"Yolsuzluk fahişelikten daha kötüdür. Fahişelik bir tek bireyin ahlâkının bozulmasıdır,
oysa yolsuzluk tüm toplumun ahlâkını tehlikeye düşürür."
Karl Kraus
Bugünlerde "Ahlâk" üzerine konuşuyoruz...
Hepimiz "Ahlâk Polisi" olduk...
Gerçekten de ülkemizin bir ahlâki arınmaya ihtiyacı var...
O kadar çok ahlâki sorunumuz var ki...
Mesela;
Özelleştirmelerde yapılan yolsuzluklar...
Büyük Şehirlerde "Metres kent" haline dönüşen mahalleler...
Bazı şehirlerde %80'i aşan kaçak elektrik kullanımı...
Çocuk yurtlarında ve çocuk ıslahhanelerinde tecavüze uğrayan çocuklar...
İhalelerde, kamulaştırmalarda yapılan yolsuzluklar...
Şehir planlarında yapılan değişikliklerle eşe dosta aktarılan rantlar...
İşgal edilen, tahsis edilen kamu arazileri...
Beyaz kadın ticareti...
Kaçakçılık...
Yaygınlaşan kumar...
"Bizden olsun, çamurdan olsun", "Benim hırsızım iyidir", "Kol kırılır yen içinde" anlayışı...
Gücün kötüye kullanımı...
Organ ticareti...
Babasının, annesinin emekli maaşını almak amacıyla kocasından boşanan ancak birlikte yaşamaya devam eden kadın sayısındaki artış...
Parayla satılarak evlendirilen çocuk gelinler...
Köprü altında yaşamaya mahkûm edilen çocuklar...
Çürüyen medya; kiralık/satılık kalemler...
Siyasetteki ayak oyunları...
Yaygınlaşan "amaca ulaşmak için her şey mubah" algısı...
“Yesin ama çalışsın” diyen kitleler...
"Devletin malı deniz, yemeyen tonguz" düşüncesi...
Kutsallar üzerinden yürütülen çıkarcılık...
Bu listeyi yüz kat çoğaltmak mümkün...
Ama bizim ahlâk anlayışımız, Halide Edip Adıvar'ın "Vurun Kahpeye" de anlattığı gibi; kendi düşünce yapımıza uymayan hayat tarzı sürdürenlere "Kahpeler" diye saldırmakla sınırlı...
Arslan BULUT bir yazısında "Vatanını satanlar namustan, ahlâktan bahsedebilir mi?" diyordu... Neredeyse Damat Ferit'in kahraman ilan edildiği bir ortamda, beynimizde "KAHPE" diye şekillendirdiklerimize saldırmak ne kadar ahlâki...
Gerçek ahlâksızlıklara savaş açan bir toplum olmamız dileği ile...