Bütün dünya korona virüsü kabusunu yaşıyor. Virüs zengin fakir ayırımı yapmadan can almaya devam ediyor. Uzun bir süre de tehdit oluşturmaya ve can almaya devam edecek gibi görünüyor.
Devlet kurumları salgın hastalık başladığında tedbir almaya başladı. Başlangıçta süreç çok iyi bir şekilde yönetildi. Tedbirler zamanında alındı. Ancak zamanla yapılan bazı hatalar, bizleri bugünkü duruma getirdi. Özellikle dış ülkelerden gelenler sadece ateş kontrolü yapılarak evlerine gönderildi. Evlerinde 14 gün kalmaları istendi. Bu kişiler evlerinde kalsa da, onlara yapılan ziyaretler engellenemedi ve hastalık yayılmaya başladı. Eğer tamamı devlet tarafından karantinaya alınsaydı, bu vahim duruma gelmeyebilirdik!
Nitekim hükümet yetkilileri de hatalarını fark etti ve son zamanda yurt dışından gelenler yurtlarda 14 günlük karantinaya alınmaya başlandı. Zararın neresinden dönersen kârdır misali!
Değerli dostlarım benim eşim de, Mart başında Umre'den geldi. Evde 14 gün kuralını uyguladık. Şiddetli öksürük şikayetiyle acil servise, maske takarak başvurduk. Orada ciğer filmi çekildi. Sorun görüldü ve enfeksiyon doktoru tarafından değerlendirilip ve iki haftalık tedavi düzenlenerek eve gönderildik. Test falan yapılmadı. Virüs olup olmadığını bilmiyoruz. Biz bu iki haftalık süreçte sokağa çıkmadık. Kimseyle görüşmedik. Tedbir alarak sadece bakkala kadar gidip geldim. Topluma karşı sorumluluğumuzu yerine getirerek iki haftayı tamamladık. Biz dikkat ettik ancak demek ki herkes dikkat etmedi ki, salgın giderek yayılıyor.
*
Dünya elbette bu salgından da kurtulacak. Ancak peşinden bütün dünyada bir takım değişiklikler görülecek.
Bazı devlet başkanları, siyasetin önemli isimleri, bürokratlar, iş insanları, sanatçılar, bilim insanları, sporcular, vb. yeni dünyada olmayacaklar. Virüs birçok insanı aramızdan çekip alacak. Maalesef sevdiklerimizden bazılarını da yitireceğiz.
Dünya bu salgından dersini çıkaracak ve tahminim sosyal devletler yeniden yapılanacak. Özellikle yeni salgınlara karşı önceden tedbirler alınmaya başlanacak. İnsana değer veren siyasi projeler ön plana çıkmaya başlayacak. Arge'ye daha çok önem verilmeye başlanacak. Sosyal güvenlik ve iş hayatı yeniden düzenlenecek.
Kısacası yeni Rönesans geliyor gibi. Ardından reform da gelecek. Özellikle İslam aleminde büyük değişiklikler bekliyorum. Sular önce bulanacak, ardından durulacak ve her şey daha güzel olacak!
*
Hükümet, "Kendi olağanüstü halinizi kendiniz ilan edin" demeye getiriyor. Sokağa çıkma yasağı ilan etmemekte direniyor. Şimdi topu valiliklere attı. Önümüzdeki günlerde bölgesel olarak sokağa çıkma yasağı ve karantina bölgeleri valiliklerce ilan edilmeye başlanacak. Yeterli olmaması halinde, ülke çapında olağanüstü hal ilan edilebilir!
Bana kalırsa, geç kalınmadan iki haftalık sokağa çıkma yasağı ilan edilmelidir. Çünkü daha başka tehlikeler de ortaya çıkmaya başlayabilir. Serbestçe dolaşan bazı kötü niyetli kişiler evlerinde bulunan yaşlılarımız için tehdit oluşturmaya başlayabilirler. Virüsten koruyalım derken onların kurbanı olabilirler!
Bu konuda, kaymakamlıkların, belediyelerin, muhtarların, siyasi parti teşkilatlarının, sivil toplum kuruluşlarının çalışma başlatması gerekir. Kimsesi olmayan yaşlıların tespit edilip, sık sık ziyaret edilmesi, telefonla aranması gerekir. Bu yolla ihtiyaçları tespit edilip karşılanmalıdır. Aksi halde, evlerden apartmanlardan pis kokular gelmeye başladığında hepimiz vicdan azabı çekebiliriz!.
*
Değerli arkadaşlar, zor günlerden geçiyoruz. Devletin imkanları malum. Bizler de elimizden geleni yapmalıyız. Çevremizden başlayarak imkanlarımızı, imkanı olmayanlarla paylaşmalıyız.
Elbette bu günlerde geçecek ve yaralarımız sarılacak. Dersimizi alacak ve geleceğimizi ona göre yeniden düzenleyeceğiz. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Kalın sağlıcakla...