KHK ile ihraç edildikten sonra açlık grevine başlayan ve ardından tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'nın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 6 yıl 3 ay ceza verdiği tutuklu sanık Nuriye Gülmen'e yurt dışına çıkış yasağı koyarak, tahliyesine karar verdi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki salonunda görülen duruşmaya, haklarında terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle dava açılan, tutuksuz sanık Acun Karadağ, ev hapsinde bulunan Semih Özakça katılırken, tutuklu Nuriye Gülmen duruşmaya tedavi gördüğü hastaneden SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Sanıkları çok sayıda avukat savunurken, duruşmayı, Gülmen ve Özakça'nın yakınları bazı CHP milletvekilleri ve çok sayıda kişi izledi.
HASTANEDEN GELEN RAPOR OKUNDU
Mahkeme Başkanı, tutuklu sanık Nuriye Gülmen'in, duruşma salonuna gelerek savunma yapmak isteğini hatırlatarak, Numune Hastanesi'nden mahkemenin talebine karşılık, 'sağlık durumu nedeniyle duruşmada hazır edilemeyeceği' yönünde yazı geldiğini belirtti.
4 TANIK DİNLENDİ
Duruşma, bir öncesi celsede Nuriye Gülmen'in avukatlarının talebi doğrultusunda tanıkların dinlenmesiyle devam etti. Tutuldukları cezaevinden duruşmaya katılan tanık Ömer Lütfi Zeren ve Yaprak Yılmaz, Gülmen'i Eskişehir'den tanıdıklarını ve herhangi bir örgütle bağlantısı olduğunu bilmediklerini söylediler. Mahkeme Başkanı her iki tanığa da, Gülmen aleyhine tanıklık eden Fatih Solak ve Berk Ercan'ı tanıyıp tanımadıklarını sordu. Fatih Solak'ı tanıdıklarını söyleyen tanıklar, Gülmen'in Eskişehir'de Berkin Elvan için yapılan eylem öncesi bir evde çakmak gazından patlayıcı yaptığı ve bunu eylem sırasında kullandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Daha sonra tanık kürsüsüne gelen KHK ile işlerinden ihraç edilen Veli saçılık ve Mahmut Konuk, Gülmen'in açlık grevine örgütün talimatıyla değil, kendi aralarında yaptıkları değerlendirme sonucu başladığını belirttiler. Tanık Veli Saçılık, açlık grevi fikrinin kendisine ait olduğunu, ancak Gülmen ve Özakça'nın açlık grevini dönüşümlü yapma fikrine sıcak bakmadığını, bu nedenle anlaşmazlığa düştüklerini söyledi. Saçılık, "Aramızda fikir ayrılığı olduğu için ben başlamadım" dedi.
SAVCI TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ
Tanıkların dinlenmesinin ardından duruşma savcısı mütalaasını açıkladı. Mütalaada, "Nuriye Gülmen'in delilleri karartma ve kaçma şüphesinin olmaması, dosyada tamamlanmış delil kalmaması nedeniyle mahkemenin uygun göreceği adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliye edilmesi uygun olur" denildi.
LÜTFEN NURİYE'Yİ TAHLİYE EDİN
Mahkeme heyeti, savcının mütalaasına karşı sanıklara söz verdi. Tutuksuz sanık Acun Karadağ, "Vicdanınızla davranamıyorsanız lütfen adaletle ve hukukla davranın ve Nuriye'yi tahliye edin" dedi.
Semih Özakça ise kendisiyle ilgili 'terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgütü bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlamasıyla ilgili mahkemeye, "Bunun kanıtı ne? Açlık grevi ile nasıl yardım yataklı olur" diye sordu. İşinden ihraç edildikten sonra uzun zaman evde oturarak beklediğini anlatan Özakça, "Oturarak hiçbir şey elde edemedim. Keşke daha önce açlık grevine başlasaydım. Şu anda açlık grevi yapmakla ne kadar haklı olduğumu anlıyorum" dedi.
HANGİ ÖRGÜT VİCDAN ÖRGÜTÜ MÜ?
Nuriye Gülmen'in oturma eylemi yaptığını öğrenmesinin ardından "Orada olmam gerektiğini düşündüm" diyen Özakça şöyle devam etti: "Hiç bir örgüt bana bunu söylemedi. Eşim ile iki kişiydik. Hangi örgüt vicdan örgütü mü? Ekmeğimi geri almak, öğrencilerime geri kavuşmak için başlattım. Eylem sırasında kafamızı gözümüzü şişirdiler. Polis bana küfür ediyordu. Bizim haysiyetimizle oynanmaya başlandı. Neden açlık grevine devam ettiğimizi oradan arayın. Örgütten ya da başka yerden aramayın."
TALİMATI ÖĞRENCİLERİMDEN ALDIM
"Talimatı kimden aldığımı söyleyeyim mi?" diye mahkemeye seslenen Özakça, "Ağlayan öğrencilerime 'geri geleceğim' dedim. Bana 'söz mü' dediler. Ben 'elimden geleni yapacağım' dedim. Evet ben elimden geleni yapıyorum. Evet ben talimatı öğrencilerimden aldım. Etkisi olsaydı oturma eylemine devam ederdim, açlık grevine başlamazdım. Belki o dönemde bir şeyler yapılsaydı açlık grevine başlamazdık. Bu kadar saldırı karşısında nasıl bırakalım. İktidar bize 'seni duydum' demiyor. 'Tamam bakarım, bir araştıralım' demiyor. Benim açlık grevini bitirdiğim an bu hiç bir örgütü değil bana ve öğrencime yarar. Bir de işinden atılmış binlerce emekçiye yarar. Halen vicdanlı hakim ve yargıçların olduğunu düşünüyorum ama sistemli bir adalet olduğuna inanmıyorum" diye konuştu.
