Hani bir ünlü laf var ya, “Kendim için istiyorsam namerdim…” diye, tıpkı onun gibi… Asla zenginlikte gözüm yok. Şimdiki durumumla zaten yoksul da değilim ve bu yaştan sonra ben zenginliği ne yapacağım? Ancak bir amacım var, bol parayı bunun için istiyorum.
Anlatayım mı? Durun, önce Gülben Ergen adlı şarkıcının Mısır’da başına gelen olayı aktarayım. Ondan sonra amacımın gerekliliğine siz de inanacaksınız. Mısır’da bir kütüphaneye gitmiş. Bakmış kütüphanede Mustafa Kemal Atatürk hakkında bir kitap…
Gülben saf ya, Türkiye’de Atatürk’ü anlatan her kitap övücü olur ya… Ondan aldanmış. Tweter dedikleri düzenekten Türkiye’ye sevinerek yazmış ki, “Atatürk’ümüz her yerde var, yaşasın…” Oysa kitap Atatürk’ü yermek için yazılmış. Bize göre sevimsiz bir kitapmış.
İşte ben yıllardır şu hasretle yanıyorum. Özellikle yaz aylarında kadınlarımız, kızlarımız kısa kollu, delme takma bluzlar giyiyorlar. Ve ille de bağırlarında, göğüslerinin üzerinden geçen bir takım yazılar bulunuyor. İşte bu yazılar beni çileden çıkarıyor.
O yazıların çoğu o kadının ya da kızın orada ne yazılı olduğunu bilmesi halinde utanacakları cinsten yazılar. Bir arkadaşın kırtasiye dükkânında oturuyorum. On yedi, ya da sekiz yaşlarında bir bayan girdi… İki göğsünün üstünde sanki bir bant gibi süslü bir yazı: “İlkbahar meveleri…” Kıza hatırlatacak oldum.
“Okulda yabancı dilin İngilizce mi? diye sorarak başlayayım” dedim. Pişman oldum. Kız öyle bir sert tepki gösterdi ki, ben kendi kendime kuşkuya düştüm. “Yahu dedim ben bu çocuğa yoksa yanlışlıkla iç çamaşırının rengini mi sordum?”
Sustum, ne hali varsa görsün…
Geçen yaz Kuşadası Davutlar sahilinde bir bayan. Bağrında adeta bir davetiye ile dolaşıyor:
“Aç yelkeni kaptan, uçur beni uzak iklimlere…”
Buna benzer pek çok örnek daha… Lafı uzatmaya gerek yok. Şimdi zengin olsam ne yapacağımı anlatayım. Şöyle havadan bir milyon lira elime geçse… Hemen yüz bin kadar kadın bluzu satın alacağım. Ve Ön kısımlarına da aptalca, ahlâksızca, vicdansızca saçma sapan yazılar yazdıracağım… Öyle ki, onu giyen kadın o lafın anlamını öğrenince yerin dibine batsın… Utansın, kahrolsun…
Nedir kardeşim bu? Televizyona çıkıyor, toplum içinde görünüyor… Çoluk çocuk herkesin bağrında bir takım yabancı dilde yazılar. Şu aptallığa bakıverin… Belki elli kişiye sordum. Orada ne yazılı olduğunu söyleyemediler.
Kimi aklı yetmezler çıkar da “Dertlendiğin şeye bak” demeye kalkışırlarsa onlara yanıtım şu olur: “Toplumlar kendi öz benliklerini böyle böyle yitiriyorlar… Bugün dilinden, yarın da başka başka değerlerinden yitire yitire yok olmaya doğru gdiyorsun arkadaşım…”
Uyanık ol.