Batılı emperyalist güçlerin 100 yıl önce Osmanlı devletinin bağımsızlığına son vermek üzere hazırlanan ve dolasıyla Türk milletini devletsiz bırakmaya yönelik planların hepsi, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ortaya koydukları irade ile bozuldu. 22 Haziran 1919 sabahı yayınlanan Amasya Tamimi’nin özeti olan şu karar, Türk milletinin vatanın bütünlüğüne ve milletin istiklâline sahip çıkacağı bütün dünyaya ilan edildi:
“Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
Bu kararın hayata geçirilmesi için yapılan Erzurum ve Sivas Kongreleri ve 28 Ocak 1920’de son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında kabul edilen Türk vatanının sınırlarını belirleyen ve bir siyasi manifesto olan "Misak-ı Milli"nin ilan edilmesi Milli Mücadele’nin çerçevesi çizildi. Bu mücadelenin yürütülmesi için 23 Nisan 1920’de millet temsilcilerinin karar organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da toplanması ile Türk’ün ateşle imtihanı başladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesi ile Atatürk’ün önderliğinde başlatılan Türk Kurtuluş Savaşı, I. ve II. İnönü Savaşları ve Sakarya Savaşları’nın zaferle sonuçlanmasından sonra düşmana son darbe, 26 Ağustos 1922’da başlatılan ve 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve 9 Eylül 1922’de İzmir’de düşmanın denize dökülmesi ile tamamlandı. ABD ve Batı’nın Türk milletini devletsiz bırakma planları bozuldu, antlaşmalar yırtıldı ve 24 Temmuz 1923’te kabul etmek zorunda kaldıkları 1923 Lozan Barış Antlaşması‘yla yeni Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını kabul ettiler.
Böylece Alparslan’ın 26 Ağustos 1071’de Malazgirt’te kazandığı zaferle Türklere kapılarını açan Anadolu, Atatürk’ün 26 Ağustos 1922’de başlattığı Büyük Taarruz’un 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanmasından sonra ebedi Türk vatanı olmuştur.
100 Yıl önce Türk milletini devletsiz bırakmaya karar veren Batılı emperyalistler, 100 yıl sonra bugün de takip ettikleri, “BOP coğrafyası” ve “stratejik göç mühendisliği” projeleri ile Türkiye’yi karıştırmak ve bölmek istiyorlar. Ama milletçe uyanık olur, bu oyunları sezer ve milli şairimiz Âkif’in dediği gibi, vatanımıza sahip çıkarsak, 100 yıl sonra da başaramayacaklardır...
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Hüsrâna rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!
Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.