Aşı ve ırkçılık; Sağlıklı Türklük yahut popüler faşizm

Süleyman PEKİN

Alman aşısı mı olalım, Çin aşısı mı; Vebo’ya yapılan ırkçılığı ne kadar şiddetle kınayalım? Belirli gün ve haftalarda sosyal medyadan durumsal konuşlanım paylaşımlarını yapmada da aman geri kalmayalım, yarışanlarla yarışalım.
 

facebook-instagram-tvitter maskemiz
paylaşımlarımızdır ikbal mesafemiz
yağmur duasıdır toplu hijyen
dillerde tedbir; Allah büyüktür

Her bişeyden azbuçuk anlayan, gündemin peşinde koşmada epeyi uzman olan halkımızın ezbere yaşam rehberi öngörümsüz (covid) vaziyetlerde kafa karışıklığı yaşayabiliyor. Okulistik (skolastik) altyapımız ve siyasî kut sahiplerine imanımız yetersiz kalabiliyor.

İşbu hâllerde 3 adım ile sağa, 3 adım ile sola selam veren “Aşk ile sev milliyeti” yürüyüşü Hızır hükmündedir. E, ne de olsa “Hayat devam edeyi” diyor ‘Acil’ Servisler. Hayat deyince yarım asırdır otlakta yaşaya-gördüklerimizin gevişini mevzuya meze edelim istedik:

Milliyet de iman gibi statik veya stabil değildir, dinamiktir; artar, eksilir yahut değişir, şekil değiştirir. Yağmurlu havada farklı, güneşli havada farklı olabilir. Kurumda farklı, trafikte farklı seyredebilir. Bayburt’taykenkiyle Frankfurt’taykenki farklılık arzedebilir.

“Leylekler” sizi bir milletin yada bir dinin diyarına bırakırlar. Diyarda duranla yuvadan ayrılan, farklı açılardan bakmaya çabalayanla tercihini başka bir aidiyetten yana kullanan ayrışacaktır zamanla. Öyleyse bağlılıklarımız da değişkendir. Bağ bazen hissiyat, bazen menfaat bazen de bağımlıktandır.

Gökalp der ki; “Millet; ne ırkî, ne kavmî, ne coğrafî, ne siyasî, ne de idarî bir zümredir. Millet, aynı terbiyeyi almış fertlerden oluşan kültürel bir birliktir. Milliyette soy ağacı aranmaz. İnsanlar bir millete ancak hisleriyle bağlı olabilir. Türk olmak için her şeyden evvel Türk kültürüyle terbiye görmek ve millet (Türk) ideali için çalışmak şarttır. Bu şartları taşımayanlara, kanca ve ırkça Türk olsalar bile ‘Türk’ ünvanı veremeyiz.”

Atatürk der ki;Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”

1924 Anayasası der ki; “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk ıtlak olunur.”

Irkçılık nedir: Türkiye halkını oluşturan etnik unsurlardan birini (Kürt) Türk milletinden ayrı görmektir/göstermektir. Neye göre ayırıyorsun? Kana göreyse kan-cı’sın, soya göreyse soy-cu’sun, ırka göreyse ırk-çı’sın. Hani ‘tek millet’tik, hani 83 milyon birdi? Oysa en ‘Baba’ yasamız (Md. 66) gayrimüslim azınlıkları bile vatandaşlık bağıyla “Türk” saymakta; tıpkı çağdaş demokrasilerde olduğu gibi.

Mehmet Öz/Oz, Cleveland doğumlu bir Amerikalı, Türk kökenli ve sonradan çifte vatandaş olsa da Amerikan idealine hizmet etmektedir, doğal olarak TC’den evvel ABD çıkarlarını önceler. Doğal olmayan bizim popülist ve faşizan bakışımızdır.

Uğur Şahin ve Özlem Türeci Türk asıllı Alman tıpçılar; Bill Gates’e çalışıyorlar (Pfizer Inc. - Bill & Melinda Gates Foundation). Elin aşısıyla gerdeğe girmek ve Türkik kökenden züğürt tesellisi çıkarmak yerine bizi Türk Hekimlerinin patentlerine emanet edin.

Mesut Özil, çifte vatandaş; evvel Almanlık kısmı ağır basıyordu, sonra sonra Türklük damarı ağırlık kazanmaya başladı. Hayırseverliklerine son yıllarda Doğu Türkistan hassasiyeti eklenmiştir. Mehmet Aurelio Rio’da doğduğu halde Türk futboluyla birlikte Türk millî takımı’na hizmet verdi. Çikolata rengiyle bizim için Özil’den daha Özeldi; Avrupa üçüncülüğümüzde emeği var.

Akıldır her işin başı sağlıktan önce; akıl baştadır, üçüncü fazda değildir. Milletçe kafamız güzel; evvelâ ayıktıran ilâçların kürüne girmek gerek, sonra Koronanın körü..

Aşı istiyoruz, farklı bakış aşısı; hem de 80 milyon doz... Yerli olsun lütfen...