FUTBOL Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanı Engin Tuzcuoğlu, son günlerde katıldığı iki ayrı etkinlikte bazı futbolseverler tarafından protesto edildi. Niye mi?.. 3 Temmuz sürecini aklayan kişilerden biri olarak görüldüğü için...
Bakın şimdi... 3 Temmuz süreci aklandı, paklandı, bu gerçeği kimse inkar edemez. Fakat şu da var... Bu süreçte tepki gösterilmesi gereken kişiler arasında son sırada yer alıyor Tuzcuoğlu...
Şöyle ki... Tuzcuoğlu çok isteseydi bile herhangi birtakıma değil küme düşme cezası, "yarım puan silme cezası" bile veremezdi.
Mevcut talimatlar doğrultusunda kesinlikle veremezdi.
Mevzuatı bilerek konuyu değerlendirmek gerekiyor.
Mevzuat ne? Cezaları Disiplin Kurulu verir, Tahkim Kurulu da onaylar veya indirir. Tahkim Kurulu "bindirim" yapamaz! Böyle bir yetkisi yok... Sadece ve sadece, Hukuk Kurulu devreye girdiği taktirde "bindirim" olabilir. Hukuk Kurulu da böyle bir başvuruda bulunmadı... Bulunması da beklenmiyordu zaten!
Nitekim... Malum aklama olayı Disiplin Kurulu tarafından gerçekleştirildi. Yani ilgili takımlara en ufak bir ceza vermeyen kurul, Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'dur. Tahkim Kurulu değil...
Keza... Aziz Yıldırım'a 1 gün bile ceza vermeyen kurul, yine Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'dur.
Yani, tüm bu aklama işlemleri tamamen PFDK'ya ait...
Ayrıca... Disiplin Kurulu tarafından Şekip Mosturoğlu ve İlhan Ekşioğlu başta olmak üzere pek çok kişiye verilen cezalar karşısında Tahkim Kurulu ne yaptı?
Aynen onadı...
Zaten kavganın tüm sebebi takımlara hiç ceza verilmemesi değil mi?
Tahkim Kurulu'nun önüne "çok temizlenmiş bir dosya" gitti... Haliyle, Tahkim Kurulu'nun "Disiplin Kurulu veremedi, biz verelim" deme yetkisi mevzuat gereği olmadığı için, bu dosya Disiplin Kurulu'nun istediği gibi sonuçlandı.
Haa şunu yaptı Tahkim Kurulu... İbrahim Akın'ın cezasını indirdi, Serdar Kulbilge'nin cezasını ise kaldırdı. Bu kadar...
Yani demem o ki... Kişilerin, haklı oldukları davanın peşinden koşarken, yanlış adrese gitmemelerinde yarar var. En azından o adresten önce gidilecek pek çok adres var.
Başta Yıldırım Demirören ve ekibi... Sonra da Disiplin Kurulu Başkanı ve ekibi...
Üstelik... Bu işin altyapısı çok etkili ve yetkili kişiler tarafından Ankara'da kuruldu. Kararları İstanbul'da Ali değil Veli, Ahmet değil Mehmet de verseydi...
Hiçbir şey değişmezdi...
Bin kez yazdım, bir kez daha yazıyorum.
Mevcut Futbol Federasyonu, 3 Temmuz sürecini aklamak için oluşturulan bir federasyondur.
Altunsoy ve millilik hesabı
Soru ve sorun şu: Spor Genel Müdür Yardımcısı Ömer Altunsoy, judo milli takım formasını 15 kere giydi mi, giymedi mi? Elinde bulunan millilik belgesi sahte mi değil mi?
Bir kaç kez iddiada bulundum... Altunsoy’un 15 kere milli olmadığını ve malum belgenin de sahte olduğunu dile getirdim.
Önce avukatı kanalıyla bir açıklama gönderdi Altunsoy, sonra da bir basın bülteni ile bazı bilgiler iletti.
Diyor ki, 87-98 yılları arasında düzenlenen Türkiye şampiyonalarında hep ilk 5 sporcu arasında yer aldım.
Hemen belirteyim. O dönemdeki şampiyona kayıtları yavaş yavaş elime geçiyor. Ne tesadüf ki, elimde bulunan kayıtların hiçbirinde Altunsoy ilk 5 sporcu arasında değil.
İlk 5’e giremeyen sporcu, nasıl milli oluyorsa artık...
Daha ilginci... “Benim dönemimde, bir şampiyonaya kaç ülke katıldıysa, o kadar milli olunmuş sayılırdı” diyor.
La Havle Vela...
İnsanı resmen aptal yerine koymaya çalışıyor muhterem...
Böyle bir saçmalık karşısında inanın ne diyeceğimi bilemiyorum.
O dönem görev yapan genel müdürleri tek tek aradım, hepsi de gülmekten konuşamadı.
Ne o, 30 ülke katıldı, 30 kere millisin, öyle mi!
Sen çok yaşa Altunsoy...
Allah da seni güldürsün...
Bu şekilde... 15 kere milli olmadığınızı da itiraf etmiş bulunuyorsunuz Sayın Altunsoy...
Haliyle... Spor Genel Müdürlüğü’nün resmi sitesinde bulunan “15 kere milli oldum” şeklindeki ifadenizi de acilen değiştirmeniz gerekiyor.
Yalan kimseye yakışmaz...
Türk sporunu yöneten bir kişiye ise hiç yakışmaz.
Hava ve yaşam
Hava Akbay'ı hatırlıyor musunuz?
Bu köşeye pek çok kez konuk oldu Sevgili Hava...
Engelli bir kardeşimiz olan ve inanılmaz zorluklar içinde bulunmasına rağmen atletizmde 3 ayrı dalda Türkiye şampiyonluğuna ulaşan Hava, bugünlerde çok büyük mutluluk yaşıyor.
Çünkü kendisine her türlü destek uzatılmaya başlandı...
Desteği uzatan neresi? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı...
Bu köşede yer alan her yazı sonrası sabahın erken saatlerinde Hava'nın evine giden Bakanlık yetkilileri, peyderpey her türlü yardımı gerçekleştirdi.
Neler mi mesela? Önce, toplu bir para... Sonra sağlık sigortası... Ve şimdi de aylık maaş...
Telefon etti dün Sevgili Hava, inanılmaz sevinçliydi...
Başta Eski Bakan Fatma Şahin olmak üzere, destek veren Bakanlık yetkililerine sürekli dua ediyordu. Ve de söz veriyordu, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonluğu'nu Türkiye'ye getireceğim, diye...
Sağolun Sayın Fatma Şahin...
Yolun açık olsun Sevgili Hava...