Bazen bir fotoğrafa bakar geçmişe gideriz..
Vefamız da oradadır, vefasızlığımız da..
Yürek aynamıza baktığımızda apaçık aleni görürürüz kendimizi .. Sırrı dökülmediyse..
İşte işin sırrı da buradadır.
Sırrı döküldü mü bir kez aynalarımızın ,kendimiz dahil hiç kimseyi görmeyiz..
Yaşam elbette ki tek kişilik bir sanat.
Ayakta kalmak kimseye muhtaç olmadan yaşamak insanoğlunun temel ilkesi ,hasletidir..
Ancak yalnızlıklar büker bileğini..
Yalnızlığına bir yalnızlık daha eklersin..
Yılların dostluğunun tozunu atarsin bir araya gelip.
Adı bayram olur.
Özel bir gün olur.
Her gün boştur aslında ama her nedense özel bir gün aranırız sevdiklerimizle bir araya gelmek için..
Neleri erteleriz bilemeyiz..
Aslında ertelenen şey kendimiz ve vicdanımızdır..
Nelerden vazgeçeriz, vazgeçebiliriz..
Ararız.
Aramayız.
Sonradan yanarız pişmanlıklarımıza..
Her bayram kapısını çaldığım kapılar artık kapalıdır..
Hem çalsan da çok geçtir artık. Başkaları vardır hiç tanımadığın..
O sesi özlüyorum telefonun ucunda..
Sevgili sanatçı ağabeyim Arif Gölönü.
Neşe gelecekmisin..?
Geleceğim abiciğim.
Ne zaman gelirsin..
Bayramın üçüncü günü gelirim..
........
Arif abi ilk gün büyüklerimizi ziyaret.
İkinci gün annemde gelenleri karşılamak..
Üçüncü gün sen..
Tamam bekliyorum..
Kaçta gelirsin, geç kalma emi..
İstersen öğlen yine o lokantaya götür beni..
Ev yemeklerine hasret kaldım.
Artık yapamıyorum dışarıdan kebap söylüyorum içim kurudu valla..
Tamam Arif abi öğlen seni alırım yine aynı yere gideriz sen merak etme..
Her gidişimizde aynı şeyleri sipariş ederdi rahmetli Arif abi..
Artık garson neredeyse sormadan getirirdi mercimek çorbası arkasından haşlama et, pilav, cacık, şeker hastası olmasına ve uyarmama rağmen bol şekerli kadayıf.
Abi dokunur yeme istersen sütlü tatlı söyle, fırın sütlaç mesala.
Bişey olmaz acı patlıcanı kırağı çalmaz..
Her zaman yemiyorum merak etme..
İki sene olmuş gideli..
Bayramın üçüncü günü dayanılmaz bir acım var..
Hiç bir yere gitmek istemiyorum.
Bayramın üçüncü günü gözlerimde ölü..
Bayramların kutsi bir yanı vardır ..
Dargınlar barışır..
Hiç gitmediğin komşuları ziyaret edersin.
Tanımadıklarına iyi bayramlar dilersin..
İnsanın insan olduğunu hatırladığı günlerdir bayramlar ..
Üçüncü gün nedense hep evdeyim..
Sanki bir telefon beklerim hep bayramın üçüncü günü..
Hazırım Neşeeee nerede kaldın..
Çıktım evden geliyorum Arif abi az kaldı..
Tamam ben dışarı çıkayım o zaman..
Telefonum çalmıyor.
Bayramlar bir eksik..
O sokaktan geçemiyorum.
O lokantaya gidemiyorum.
O siparişleri yiyemiyorum.
Artık gecikmiyorum da ama kimse beni kapıda beklemiyor .
Kendime gecikmişim meğer..
Arif abi seni özledim..
Koluna girip o zorla yürüdüğün sokakta seni yavaş yavaş arabaya götürmeyi, seninle mercimek çorbası, haşlama, pilav, cacık ve kızsam da bol tatlılı kadayıf yemeği özledim..
Seninle eski ekstraları konuşmayı, parasını alamadığım işleri, anılarını dinlemeyi özledim.
Senin yalnızlığına rağmen o gururlu duruşunu özledim..
Dostlarını hiç bıkmadan aramanı, geri dönüş yapmadıklarında bir daha aramam ben kimseye muhtaç değilim kimseden bişey istemem demeni özledim.
Geçmiş yıllarım, genç yanım sanki seninle gitti..
Ne bayramlarda eski tat ne bende o eski neşe..
Sen benim sahnedeki enerjik coşkulu yanımdın. İlk sahneye çıkışımda 'oluyor mu Arif abi' demiştim. 'Devam çok iyi oluyor' der yüreklendirirdin..
Olmuyor ağabeyim..
Vefa da insanlık da, o yıllar da seninle gitti..
Yaşam perdesini sana kapatsa da, gördüm ki mutlu son yok..
Yalnızlığın perdesi hep açık Arif ağabeyim..
Alkışlayan yok...