Emekli bir yargı mensubu olarak defalarca yazdık anlattık. Adaleti yanlı hale getirmek hiç ama hiç kimseye fayda etmez, tersine yapanların elinde patlar. On yıl kadar önce Ümraniye’de bir gecekonduda ‘’el bombaları’’ bulundu haberiyle başlayıp da yargı ve ordunun darmadağın edilmesiyle sonuçlanan Ergenekon-Balyoz v.b davalar sürecinde de hep adaletten yana tavır koyduk. Hukuksuzluğu anlatıp yapmayın etmeyin, bunun mutlaka bir rövanşı olacak adaleti katleden savcı ve yargıçlar adalet arayacak duruma düşecek dedik. Bugünlerde olan biten de aynen böyle.
AKP Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar bir yıldan beri Saray etrafında çöreklenmişlerin FETÖ soruşturma ve yargılamalarında C.Başkanı’nı yanılttıklarını, kasten bilgi gizlediklerini iddia ediyor. En son paralı FETÖ’cülerin milyon dolarlar verip etkin pişmanlık kılıflı tahliye edildiklerini söyledi. Bu toplumda genel kanaat haline gelmiş bir tespit ve doğruydu. O kadar güçlü ve etkin olduklarını düşünüyorlar ki kim olduklarını herkesin bildiği bu çeteler için ilgili yetkililerin kılları bile kıpırdamadı, necip basınımız da ciddiye almadı.
Oysa Ş.Tayyar doğru söylüyor ve o kadar çok vaka var ki herkes biliyor ama konuşmuyor. Örneğin; Muğla’da görülen bir davada tüm bölgeyi FETÖ için örgütleyen Sami Çoban serbest, Boğaziçi Üniversitesi mezunu anlayış yaşam tarzı ve geçmişi itibariyle asla olamayacak genç bir işadamı Ömer Kınacı ise o dosyada 2 yıla yakındır tutuklu. 3 milyon dolara serbest kalacak vaadinde bulunan sahte MİT’çilere para vermeyip tersine ihbar ile yargılanıp hapse girmelerine neden olduğu için hala cezaevinde olduğunu düşünüyor. Tutukluluğu kaldıran FETÖ borsası oluştuğunu cümle alem biliyor ne yazık ki yargı mensupları bilmiyor(!)
Her şeyi göze alıp haksızlık usulsüzlük yapan yargı mensuplarını şikayet ettiklerinde ise HSK Teftiş Kurulu ya inanmıyor ya da göz ardı ediyor. C.Başkanı ‘’herkes elini semaya açıp adalet adalet diye haykırıyorsa sorun var’’ diyor, ama sorunu çözmek yerine maalesef derinleştiriyor. AKP lileşen bir yargı ile feryatlar arşı alâyı geçse de adaletsizliği yok edemez. Bilmelidir ki adaletsizlikten feryat edenlerin ahı ve mağduriyetleri artık kendisine de eksi yazıyor.
Şikayetler alenileşip yoğunlaşınca dikkatler ister istemez yargı idaresi olan HSK’na çevriliyor. Bu kadar ayyuka çıkmış bir konuda neden adım atmaz diye düşünüp araştırınca karşımıza çok farklı ve ilginç şeyler çıkıyor. Tam da bu işlere bakmak ve varsa usulsüz iş, işlem yapan yargı mensuplarını teftiş ile tespit edilenleri de HSKna rapor etmekle görevli -yetkili HSK Teftiş Kurulu Başkanı Yunus Nadi Kolukısa’nın kardeşi Burak Kolukısa’nın MAK Timinde yer aldığı ve 15 Temmuz gecesi Darbeye iştirakten, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve rütbelileri alı koymaktan Ankara 3.Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanan ve Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılaması devam eden davada tutuklu sanık olan MAK timinde görevli astsubay Burak Kolukısa’nın vefat eden babasının cenazesine izinli olarak katıldığı, HSK Teftiş Kurulu başkanı olan Y.Nadir Kolukısa’nın ise ''darbeci MAK timci'' kardeşiyle birlikte gözükmemek için babasının cenazesine dahi katılmadığı konuşuluyor.
Şüphesiz suç ve cezaların şahsiliği en temel ilkedir. Kardeşinin durumundan dolayı hiç kimse töhmet altında kalmamalı ve farklı gözle bakılmamalıdır. Ancak sıradan polis veya öğretmenin eşi FETÖcülükten yargılanıyor diye meslekten, memuriyetten atılırken bazılarına dokunulmaması hatta taltif görmesi de zaten kanayan vicdanları iyice acıtıyor. Kaldı ki yukarıda yazdığım ve orduya kumpas olduğu en yukarıdan Cumhurbaşkanı tarafından bile kabul edilen Ergenekon davasının temyizinde Yargıtay savcısı olarak ‘’onama’’ tebliğnamesini yazan (halen HSK Teftiş Kurulu Başkanı) birinin FETÖ’cülükten uzak olacağını düşünmek safdilliktir. Aksi halde o onama tebliğnamesi yazılamazdı.Hukuksuzluk ve usulsüzlük dolu o kararın bozulması için seksen tane hukuki gerekçe bulunurdu. Akıllıların kaçtığı, akılsızların hapishanelerde feryat ettiği, adaletsizlikten şikayetin ayyuka çıktığı bu dönemde de adalet mensuplarınca adaletin katline çok yazık ki devam ediliyor.