AÇLIĞIN RESMİNİ YAPALIM….

Gelincik Adam

Norveçli yazar, Knut Hamsun tarafından kaleme alınan ve 1890 yılında ilk basımı yapılmış bir romandır AÇLIK..  Bu roman ölmek pahasına da olsa, alın teri dökmediğin parayı kabul etmemeyi, acıyı, sabrı, umudu, direnmeyi anlatmaktadır. İsyan, başkaldırı ne ararsan vardır… Mükemmel bir romandır.

Knut Hamsun’ın  eseri, açlığı anlatan güzel bir romandır. Çok etkilenmişimdir.

Gelin birde açlığı anlatan film inceleyelim..

Hunger – Açlık.. Yönetmenliğini Steve Mc Queen’in yaptığı, Başrollerinde Stuart Graham, Laine Megaw ve Brian Milligen’in paylaştığı 2008 yapımı muhteşem bir başyapıt.. Bu filmde Booby Sands’ın insanlık dışı muamelelere maruz kalışı, mahkûmların battaniye ve yıkanmama eylemleriyle ilerleyen direnmeleri, altı hafta süren açlık eylemleri ile doruğa çıkıyor.

Açlık sadece mide açlığı olarak ele alınmasın burada, direnmek, psikolojik savaştır aynı zamanda..  Örneğin “Karnı açlardan ziyade, kalbi açlara acırım” diyen usta kalem Cenap Şehabettin..

Dini açıdan ele aldığımızda Hz. Muhammed bir hadisinde “Her şeyin bir zekâtı vardır, bedenin de zekâtı açlıktır” der. Yani oruçtan bahseder. Nefsin terbiyesi yönünden son derece önemlidir…

Şiir yönünden ele aldığımızda açlığı bakın nasıl kaleme dökmüş usta şairimiz Ümmühan Doğaşan,

“Her üç saniyede, bir çocuk ölüyorsa açlıktan,

Çöpler yemeklerle doluyorsa diğer taraftan”

Diye devam eden uzunca bir şiirdir..

Açlığı, fotoğraf makinesinden görmeye çalışırsak , Afrika’da açlıktan vücutları şekil değiştirmiş çocukları ve çaresiz başucunda bekleyen, sinekleri kovalayan anneleri görüntüleriz..

Tuvale yağlıboya resmini yapsak, aklıma ilk etapta Vincent Van Gogh’un “Patates yiyen kadınlar” gelir nedense.  Patatesi tutan ellerdeki, yüzlerdeki acı ifadeyi görürsünüz. Beni çok etkiler..

Açlığı soyut kavramda anlatmaya kalksak nasıl yapardık, düşündünüz mü?

Mesela soyut olarak resmini yapalım. Sadece boyalar, renkler, palet, fırça ve tuval. Hiçbir obje, kelime, somut bir kavram yok. Sadece elinizde renk var. Hangi renkleri, tuvalin neresine ne kadar oranda ve yanına hangi rengi getirirdiniz? Örneğin kırmızıyı düşünürmüydünüz,  yanına mavi veya siyahı seçermiydiniz?  

Sadece renkleri kullanarak soyut bir resim yapardınız eminim. Yapardınız da karşı taraf bunun açlık, direnme, başkaldırı, isyan olduğunu anlayacakmı?

Açlığı anlatmak ve anlamak, ne kadar zor değil mi?  Soyut resim yapmak sizin anladığınız biçimde çok kolay basit bir olay değil. Soyut resim çalışmak, edebiyat, şiir, sinema, felsefe, fizik, kimya, geometri, deneyim ve bilgi birikimi gerektirir..

Her şeyden önce açlığı bilmek, yürekte hissetmek gerek.

Sevgiyle kalın…

HİKMET ÇETİNKAYA