevlerinden alınmalıdır.” Kışanak yaptığı yazılı açıklamada ise “Savaş değil barış istiyoruz” pankartı taşıyan bir grubun, Lice’nin Kayacık köyünde yürüyüş gerçekleştirdiğini ve yeni karakol yapılmasını protesto ettiğini, bunun ardından dönenlerin üzerine bizzat hedef gözetilerek askerlerce ateş açıldığını iddia etti. Kışanak, “Tek amacı karakol inşaatını protesto etmek olan bir halkın üzerine ateş açılmış olması resmen bir katliam girişimidir. Protesto eylemini gerçekleştirenlerin tamamı sivil, silahsız köylülerdir. Köylülerin üzerine bu şekilde ateş açılması çok açık bir cinayettir, bir katliam girişimidir, alçakça düzenlenen bir provokasyondur. Halkımız, sağduyusunu korumalı ve provokasyonlara gelmemelidir” dedi.
Sırrı Süreyya Önder: “Hükümetin niyeti yok”
BDP’li Sırrı Süreyya Önder, Lice olayları için hükümeti suçladı: Saldırı, devletin verdiği sözlerin hiçbirisini tutmaya niyetli görünmediğini ortaya koydu. Ancak Kürtler de bir milim taviz vermeye niyetli değil.
“Barış dediğin böyle gelmez!..”
Taksim’e yürüyen grup adına açıklama yapan BDP Mileltvekili Sırrı Süreyya Önder, hükümetin verdiği sözleri yerine getirmediğini belirterek; “Barışa niyetli olan hiç kimse karakollar yapmakla zaman harcamaz. Barışa niyetiniz varsa, gönüller yapmanız lazım. Gönül yapmıyor karakol yapıyorsanız, bunun samimiyetini insanlar sorgular” dedi. “Yaralıların ve hayatını kaybeden Medeni kardeşimizin aldıkları yaralar, hep sırtlarından aldıkları yaralardır” diyen Önder, “Barış böyle gelmez. Nasıl geleceği konusunda, bin türlü önerimiz olabilir. Ama böyle gelmeyeceğinden hepimiz eminiz. Tarih emin. Biz PDK Bileşenleri olarak, buradan hükümete; bu son derece zalim olayı bir şekilde bu politikalarını yeniden gözden geçirmek için bir sebebe dönüştürmelerini istiyoruz. Kürt halkı silahlı mücadele yerine, demokratik siyaset yapmak talebini, bir tek bütün Türkiye’nin demokratikleşmesi karşılığında kabul etti. Bundan daha meşru Bundan daha haklı hiç bir talep olamaz. Onun için bu çağrımız son derece önemli ve tarihseldir. Gezi direnişi başladığından beri ne söylediysek, hükümet daha sonra söylediğimiz noktaya geldi. Yapmayın dediğimiz şeyi yaptılar. Direnişi büyüttüler. Gezi direnişinden beri hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum.”
KCK: Halkımız sokağa dökülsün
KCK’dan “Kürtler sokağa dökülsün” çağrısı!
Terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK Yürütme Konseyi Üyesi Beritan Dersim, Lice’deki olayları yorumlarken, Kürt halkını sokaklara dökülerek tepkisini ortaya koymaya çağırdı. Dersim, “Kürt halkının bugün, bu saatten itibaren sokaklara dökülmesi gerekiyor” dedi. Lice halkının karakol yapımına karşı gösterdiği tepkiyi “Hem Lice, hem de Diyarbakır’a yakışır bir tutum” olarak tanımladı.
Kürt halkının demokratik çözüm sürecine her türlü fedakarlığı göstererek, büyük bir tahammül ve sabırla destek sunmaya çalıştığını belirten Dersim, “Fakat devletin niyeti, AKP hükümetinin niyeti bu saldırı ile kendisini deşifre etti. Bu saldırı, Lice halkı şahsında Kürt halkına, dolayısıyla başlatılmış olan barış sürecine vurulmuş bir darbedir” dedi. Saldırıyı, “AKP hükümetinin süreci sabote etmeye dönük operasyonu” olarak değerlendiren Dersim, şunları kaydetti: “Uzun süredir sağlanan çatışmasızlık, ateşkes ortamı herkeste önemli bir beklentiye yol açtı. Geçen süreçte çatışmanın olmaması, kan dökülmemesi herkesi rahatlatmıştı. Ancak bu konuda belirli endişeler de vardı. Özellikle AKP hükümetinin hiçbir politik değişikliğe gitmemesini, somut adımlar atmamasını, aksine başlatılan demokratik çözüm sürecine bu tarzda cevap vermesini süreci sabote etmeye dönük bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.”
AKP ikiyüzlü
Halkın uzun süredir karakol ve baraj yapımlarına karşı gösterdiği tepkilere dikkat çeken Dersim, “Bu doğal tepki karşısındaki alçakça saldırı AKP’nin maskesini düşürmüştür. Kamuoyu şunu bilmelidir: AKP’nin çözüme dair en ufak bir zihniyeti olsaydı, Lice halkı şahsında Kürt halkına böyle bir cevap vermezdi. Şimdi barış sürecinden, demokrasi sürecinden bahseden AKP’nin ve Erdoğan’ın ne kadar ikiyüzlü yalancı biri olduğu bu saldırıyla açığa çıkmıştır.”
Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=86029