Bakanları keşke 15’e indirebilsek

Başbakan Tayyip Erdoğan, mevcut bakanlık sayısı ve yenilerinin eklenmesi önerilerine tepki göstererek, “Bakanlık pazarı kuracak değiliz.

35 bakanlık devraldım. 25’e indirene dek akla karayı seçtim. Keşke 15’e indirebilsek” dedi. Erdoğan, Madrid dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını şöyle yanıtladı:

HEPSİNİN SORUMLUSU VAR

Her başlığa bir bakan tayin etmek değildir mesele. O başlıkların hepsinin bir sorumlusu var. Bütün bunların hepsinin demokrasiyle 
ilişkisi var. Biz şimdi aile bakanlığını getirdik. 
Şimdi kadınlara ait bakanlık yok oldu diyenler oldu. Kadının statüsü bölümü var. Aile dediğin kadın. Kadına karşı çıkanlar aileye karşı çıkıyorlar. Ana ifadesine karşı çıkanlar var. Analığı kabul etmiyorlar, kadın demiyorsun diyor. 
Kadının yüceldiği en yüksek makamı analık olarak görüyorum o farklı görüyor. Anlaşamadığımız yerler var. Ben bir çocuğun anne, annenin de yavrum dediği anı hiçbir şeye değişmem.
 
İSPANYA’YA VİZEYİ KALDIRALIM TEKLİFİ 
Vizelerin kalkması yönünde İspanya’ya yeni bir teklifte bulundum. AB’de para birliği. İngiltere uydu mu, uymadı. Gelin farklı bir şey yapalım, siz bize karşı vizeyi kaldırın biz de size karşı kaldıralım, ne olacak yani, AB sizi atacak mı dedim. 
(Böyle bir durumda Schengen’den çıkması gerekmez mi?) Hayır, ikili anlaşma yaptım der. İstisna durumlar olabiliyor demek ki. Bütün mesele o ülkenin ortaya koyacağı özgüvendir. İspanya gibi bir ülke bunu yapabilir. Çalışalım dediler, vize konusunda ne yapılabilir bakacaklar. Hayır olmaz demediler. İlgililere talimat verildi.
 
KORKAKLARIN AĞIRLIKTA OLDUĞU DÜNYA
(BM yapısını sorgulamanız AB’de nasıl karşılanıyor?) Bu görüşlerimiz karşılık buluyor ama korkakların egemen bir olduğu dünya var. Egemen demeyeyim de korkakların ağırlıkta olduğu bir dünya. Geçen yıl Filistin’le ilgili olumlu olan ülkelerden birini aradım şimdi çekimser diye. Bu hayır demektir. Bak bu aramızdaki münasebetleri sıkıntıya sokar. Sen bizi üzersin dedim. Sadece bir oyu var, güçlü bir ülke değil. Bizim desteğimizi alan bir ülke. Bu sene niye değişti, demek ki bir yerlerden baskı görmüş. 
 
(ABD’nin yaklaşımı tatmin ediyor mu?) Şu ana kadar tatmin edici bir yaklaşım göstermedi. Ama seçim dendi, seçimden sonra durum değişebilir gibi ifadeler kullanıldı. Seçim yapıldı artık yeni kabine deniyor. Bayan Clinton’ın ayrılması gündemde. Ne olur, ne biter onu ondan sonra konuşmak mümkün. Benim üzerinde durduğum konu özellikle Rusya, Çin, İran üçlüsünün yaklaşımı önem arz ediyor. Çin’in tavrı belirleyici. 
 
(Son dönemde Batı, Suriye muhalefetiyle ilgili radikal hareketlerden bahsediyor?) Saçma sapan bir şey. Suriye’de şu anda bir koalisyon oluştu. Birçok ülke, batı kabul ediyor bu yapıyı, tanımaya başladı. Kendilerine ülkelerinde ofis açma izni veriyorlar. Koalisyonda aynı zamanda bir Hıristiyan var. Çok farklı yapı temsilcileri koalisyonda. Fakat buranın özelliği arazi ile Suriye dışını bütünleştirmesi. Daha önceki konseyde bu yoktu.
 
EL KAİDE’NİN ESAMİSİ OKUNMAZ
(El Kaide adam mı yolluyor?) El Kaide’nin Suriye de esamisi okunmaz. Muhalefet orada neticeye varsın El Kaide filan diye bir şey kalmaz. Geçenlerde Resulayn’da ele geçirme operasyonu yapmak istedi PYD, PKK filan. Koalisyon güçleri müdahale ederek hemen kendilerini Haseki’ye Kamışlı’ya kadar sürdüler. Resulayn şu anda tamamen onların kontrolünde. Ellerinde bir güç var. Yeter ki o gücü onlara veren imkanlar da sürekli o akış devam etsin. Çember daralıyor ifadeleri gündeme girmeye başladı. Hakikat payı biraz fazlaysa bu iş bir yere doğru yaklaşıyor demektir. 
 
