İYİ Parti Genel Başkanı depremin vurduğu Adıyaman’da incelemelerde bulundu. İYİ Parti lideri Meral Akşener, Gölbaşı ilçesindeki incelemelerinin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
“DEPREM BÖLGESİNDEKİ SORUNLARI ANLATTI”
Deprem bölgelerindeki eksiklikleri sıralayan Akşener şöyle konuştu:
“Çadırkentlerde gıda manasında bir problem yok. Fakat hijyen konusunda ciddi sorun var. Banyo açısından, özellikle kadınlar açısından sorunlar var. Bugün ilk defa Adıyaman'da arka sokaklara gittik. Evi yıkılmış, enkazı var, yarısı kaldırılmış yarısı duruyor. Veya evi ağır hasarlı yıkılmak üzere, eşyasını toparlayabilmek için orada çeşitli birimlerden çadır alınmış ve o çadır içinde yaşayan insanlar var. Fakat bunlar devletin ya da STK'ların yardımlarından uzaklar. Onlara yardım yapılmıyor. O çadırların içine gittim. İnanılmaz bir hijyen problemi var. Gıda konusunda, su konusunda eksiklik var. Özellikle kadınlar benden buradaki eksiği duyurmamı istediler.”
“OKULLARIN MUTLAKA EĞİTİME AÇILMASI LAZIM”
Akşener, enkaz kaldırıma çalışmalarında da sıkıntılar yaşandığını dile getirerek, “Bir büyük şikayet de enkazlarla ilgili. Enkazın içerisinden demiriydi, şuyuydu alabilmek için çalışmaların çok uzun sürdüğünü, orada toz toprak… Bu enkaz orada görüldükçe özellikle çocukların ve kadınların travması geçmiyor. Bir an evvel normal hayata geçebilecek yolların açılması lazım, sistemin kurulması lazım. Okulların mutlaka eğitime açılması lazım.” diye konuştu.
“İKTİDARA GELDİĞİMİZDE BU EKSİKLİKLERİ GİDERECEĞİZ”
Akşener, “Bir buçuk ay sonra seçim var. Bu seçim esnasında da eğer bu arkadaşlarımız kamuoyuyla paylaşacağım bu eksiklikleri yerine getirmiyorlarsa, bir buçuk ay sonra biz iktidara geleceğiz ve bütün bu eksiklikleri gidereceğiz.” dedi.
“ERDOĞAN'IN TEHDİDİNİN ÜÇÜNCÜSÜ BU”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın tehdidine de cevap veren Akşener şöyle devam etti:
“Sayın Erdoğan'ın beni tehdidinin üçüncüsü bu. Önce 31 Mart seçimlerine giderken, ‘zaten bu bayanın dokunulmazlığı da yok' böyle parmağını da sallayarak ‘bu bayanı hapse gönderirim' dedi. Bende elime hapis çantasını hazırladım, çıktım ve dedim ki, ‘Buyur bilader ben buradayım' birinci tehdit bu.
İkinci tehdit, Rize'ye gittiğimizde, Rize'den önce, ‘Ey gelin hanım, görürsün gününü. Bunlar daha iyi günlerin' dedi. Rize'de bir sürü yanlış iş oldu orada. Ben o Rize'ye gittim, ilçeleri gezdim. Bir taratan Ak Partililer bağırdı, ben de normal esnafı gezdim. Şimdi de verdiği şey, ‘Beni kendinle uğraştırma' Şimdi Sayın Erdoğan, ‘Benim adım Tayyip Erdoğan. Bunun ne manaya geldiğini bilirsin' Ben de diyorum ki, Recep Bey, niye bu kadar sinirlisin?”
“SEN BENİ TEHDİT EDEMEZSİN”
AKP iktidarında yaşadıklarını anlatan Akşener, “Devr-i İktidarında, benim namusuma, şerefime sahibi olduğunuz televizyon kanalından iftira atıldı. Ben bununla ilgili mücadele ettim. Sen beni dördüncü gün aradın. Gereğini yapacağını söyledin. O iftirayı atan şerefsizlerin hepsi senin mahkemelerinde beraat etti.
Devr-i iktidarında evim basıldı. Basanların tamamı beraat etti. Devr-i iktidarında birisi çıktı ‘bu kadını Fetullah Gülen bakanlığa atadı' dedi. Bunun üzerine ben teşekkür etmişim bir kağıt iletti. Ben de bu kağıdın altındaki imzanın benim olmadığını söyledim. Ben de evrakta sahtecilikten mahkemeye verdim. Aynı mahkeme dedi ki, ‘Bu resmi evrak olmadığı için sahtecilik sayılmaz.'
Devr-i iktidarında 9 aylık torunuma burada ifade edemeyeceğim ağırlıkta iftira atıldı. Onlar da beraat etti. Ey sayın Erdoğan, sen önce otur, Recep Bey, bunlara bak. Seni yanıltan, yanındaki yalaka tayfasına bak. Sana yanlış bilgi veren, sana o temel atma tiyatrosunu yaptıran yanındaki cebini dolduran, cahil, liyakatsiz, yalaka tayfasını tehdit et. Sen beni tehdit edemezsin.” diye konuştu.
“SANA TAVSİYEM PAPATYA ÇAYINA DEVAM”
Akşener, sözlerini şu şekilde noktaladı:
"İnanamıyorum, Cumhur İttifakı'nın içindeki sisteme. Bir sabah uyanıyorum ben Türkiye'nin en yerli milli insanıyım. Ertesi gün PKK'lı oluyorum. Ondan evvelki gün faili mechulcü oluyorum. Ya karar verin kardeşim ben neyim. Bunların hepsi birbirine zıt şeyler. Kimi mahkemeye verdiysem de takipsizlik kararı verildi.
Bütün bunların neticesinde Sayın Erdoğan da beni iyi tanır ki, ben bugüne kadar hiçbir tehdide pabuç bırakmadım. Demirden korksak trene binmezdik. Ben buradayım, adresim belli, partimin adresi belli, çantam elimde. Benim için Silivri soğuk değil. Buyurun Recep Bey, ama bu sinire gerek yok.
Ben sana eskiden tanıyan birisi olarak tavsiye edeyim papatya çayına devam.”