Bahçeşehir Üniversitesi’nce düzenlenen Siyaset Okulu 14. Hafta programına katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin, "Devlet memurlarının görev yerlerinde rotasyona gidilerek değiştirilip değiştirilmeyeceği ve bazı bölgelere gidecek memurlar için teşvik uygulanıp uygulanmayacağına" yönelik sorusu üzerine Bakan Çelik, "Böyle bir karar henüz alınmadı. Memur konfederasyonları ile görüştük. Toplantılar yapıyoruz. Amacımız memurlarımızı mağdur etmek değildir. Amacımız hep birlikte tüm Türkiye’de nasıl verimli kamu hizmeti veririz onu bulmak. Konfederasyonlar ile yaptığımız toplantıda bazıları 'kimi bölgelere teşvik olabilir’ dedi. Bu toplantıları sürdüreceğiz. Bakanlar Kurulu’nda da konuşacağız bu konuyu. Yanlış bir karar çıkmaz yani. Yanlış bir kararın peşinde hükümette koşmaz, bakan da koşmaz. Ülkenin hayrına olacak şeylerin peşindeyiz" dedi.
Üniversitenin Beşiktaş Kampüsünde düzlenen programda ise şunlar gündemdeydi:
"ÖZÜR DİLEYEN DEĞİL, DİLETEN TÜRKİYE"
Siyaseti Türkiye’de sorunlu ve sorumlu siyaset olarak ayrılabileceğini belirten Bakan Çelik, 2002 öncesindeki sorunlu siyasetin 2002’den sonra sorumlu siyasete geçtiğini ifade etti. Bakan Çelik, sorumlu siyaset sayesinde Türkiye’nin çağ atlayan, projeler yükselten, IMF’ye kredi açan, özür dileyen değil özür dileten noktasına gelindiğini vurguladı.
"URFA’NIN MERKEZİNE 10 GÜN GİRMEDİM"
AK Parti döneminde siyaset kurumuna itibar kazandırıldığını ifade eden Bakan Çelik, "Urfa’dan aday olduğumda, orada temas kuracağım, siyaset yapacağım kimse yoktu mesela. 10 gün Urfa’nın şehir merkezine girmedim. Önce taşraya gittim. Oraları gördüm, temas kurdum. Taşrada oluşturduğum hikayelerle, taşrada oluşturduğum atmosfer ile 10 gün sonra şehir merkezine omuzlarda girdim. Sonra da yüzde 65’in üzerinde oy aldık. Siyaset bilimi bu nedenle çok önemli" diye konuştu.
"DARBELER İLE MİLLET MAĞDUR EDİLDİ"
Geçmişte birçok partinin kapatıldığını vurgulayan Faruk Çelik, siyasetin toplumun değer yargıları ile barışık olması gerektiğini belirtti. Darbeler ile milletin mağdur olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, darbe yapanların unutulduğunu ancak darbe mağdurlarının halen millet tarafından hayırla anıldığını belirtti.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Türkiye’nin artık önünü gördüğünü ve geleceği planlayabildiğini belirten Bakan Çelik, "Terör belasından kurtulmak için verilen mücadelede ve gelinen noktada, bu olayın istismar meselesi yapılmamalı. Bu olay ciddi bir olay. Bu olay Türkiye’nin en sorunlu alanlarından biri. Bu olayın çözülmesi gerekiyor. Yüzde 50 oy alan partinin bunu çözmesi gerekiyor. Her şey denendi Türkiye’de 30 yılda. Gelinen noktada Doğu’daki vatandaşlarda Batıdakilerde huzur istiyor. Bunu temin etmeliyiz. Birliği ve bütünlüğü temin etmede herkes taşın altına elini koymalı. Akacak olan gözyaşlarına nasıl hesap vereceksiniz. Şehit ailesine neyi nasıl anlatacaksınız. Terörist öldürüldü deniyor ya, oda orada bir eve geliyor. Orada da ağlıyor insanlar. Netice olarak Türkiye’de kan akıyor. Kan akınca kin oluyor dedi.
ÇOCUK İŞÇİLER SORUSU
Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Bakan Çelik, çocuk işçilerin çalıştırılması ile ilgili soruya şöyle yanıt verdi; "Çocuk işçiler ile ilgili yasalar mevcut ancak mantelite önemli. Kafalarda sorun var. Kafalar değişmeyince olmuyor. Yasal bir eksiklik yok.Yasal eksiklik varsa düzeltiriz ama bakış açışı değişmeli. Yoğun denetimler yapıyoruz"
EMEKLİ MAAŞLARINA DÜZENLEME
"Emekli maaşlarına düzenlemesi yapılıp yapılmayacağının" sorulması üzerine Bakan Çelik, "Emekliler ile ilgili bir şey yeterli mi değil mi ayrı bir tartışma. Bu tartışılabilir. Ülkenin imkanları var. Bu imkanları rasyonel mi yoksa keyfi mi kullanıyorsunuz. 2002 de iktidara geldik. O günden bu güne enflasyonun iki katı kadar emekli maaşları arttırdık. Ücret yeterli değil demek doğru. ‘Hazine borçlandırın, seçimde geliyor emeklilere fazla para verin, bunu sizden sonrakiler düzeltir’ söyleminden Türkiye çok zarar gördü. Sorunları, torunlara bırakmamalıyız. Kaynak bulunarak yapılmalı" diye yanıt verdi