IRAK’LA MI UĞRAŞACAĞIZ
(Irak hükümeti Kuzey Irak’la gerginliğinde Türkiye’yi suçluyor?) Ham hayal bunlar. Bizim işimiz gücümüz yok da Irak’ın içiyle mi uğraşacağız. Biz Irak’a her şeyi söyledik. Irakla benzer çalışmaları yaptık. Türkiye ile Irak, hiçbir zaman dönemimiz kadar işbirliği içinde olmamıştır. Alt yapısından üst yapısına kadar her şeyinde Irak’ta yine Türk firmaları onları yalnız bırakmadılar. Bu noktada çok dikkatli laflar etmek lazım. Ben doğrusu Irak’ın demokrasiye geçişinde Irak yönetimin daha samimi davranmasından yanayım. Her şeyin belirleyicisi olarak orada Irak halkı kendi iradesini ortaya koymalı, sandıkta ne derse o olmalı. Bizim kalkıp da Irak’ın bütünlüğünden başka hiçbir söylemimiz olmamıştır. Sizi ayırmak isteyenlere karşı bölünmeyin demişizdir. Ama, Irak başka anladı maalesef.
ERGENEKON  (Ergenekon sona geldi savcı mütalaasını verecek?) Hız memnun edici değil. Daha hızlı olabilirdi.
BAŞKANLIK  (Başkanlık sisteminde, elçi ataması dahil bir kişi her şeye hakim eleştirisi var?) Bakın şu anda Amerika’da büyük elçiyi başkan tayin etmez. Orada başkan bir helikopter satışı bile yapamaz. Bu şu demek değil aynını mı alacaksınız, hayır. Onun için Türkiye tipi başkanlık sistemi oluşturalım. Rusya’daki, Amerika’daki doğrular olabilir. Bizde de acaba çiftli bir yapı mı olacak, bir tarafta Temsilciler meclisi, öbür tarafta senato mu olacak konuşulabilir. Ben şahsen tekli olmasını isterim. 
 
Sufle verdi olmadı sonunda Erdoğan söyledi: Merhaba asker
 
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, Senegal Başbakanı Abdoul Mbaye’yi başbakanlıkta resmi törenle karşıladı. Mbaye, tören kıtasını denetlerken, zor anlar yaşadı. Kıtayı selamlarken Türkçe “Merhaba Asker” demesi gerekiyordu. Ancak Mbaye ne söyleyeceğini unuttu. Bunun üzerine Erdoğan, birkaç kez konuk Başbakan’ın kulağına eğilerek sufle vermeye çalıştı ama yine olmadı. Erdoğan duymakta zorluk çektiğini düşünerek son kez sesli bir şekilde konuğunun kulağına “Merhaba Asker” diye seslenince askerler hep bir ağızdan sanki konuk başbakan söylemiş gibi “Sağol” diye yanıt verdi. Heyetlerini tanıtan Erdoğan ve Mbaye daha sonra Başbakanlık Merkez Bina’nın kapısında tokalaşarak, basın mensuplarına poz verdi. 
 
KONULARI SAPTIRMAYALIM
Başbakan Erdoğan, Mbaye ile yaptığı ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Erdoğan, BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresiyle ilgili Cumhurbaşkanı Gül ile fikir ayrılıklarının olup olmadığına yönelik soruya “Konuları saptırmayalım. Farklı konu. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasının neyi hedeflediği bellidir, benim yaptığım açıklamanın da neyi hedeflediği bellidir” sözleriyle tepki gösterdi.  ANKARA
 
Siyaseti terörize edenin önü kapanır
 
(Neden tek Meclis öneriyorsunuz?) Onlar ağırlaştırıyor netice almak çok zor oralarda. 
(Ama demokratikleştiriyor?) Parlamento var zaten. Denetleyen parlamentolar. O sistem içinde denetleyenler, alıyor başını gidiyor hantallaştırıyor sistemi. Daha pratik olmak, neticeye gitmek lazım. Bu bakımdan tekli sistem isabetli. Biz tekli sistemdeyiz bakın Meclis’te seçim yapılıyor muhalefetten bir kişi yok ombudsmanlıkla ilgili. Gel demokratik görevini yap. Bakın, İspanya’da Bask, onları konuştuk. Zapatero’nun yerine gelen yeni liderleriyle konuştuk. Ne yaptınız dedim. Çok açık silahı bıraktırdık. Siyasetten çektik diyor. Bunlar siyasetteydiler, siyaseti de bunlar siyasete yakışır şekilde yapmadı. Aynen bizdekiler gibi. Şu anda zaten bizdeki gibi değil sayıları. Şu anda diyor, iş yoluna giriyor. Bitecek bu iş diyor. Şu anda IRA da, BASK da, ETA da hepsi Türkiye’dekilerin benzeri değil. Medyada sık sık atıf yapılıyor ama çok farklı. Eğer siyaseti terörize edersen önünü kaparlar. Siyaseti siyaset gibi yaparsan herkes de seni alkışlar.
 
Eylem olursa operasyon sürer
 
(PKK’ya yönelik ‘Silah bırakırlarsa giderler’ açıklamanız çok tartışıldı) Bu yeni bir şey değil. Silah bırakıp farklı yerlere gitmek isteyenler varsa olabilir. Biz düşüncemizi söylüyoruz. Silahların susması değil bırakılması. Susma olmaz. Kandil’de duruyorsa dursun orda. Eylem olursa aynı şekilde operasyonlarımız sürer. 
(PKK’ya destek veren ülkeler içinde İçişleri Bakanı İran’ı da saydı?) İran’ın da destek verdiği ifadesi biraz ağır olur. İran’ın içinde PJAK var. O da PKK’nın kolu. Bizim İran’a söylediğimiz şudur; Şu anda, İran, PJAK’a karşı geçmişte verdiği mücadeleyi vermiyor. Orda yumuşama var. Burada ortak mücadele platformunun sürmesini isteriz.