Yerel seçimler öncesinde İYİ Parti seçimlere tek başına ve ittifak sultasından uzak, üçüncü yol olarak girme kararı aldığı andan beri bu kararı destekledim. Şimdi bu kararın alt açılımlarına destek vermek adına kişisel düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Bu karar kritik bir karardır. Alınması da kolay olmayan bir karardır. Bununla birlikte riskler içeren bir karardır. Beklentileri doğru belirlemez, abartır ya da hak ettiği çıtanın altına indirirseniz sonuçlar teşkilatları kırılgan hale getirir. Uzmanı olduğum aile danışmanlığında boşanma nedenleri arasında üst sıralarda yer alan nedenlerden biri evlilikten beklentinin abartılmasıdır. Pembe panjurlar, bacası tüten taş bir ev, sonsuz mutlu bir aile hayaliyle yola çıkarsanız hayal kırıklığı sizi kısa zamanda yakalar ve neye uğradığınızı şaşırırsınız. Düne kadar aşık olduğunuz partnerinizle birlikte kendinizi boşanma için hakim karşısında buluverirsiniz. Beklentinin dozu bu nedenle önemlidir!
Her il, her ilçenin dinamikleri parmak izleri gibi farklıdır. Adayın tanınırlığı, toplumsal karşılığı önemlidir. Seçmen eğilimleri, il ve ilçelerin teşkilatlarının dinamizmi önemlidir (dinamizm konusuna sonradan geleceğim). İdrak etmemiz gereken dört şey var. AKP bu ülkeyi yirmi yıldan fazladır yönetiyor. Her vali ve kaymakam il ve ilçe başkanı gibi davranıyorlar. Medya elinde. Sosyal medya trol orduları var. Dini siyasete alet etmekten hiç çekinmeyen popülist ve pragmatist yolda gidiyorlar. CHP seçmeni kemik yüzde 20-25.seçmeni orta yaş ve üzeri. Gençleri TİP, DEM, EMEP, TKP’ye kaptırdılar. Kürt seçmenin ağırlıklı olduğu yerlerde DEM faktörü var. Orta Anadolu MHP etkisinde. Biz görece yeni kurulmuş bir partiyiz ve ilk kez bir yerel seçimde kendimizi test edeceğiz. Önceki yerel seçimde ittifak vardı, şimdi özü başımızayız.
Bu seçimlerde belediye başkanı çıkarırız ya da çıkaramayız. Çıkarırsak bu dört faktöre rağmen harika bir iş yapmış oluruz. Zayıf olduğumuz il ve ilçelerde hedefimiz meclis üyesi çıkarmak olmalıdır.
Sosyoloji, istatistik ve ölçme değerlendirme üzerinden gidelim;
"Başarının ya da başarısızlığın ölçütü ne olacak?" Genel seçimlerde il ve ilçelerde aldığımız oy oranları olacak. Hatta mahallelerde aldığımız oy oranları bu noktadaki ölçütümüz olacak. Türkiye genelinde genel seçimlerde yüzde 9.6 gibi bir oy aldık. Bu oydan aşağı düşmememiz, artırmamız gerekiyor (bu konudaki önerilerimi de ayrıca paylaşacağım). İllerin ve ilçelerin de oy oranları belli. Oy oranı yüzde 5 olan bir teşkilata kalkıp sırf gaza getirmek için "Bu seçimi kazanacağız" derseniz zaten inandırıcı olmaz, gülünç duruma düşersiniz. İnanan birileri çıkarsa onlar da sonuçlardan sonra derin bir hayal kırıklığıyla partiden uzaklaşır. Böyle il ve ilçelerde teşkilatı oy oranının yükseltilmesi gerekliliği ve meclis üyesi ya da üyelerinin meclise sokulmasının hedeflendiğini söylemek daha etkili olacaktır. Özellikle asıl hedefin 2028 olduğunun altının mutlaka çizilmesi gerekir. Teşkilat sadece yerel seçime değil, uzun vadeli hedefe motive edilmelidir.
ODAK VE BEKLENTİ ANALİZİ;
Her il başkanlığı ve genel merkez ilçe başkanlıklarından ayrıntılı bir yerel seçim projeksiyonu raporu talep etmeli, adayların toplumsal karşılığı ve oy beklentilerini mahalle mahalle talep etmelidir. Bu zahmetli’ bir iştir ancak il ve ilçe teşkilatlarının adaylarının doğru belirlenmesi için motivasyon kaynağı olabilir. Birçok ilçe son gün can havliyle bir aday adı verebilir, başarılı da olabilirler.
