Ayasofya sorunları kapatacak mı?

Neşe DİLEKÇİOĞLU

Ayasofya'nın müze oluşu da şaibeli olduğu, Atatürk'ün imzasının taklit edilerek bu kararın alındığını Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu beyefendiden öğrenmiştik.

1994 Yılından beri de bu mekânda ezan okunduğunu, ayrıca kadrolu bir imamının olduğunu da  biliyoruz.
Egemenlik haklarımızın ve İstanbul'un 29 Mayıs 1453'den beri Türk'ün fethiyle ki; Fatih Sultan Mehmet Han'ın da vasiyeti bu.

Son Danıştay kararıyla biraz daha perçinleşmiş oldu, kutluyorum.

Ayasofya'nın ayrıca politik malzeme olmaktan kurtulması iyi olmuştur.

Siyasete kapalı ibadete açık, bu çok iyi oldu gerçekten.

İYİ Parti verseydi bu öneriyi, red vermek kolay olmazdı kanımca.

Hükümetin bu karara uyması hukuk devleti etiği açısından önemlidir.

Ve yine hükümetin bu olumlu davranışını Danıştay'ın (Andımız) konusunda kararına uyması noktasında da aynı hassasiyetle ve kararlı tutumla bekliyoruz.

Buraya kadar güzel amma velâkiiin.

Şimdi gelelim diğer sorunlarımıza ve sorularımıza; 

Ülkenin işsizlik konusu n'olacak?

Hukuk Devleti gerçekleşecek mi?

Çiftçinin sorunu düzelecek mi?

Tutuklu gazeteciler salınacak mı?

Barolar ayrışmadan birliğini sağlayabilecek mı?

FETÖ terör örgütü başı dahil olmak üzere, vatana ihanet eden diğer örgüt elemanları yurt dışından getirilerek yargılanacak mı?

Ege denizi ve adalar konusu çözülecek mı?

Göçmenler ekonomimize daha ne kadar yük olacak?

Yalan Talan ve yolsuzluk son bulacak mı?

Emeklilerin çalışanların EYT'lilerin durumu düzelecek mi?

Yandaşa haraç mezat peşkeş çekilen yurdun öz varlıkları n'olacak?

Her konuda şeffaflık sağlanacak mı?

Katılımcılık değerli hale getirilecek mi?

Geliştirilmiş parlamenter sisteme geçilecek mı?

Yasama, Yürütme, Yargı dengesi sağlanacak mı?

Kayırmcılığa son verilerek ehliyet ve liyakat dikkâte alınacak mı?

Cumhuriyet, Melelerin, Mollaların, Şeyhlerin, Müridlerin ve tarikatların yuvalandığı odak olmaktan çıkacak mı?

İnsan hakları ve hayvan hakları konusunda ilerleme kaydedecekmiyiz?

Temel hak ve hürriyetlerle anayasa güvencesinde kalarak mahkeme kararları bu güvenceleri verebilecek mi?

Sudan sebeplerle ve siyasi sebeplerle tutuklanan aydınlar adil yargılanacak mı?

Kadınlar ve çocuklarımız tecavüzlerden ve ölümlerden sakınılanacak mı?

Denizlerimiz temiz, akarsularımız özgür bırakılacak mı?

Çevremiz ve ormanlarımız korunacak mı?

Ülkemiz insanları, topraklarımız kimyasallardan ve atık maddelerden arındırılarak biyolojik yaşama döndürülecek mi?

Eğitim yaz boz tahtası olmaktan çıkarılacak mı?

Bilime, teknolojiye ağırlık verilerek gelişme sağlanıp adil bölüşümde vatandaşlarımız paydaş edilecek mi?

Üretime ağırlık verilerek ithalat rejimine son verilecek mi?

Demokratik haklara yandaş olmadan kavuşabilecek miyiz?

Haklının, doğrunun savunulduğu bir sistem gerçekleşerek, gücün karşısında kazanabilecek mi?

TÜİK verileri tam doğruluk ekseninde halka eksiksiz noksansız açıklayabilecek mi?

Muhalif düşüncedeki vatandaşlarımız eşittir terörist, Fetöcü damgası yemeden fikirlerini rahatlıkla her platformda savunabilecek mi?

Neyse yaa.

Bu kadar soru kadı kızında da olur.

Yok öyle değildi neydi?

Bu kadar kusur kadı kızında da olurdu.

Zaten bu kadar kusur herkeste, hepimizde olur, bırakın kadı kızını.

Tamam kadının kızı değilim ama kusurum varsa affola! Çok soru sordum yanıt bekliyorum saf saf.

Ayasofya açıldı ya bu yeter.

Hayırlı olsun vatanımıza milletimize.

Ve hayırlara vesile olsun inşallah.

Bırakalım "ekönömi"yi o ikinci yarı, üçüncü çeyrekte düzelecek zatenleri.

Sabırla, sebat ederek, tevekkülle, duayla bekliyoruz bakalımları.

Gençler işinize bakın.

İşiniz mi yok?

Hadi gidin işinize.

İşinize gelmedi değil mi?

Ne mi demek istiyorum?

Evde oturmayın ortalıkta iş dolu.

Öyle kafanıza göre iş arayışınız olmasın.

Ne demek "Ben iki üniversite mezunuyum ortalıkta iş yok" demek?

Sizi RTÜK üyesi mi yapalım yani, onu mu demek istiyorsunuz? Yok öyle iş.

Liyâkat şart.

Benim için mi okudunuz? Okumasaydınız.

Bakın üniversite mezunu olmayanlar neyi, neleri yönetiyor canım.

Bana inanmıyorsanız TÜİK verilerine bakın. 

Neyse ki pinokyo falan değilim, ayrıca odun da değilim kukla da.

Benim bu durumda dilim uzuyor sanırsam sa.

Yani demem o ki; Oy moy yok...