Yaşamakta olduğumuz doğal zenginlikleri bol ve bereketli olan ülkemizde maalesef son beş yıldır sürekli artan bir ekonomik enflasyon ile karşı karşıyayız.
Kasım ayı başında açıklanan TÜİK resmi enflasyonu yüzde 85,51 olarak açıklandı. Vatandaş ise ekonomi profesörlerinden oluşan ENAG’ın açıkladığı yüzde 185,34’lük gerçek enflasyon oranı ile mücadele etmeye çalışmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı vergi, harç ve cezalara uygulanmak üzere 2022 yılına ilişkin yeniden değerleme oranına esas olan veriyi açıkladı. Cumhurbaşkanı, Vergi Usul Kanunu kaynaklı artırma veya azaltma yetkisini kullanmazsa 2023 yılında vergi ve harçlar yüzde 122.93 oranında artacak. Bu arada gelir vergisinde ilk dilim 32 bin liradan 71 bin liraya çıkacak.
Yürürlükte olan Vergi Usul Kanunu uyarınca Cumhurbaşkanının, vergi ve harçlarda yeniden değerleme oranını yüzde 50 azaltma ve yüzde 50 artırma yetkisi bulunuyor. Motorlu Taşıtlar Vergisi’nde ise Cumhurbaşkanının artırma yetkisi yüzde 50 olmakla birlikte, indirme yetkisi yüzde 80 düzeyinde. Cezalarda ise ilan edilen yeniden değerleme oranları değiştirilemiyor.
2023 yılında harç, vergi ve cezalarda uygulanacak 2022 yılına ilişkin yeniden değerleme oranı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Kasım ayının son haftasında Vergi Usul Kanunu Genel tebliği ile yüzde 122.93 olarak ilan edilecek.
Yukarıdaki rakamlar bize gösteriyor ki 2023 yılında vatandaşa uygulanacak olan vergi, harç ve cezalar 2022 yılına göre iki katını da aşacak şekilde belirlenmiştir.
Zaten mevcut gıda, ulaşım, enerji ve eğitim giderlerinin sürekli artması ile geçim sıkıntısı artan vatandaş bir de yeni belirlenen yüksek vergi oranları ile nefes alamayacak duruma gelecektir.
2002 Yılından beri iktidar olan ve ülkeyi yöneten AK Parti’nin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık bakanlık olarak sosyal yardım yaptıkları hane sayılarını açıkladı.
Bu açıklamaya göre 2002 yılında sosyal yardım alan hane sayısı 1 milyon iken 2021 yılına gelindiğinde bu rakam 4 katına çıkarak 4,3 milyon sayısına ulaştığı görülmektedir. Bu açıklamayı yapar iken de bu rakamlar başarı olarak sunulmaktadır.
Bu verilen rakamlar bir başarı değil başarısızlığın resmi rakamlarıdır. Nedeni ise vatandaş bu iktidara 20 yıldır fakirliği, işsizliği bitirmesi üretimi yükseltmesi için destek vermektedir. Yanlış politikalar ve yatırımlar sonucu sosyal yardım alan hane sayısı azalacağına fakirlik ve işsizlik bitmediği için sosyal yardıma muhtaç sayısı 4 katı artmıştır.
Sosyal yardım çalışma gücünü köreltir ve üretimi bitirir. Buda hem vatandaşın hem de ülkemizin ihtiyacımız olan refah seviyesine ulaşmasına engel teşkil eder.
Sosyal yardım alan hane sayısını azalması hatta yok denecek kadar az rakamlara inmesi için ülke olarak üretime ve ayrıca katma değer getirisi çok olan ürünlerin üretimine yönelmemiz gerekmektedir.
Ülkemizde üretimin artması işsizliği bitirecektir, enflasyonun aşağıya çekilmesini sağlayacaktır dolayısıyla sosyal yardıma muhtaç sayısını da çok aşağıya çekecektir...