Türkiye’de önümüzdeki zamanda en önemli gündemin, mahalli ve yerli seçimler ve C.Başkanlığı seçiminden daha ziyade “Yeni Anayasa” çalışmaları olduğunun defaatle belirtmiştim.
Başbakan’ın bir iftar yemeğinde “ Gelin samimiyseniz üzerinde mutabık kalınan 48 maddeyi değiştirelim” ifadesi ile özetlenecek çıkışı da bu görüşümü teyid etmektedir.
Bilindiği üzere TBMM’de grubu bulunan dört partinin oluşturduğu komisyon aldığı kararlarla belli süreler de belirleyerek çalışmalarını bugüne kadar getirmiştir. Komisyonun çalışma süresi de hatırladığım kadarıyla iki defa uzatılmıştır. 1 Temmuz olarak belirlenen son süreden sonra AKP dışındaki partiler genel anlamda komisyon çalışmalarının devamından yana tavır alırken iktidar partisi AKP ve Hükümet bu çalışmaların tamamlanmış olduğunu ifade etmektedir. Buna paralel olarak TBMM Başkanlığına yeniden seçilen Cemil ÇİÇEK TBMM’de grubu bulunan partilerin genel başkanlarından randevu alarak Anayasa Komisyonu’nun çalışmaları hakkında bilgi vermiştir.
AKP Grubu ve hükümet “Yeni Anayasa “ ile ilgili düşüncelerini kamuoyunda paylaşırken diğer partilerle uzlaşma ile Anayasa yapılması yönünde bir görüntü vermeye çalışmakla beraber tipik tek parti davranışı göstererek çalışmaları da kendi istediği mecraya sürüklemeye, olmasa da ihaleyi muhalefet partilerine çıkartmayı hedeflemektedir.
Kamuoyunun malumu olduğu üzere Anayasa çalışmalarının can alıcı konuları, ilk dört madde ve buna paralel olarak 66’ncı maddedeki “Türklük” kavramının kaldırılması ile ilgili tartışmalardır. Ayrıca yönetim şeklinin federasyona doğru gidilmesi yönünde düzenlemelerin yapılması Kürtçenin Anayasaya ikinci dil olarak girmesi de amaçlanmaktadır.Diğer maddeler ise moda tabirle “Bonus” maddelerdir
AKP’nin BDP-PKK-İmralı-Kandil ile birlikte yürüttüğü sürecin en önemli gündemi de “Yeni Anayasa” ‘dır. AKP ve diğer güruh tarafından müştereken oluşturulan “Akil İnsanlar” ‘ın ana gündemi de bu konudur. İki aylık çalışmaları sonunda düzenledikleri ve Başbakan’a sundukları raporlarda “…Anayasa muhakkak değiştirilmelidir diye başlayarak, Türk kelimesinin kavramının her yerden kaldırılması, Türk bayrağı yerine devlet bayrağı denmesi gerektiği” v.b. ifadelere yer vermişlerdir.
Yukarıda,özet bilgi verdiğimiz sürenin sonucunda AKP “Yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal” noktasındadır. Zira şunun farkındadır gelinen nokta itibariyle TBMM’de yürütülen çalışmalar sonuçlanmayacaktır. Bu durumda AKP’nin önünde iki seçenek kalmaktadır. Ya sadece kendi gurubunun hazırladığı “Anayasa” taslağını TBMM’nin gündemine getirecek ya da BDP-PKK-İmralı-Kandil’in dayatmalarını kabul ederek Meclis çalışmalarını o çerçevede yürüterek hazırlanan Anayasayı Türk Milleti’nin önüne koyacaktır. Bir başka ifade ile referanduma sunacaktır.
Türkiye’yi 11 yıldır yöneten AKP iktidarın yukarıda belirttiğim iki seçeneğin hiçbirine kalkışması mümkün görünmemektedir. Zira AKP’nin TBMM’de bir Anayasa oylamasında oy kullanacağı Milletvekili sayısı 324’dür. Bu sayı referandum için gerekli sayı olan 330’un altındadır. AKP yöneticilerinin kendi ifadelerinde belirtikleri üzere gruplarında 7-12 civarında fire beklenmektedir.1 Mart tezkeresinden ağzı yanan AKP’nin yoğurdu üfleyerek yiyeceği düşünüldüğünde yeni bir Anayasa’nın bu meclisten çıkması hemen hemen imkansızdır. Bunu dün basın toplantısı düzenleyen AKP’li Hüseyin ÇELİK de net olarak ifade etmiştir.
İşte Başbakan’ın bir iftar yemeğinde “…Gelin samimiyseniz üzerinde mutabık kalınan 48 maddeyi değiştirelim” diyerek muhalefet partilerine seslenmesi bundandır!
Bu tartışmalar henüz yeni başlamıştır. MHP TBMM Grup Başkan vekili ŞANDIR Başbakan’ın teklifine her zaman ki gibi olumlu cevap vermiştir. CHP ise komisyonun oy birliği halinde karar alması halinde konuya olumlu baktıklarını. AKP’nin ve Başbakan’ın Başkanlık Sistemi’nden vazgeçtiğini açıklaması halinde ise 48 maddenin daha da fazlalaşarak değişiklik yapılabileceğini ifade etmiştir. BDP’nin görüşünü ise açıkçası takip edemedim!
Şahsi kanaatim şudur ki bu hali ile Anayasa çalışmaları AKP ve BDP açısından hüsranla neticelenmiş olacak Anayasa’nın değiştirilemez 3 maddesi ve “Türklük “kavramını düzenleyen 66’ncı maddenin kaldırılması “Türklük” kavramına alerji duymalarına rağmen onlar için “Kızılelma” olarak kalacaktır. MHP ve CHP de muhalefet partileri olarak bu çalışmalarda Anayasa’nın Tek Devlet-Tek Dil-Tek Bayrak ilkelerini koruduklarını ifade etme hakkını bulacaklardır…