Ülkelerin kalkınmışlığı ya da fakirliği, ülkeyi yönetenlerin beceri, yetenek ve maharetleriyle ilgili olsa da, halkın feraset ve zekâsıyla da doğru orantılıdır.
Fakir ve kalkınmamış ülkelere kabaca bakarsanız; akıl devre dışıdır. Körü körüne biat vardır. Din ne diyor, bunlar ne yapıyor sorgulaması yoktur.
“Benim ülkem yerine benim partim.” Bağnazlığı hâkimdir.
Kimi zaman, seçilenler, eleştirilmez zırhına sokulur; “Ulul emre itaat” zavallılığı ile yönetenlerin her türlü yolsuzluğuna, hukuksuzluğuna, haksızlığına, lüks ve gösterişine göz yumulur.
Almanya’da çalıştığım yıllardan bir olay.
Benim bölgede CDU’nun (Hristiyan Demokrat Parti) bölge temsilcisi Gerda diye bir bayan vardı. O yıllarda CDU’nun başkanı da Helmut Kohl idi.
Sanırım mevsim bahardı. Hava güneşlik ve sıcacıktı. Almanya’da özlemi çekilen bir pazar günü!
Gerda iki kızını ve köpeğini almış caddede ilerliyor.
Selamlaştık, iyi günler diledik.
-Hayrola Gerde, geziyor musun, nereye böyle?
Gerda bir “Nein” Hayır çekti ve
-Bay Peker, “Auswahl” seçim var oy kullanmaya gidiyorum.
Desene Kohl yaşadı, bir oy daha, dedim...
Dedim ki, Gerda gayet ciddi, “Hayır Bay Peker bu kez CDU’ya vermeyeceğim.” Ben afalladım, hayretle, “Nasıl olur Bayan Gerda, siz CDU’nun bölge temsilcisi değil misiniz?”
- Evet Bay Peker. Ama bu kez Kohl’e oy vermeyeceğim.
Hayretle “Neden Bayan Gerda, gerekçeniz ne?” dedim ki, gerekçesi çok çarpıcı idi:
- Bay Peker, CDU ve Bay Kohl enflasyonu yüzde 3.35 den, yüzde 3.65’e çıkardı. Ufak bir ikaz gerekir” Hayret şu gerekçeye bakar mısınız?
İnanın şok oldum ve düşündüm; Almanya’nın neden Almanya olduğunu.
Çünkü Gerda’lar da, Helga’lar da, Hans’lar da, Helmut’lar da “Benim partim” demiyorlardı. Hepsi de “Benim ülkem Almanya” diyorlardı ve siyasileri de ülkeye hizmette bir araç görüyorlardı.
Ya biz?
“Tulumbanın suyu kalmadı, tulumbaya su gerek” diye açık açık söylenmesine rağmen inatla ve “Benim partim” anlayışı ile oy verdik, cumhuriyetin kazanımı sanayi tesisleri, Şeker fabrikaları satıldı oy verdik, “Yağmur yağacak, çatının onarılması gerek, önlem almalıyız” ikazına rağmen yine oy verdik.
Neden; “Çünkü Benim ÜLKEM anlayışı” önemli değildi. Önemli olan “Benim Partimdi.”
Nereye kadar, Tarım ülkesi bir Türkiye’de biraz ucuza alabilmek için; soğan, patates, biber, patlıcan “Varlık kuyruklarında (!)” dikilene kadar.
Bilmem anlatabildim mi? Neden Almanya, kalkınmış, çağı yakalamış, ekonomik zenginliğe zirve yaptırmışta; Türkiye; et, ot ve 126 ülkeden 135 çeşit gıda ithal eder durumda?
Esen kalınız.