Böyle bir veri tabanında genel seçimde alınan oy oranı, alınması beklenen meclis üye sayısı da önemli olmalıdır. Meclis üyesi adaylarının profilleri, eğitimleri de elbette hazırlanacak dosyada olmalıdır.
1 Nisan sabahı ak kara belli olacak ve herkesin karnesi önüne konacak. Resmi sonuçlar açıklandıktan sonra İl başkanlarına ve genel merkeze düşen görev, ilçelerde genel seçimlerden düşük oy alan, meclis üyesini belediyeye göndermeyen ilçelerin yönetimlerinin görevden alınmasıdır. Bu konuda son derece acımasız ve sert olunmalıdır. “Onun yakını, bunun seveni” demeden bu tedbirler alınmalı ve partiyi 2028 seçimlerine götürecek taze ve güçlü yönetimler işin başına geçmelidir.
DİNAMİK TEŞKİLATLARIN VERİMLİ KULLANIMI;
Aktif siyasete İYİ Parti'nin kurulmasıyla girdim. Bir bilim insanı olarak yaklaşık sekiz yıldır olup bitenleri gözlemliyorum. Kurucusu olduğum Gaziosmanpaşa’da esnaf ziyaretlerine katıldım. Her ilçede durum aynıdır diye düşünüyorum. Esnaf ziyaretlerinin zerre yararı olduğunu düşünmüyorum. Partiye ilk üye olduğumda “hadi gidiyoruz” dediler, gittik. Ziyaret ettiğimiz esnaflara partiyi anlattık. Güzel güzel dinlediler. Aklıma bir soru geldi sordum; "Nerede oturuyorsunuz?” dedim. Kimi "Sultangazi" dedi, kimi "Ümraniye" dedi. "Beylikdüzü" diyeni duydum. Adam zaten kendi ilçesinde oy kullanacak. Diyeceksiniz ki "İyi anlat, kendi ilçesinde İYİ Parti’ye oy versin.” Kazın ayağı öyle değil. Ev kapısını çalmak önemli. Bu da sadece kadın kolları tarafından yapılabilir. İYİ Partinin önceliği kadın üyeleri arttırması gerekiyor. AKP 20 yıldır iktidardaysa bunun nedeni RTE kimliği değil kadın kollarının yaygınlığı ve gücüdür. Kadının kadına temasıdır. Kapı çalmasıdır. Doğum yapan kadını ziyareti, cenazesi olan kadına taziyeye gitmesi, yalnız bırakmamasıdır.
Bu arada partinin toplumsal görünürlüğü adına elbette stantlar kurulmalı, gençler de buralarda görev almalıdır.
SOKAĞIN YANKI ODASI;
Milletvekili adayları geldiğinde her ilçe esnaf ziyaretine çıkarır. Takım elbiseli adamlar ve güzel giyinmiş kadınlar vekil adaylarına eşlik ederler. Sıkıntı çıkmasın diye ilçeye yakın ve bilindik esnaflara gidilir. Bunu herkes bilir. Eller sıkılır, “oy vereceğim” diyen esnaflardan ilçeye dönülür, ilçede kuru pastayla çay içilirken vekil adayı mutlu mesut evine döner.Diğer partilerin güçlü olduğu mahallelere götürülmezler. Hedef “o günü atlatmak ve vekil adayına ilçenin reklamını yapmaktır”
Sosyal medya hesaplarından bizim gibi düşünenlere propaganda yapmamıza benzer. Yüzlerce beğeni alır, okşayıcı yorumlar okur mutlu oluruz. Ama gerçek beceri diğer partilerin mahallelerine gidip orayı ikna etmektir. Gerçek beceri bunu başarmaktır. Belediye başkan adayları teşkilatla beraber buraları ziyaret etmelidir.
İYİ Parti’nin miladı 1 Nisan sabahı olacaktır.
Yerel seçimin övgüsü de faturası da adı üzerinde, yerel yönetimlere aittir. Yerel seçim yerel yönetimlerin sorumluluğundadır.
Fatura beceriksiz il ve ilçe başkanlarına kesilmeli, aynı şekilde övgü de başarılı il ve ilçe başkanlarına gitmelidir.