HALA UMUDUM VAR HALA YANINIZA GELEBİLİRİM
Özakça savunmasının sonunda öğrencilerine sesleneceğini belirterek, "Benim küçüklerim canlarım, bu süreçten ne çıkar bilmiyorum. Elbette görüşeceğiz. Elbette verdiğim söz yerine gelecek diye düşünüyorum. Elimden geleni yaptım. İşim için, onurum için, sizin için direniyorum. Hala umudum var, halen yanınıza gelebilirim. Şu an 4'üncü sınıftasınız ama belki ikinci dönem ben gelir sizi mezun ederim. Özellikle yoksulluğu içimi burkan evladım Serhat. O kadar yoksuldun ki o halini o yetim halini gördüğümde içim burkulmuştu. Ama ben sende bir yetişkin görmüştüm. Annenin o çabasını gördüm. Evin tek evladısın. Sanki dünyanın bütün yükü senin omuzlarındaydı. Kendini ve anneni üzme. Umarım ileride bu yoksulluğun bitecek. Biz bunun için de mücadele ediyoruz. Yoksul çocuklar için de mücadele ediyoruz. En çok senin için mücadele ediyorum yoksul çocuğum Serhat" diyerek savunmasını bitirdi.
DURUŞMAYA GELMEK İÇİN UMUTLANMIŞTIM AMA OLMADI
Nuriye Gülmen ise "Savunma vermediğim bir durumda mütalaaya karşı savunma yapmamı istemeniz ne kadar doğru bilmiyorum" diyerek şunları söyledi: "Duruşmaya gelmek için ümitlenmiştim ama olmadı. Buradan sizi hiç göremiyorum. Ben yine SEGBİS'le bağlandım. Bu şekilde savunma yapmak istemiyorum. Benim için heyetin karşısında olmak önemliydi. Ancak mahkeme son kararından sonra benden 'ölüm riskini göze alıp tüm sorumluluğu üstleniyorum' şeklinde ifadeye imza atarsam duruşmaya gelebileceğimi' belirtmiş. Ben böyle bir durumda kendimi enayi gibi hissettim. Farkındayım vücudum lime lime eriyor ama bunu kabul etmedim. İmza atmayınca doktorlar sağlık koşulları nedeniyle duruşmaya gidemeyeceğime karar verdi. Ben böyle SEGBİS'e mecbur bırakılıyorum" dedi.
BİZİM DİRENİŞİMİZ AYNI ZAMANDA KAMU EMEKÇİLERİNİN İŞ GÜVENCESİ İÇİN
Gülmen, mahkemenin verdiği son kararla kendisinin söylediği sözlere kulağını kapattığını kanıtladığını bu nedenle bu şartlarda savunma yapmayacağını, ancak duruşma salonundaki yakınları ve duruşmayı takip eden insanlar için konuşacağını belirterek, oturma eylemi ve açlık grevi sürecini anlattı. Yaptıkları eylem nedeniyle bugün KHK ile insanların daha az işinden atılmasını sağladığını söyleyen Gülmen, "Bugün haksız yere işten atılan kamu emekçilerine destek vermezsek yarın bir işimiz olmayacak, bir yarınımız olmayacak. Bizim direnişimiz aynı zamanda kamu emekçilerinin iş güvencesi için" diye konuştu. Gülmen savunması sırasında sık sık ses sıkıntısı yaşandı. Mahkeme Başkanının söylediklerini tekrar etmesini istediği Gülmen'in, söylediklerini hatırlamakta güçlük çektiği görüldü.
SON SÖZÜ SİZ SÖYLEYECEKSİNİZ
Gülmen'in ardından avukatları savunma yaparak tahliyesini talep etti. Mahkeme Başkanı, davanın karar aşamasına geldiğini belirterek sanıklara son sözlerini sordu. Semih Özakça son sözünde, "Benim bir son sözüm var ama onu söylemenin zamanı gelmedi. Şu anda son sözü siz söyleyeceksiniz" dedi. Nuriye Gülmen ise Yaşar Kemal'in 'İnce Memet' adlı kitabında alıntı yaparak, "Yaşar Kemal'in İnce Memet kitabından içimizdeki mecbur kurdunu yitirmeyen insanları selamlıyorum. Ben yüksel direnişçilerini insanlığın kurdu olarak görüyorum. Bütün adaletsizliğe, baskılara rağmen direnen. İşte o Yaşar Kemal'in tarif ettiği kurda gözümüz gibi bakmalıyız. Onu kaybedersek bütün her şeyi kaybederiz. O yüzden biz Yüksel Direnişi'ne gözümüz gibi bakıyoruz. Faşizm, emperyalizm kahrolsun. Yaşasın yüksel direnişimiz" dedi.
TERÖR ÖRGÜTÜ SUÇUNDAN CEZA VERİLDİ
Son sözlerin ardından mahkeme heyeti karar için ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Nuriye Gülmen'e, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan önce 5 yıl, ardından Terörle Mücadele Kanunu'na gönderme yaparak 7 yıl 6 hapis cezası verdi. Mahkeme daha sonra cezayı sanığın geleceği üzerindeki etkisini dikkate alarak 6 yıl 3 aya indirdi. Sanığın tutuklu bulunduğu süreyi ve ceza miktarını göz önünde bulunduran mahkeme, yurt dışına çıkış yasağı koyarak Gülmen'in tahliyesine karar verdi. Gülmen ayrıca, 'terör örgütü propagandası yapmak ve gösteri yürüyüşüne muhalefet' suçlamalarından beraat etti. Mahkeme, diğer sanıklar Acun Karadağ ve Semih Özakça'nın ise tüm suçlamalardan beraatına hükmetti.