27 Aralık 1919`da Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk`ün, kurtuluş mücadelesi için Ankara`ya gelişinin üzerinden 98.yıl geçmiş.
Ankaralıların, Dikmen sırtlarında Atatürk`ü karşılamaları, kurtuluşun fitilini atan önemli bir gün olarak hep hatırlanacak.
Ankaralıların, hep bir ağızdan, emperyalizme karşı bu mücadelede: "And olsun, seninleyiz!" deyişlerinin üzerinden 98 yıl geçmiş. Ancak o ruhun, hala Seymenlerin üzerinde oluşunu, dünkü etkinliklerde Ankara Kulübü Başkanı, Sayın Dr. Metin Özaslan Beyefendi`nin konuşmalarında, ses tonunda gözlerindeki o ışıltı da bir kez daha ortaya çıktı.
O güne 'Kızılca Gün' diyordu Türkler.
Ankaralılar, Ata`larının yanında yer alıp, sorgusuz sualsiz, maddi, manevi; hatta canlarıyla kanlarıyla destek vermişler, Milli Mücadele`de, Başkent oluşlarının haklı gururunu yaşıyorlardı.
Seymenlerin, milli ruhlu torunlarına çok şey borçluyuz.
İyi Parti Ankara İl Başkanımız, Sayın Mesut Özarslan Beyefendi, bu 'Kızılca Gün'de' Ankara ilçe Başkanlarımız, il yöneticileri olarak, Anıtkabir`de, Atatürk`ümüzün huzurunda bir kez daha söz verdik ve Anıtkabir defterine duygularımızı yazdık.
Cumhuriyeti ve değerlerini koruyacağımıza, İyi Parti olarak; laik, demokratik, hukuk sistemine bağlı kalacağımıza dair ant içtik. Vatanın bölünmez bütünlüğüne, tıpkı 'Kızılca Gün`kü' gibi; Ata`mızın izinde ve yolunda olduğumuzu, O`nun ilkelerinden ayrılmayacağınızı,yemin ederek bir kez daha yineledik.
'Ey büyük Türk Atatürk!' diyerek, yine söz verdik.
Andımızın, her yerde yasaklanması, cesur yürekleri durduramadı. Ziyaret çıkışı İyi Parti, Ankara İl Başkanımız, Sayın Mesut Özarslan Beyefendi ve ilçe Başkanlarımız başta olmak üzere, il yönetimi olarak durdurma çabalarına karşın güçlü bir sesle andımızı bir kez daha dillendirdik.
Ata`mızın huzurunda, İyi Parti temsilcileri, andımızı okumayacaktık da nerede okuyacaktık. Türk`'ün andını, hangi akıl belleklerden silebilirdi ki?
Millî şuur, her yerde yatağını bulur ve akar gider.
Önüne bend çekmek isteyenler bu güçlü akışta bir kıymık parçası gibi yok olur giderler.
Milliyetçiliği ayaklarının altına almak isteyenler, bu güçlü seste yok olur giderler.
Akarsu kir tutmaz.
Aksine kiri temizleyerek, denizlere, oradan okyanuslara ulaşır.
Bu temiz su da bir katre olabilmek ne mutlu.
Andımızı güçlü bir sesle okuduğumuzda,
başımızı yukarı kaldırdığımızda, Atatürk'ün, O`nun izinde yürüyen evlatlarına gülümsediğini gördüm.
Kara bulutların arasında, bir güneş gibi parlıyordu.
Ata`m, seninleyiz.
Kızılca Gün`de Senin kurduğun devlete sahip çıkacağız.
Bir güneş gibi etrafımızı aydınlatacağımıza, bıraktığın yolda; tam bağımsız Türkiye için mücadele edeceğımize söz veriyoruz.
Tıpkı söylediğin veciz sözde olduğu gibi:
"Geldikleri gibi giderler!" lafzının gereğini yerine getireceğiz.
Emperyalizme ve iş birlikçilerine geçit yok.
Ne mutlu Türk`üm diyene!