Fenerbahçe'nin eski başkanı Ali Şen, kongreden Aykut Kocaman'a, derbideki olaylardan uzay yolculuğuna kadar birçok konu hakkında konuştu.
Fenerbahçe'de seçim var. Eski başkan Ali Şen de Aziz Yıldırım'ı destekliyor, "Beni dinleselerdi şimdiye kadar cezaevinden çıkmıştı" diye biraz da sitem ediyor.
Milliyet'in haberine göre; Şen'in geçenlerde Türkiye'nin ikinci uzay turisti olacağı açıklandı. Oraya mutlaka Fenerbahçe bayrağı götürecek. Roketten dışarı çıkıp birkaç adım atmayı da planlıyor: "Dünyadaki adrenalini tükettim artık."
'Keşke yanımıza top alabilsek, derbiyi uzaya taşırdık'
Bugün Fenerbahçe'de genel kurul var. Kulübün unutulmaz başkanı Ali Şen, hâlâ adaylığını bekleyenler olsa da bambaşka bir konuyla gündemde. Türkiye'nin ikinci uzay turisti olacağı, Fenerbahçe bayrağıyla boşlukta yürüyeceği günü bekliyor. "Ahu hanım ile aynı rokette olacağız. Malum eski eşi Galatasaray başkanı. Mümkün olsa yukarıda onunla maç yapardık" diyor
Uzaya turist olarak gitmek için oldukça yüksek bir miktarı gözden çıkarıp bilet alan ikinci Türk belli oldu: Fenerbahçe'nin unutulmaz başkanlarından Ali Şen.
Ne yalan söyleyeyim, onun uzaya gideceğini duyduğum zaman epey şaşırmış, "Bu yaştan sonra olacak iş mi?" demiştim. Ancak kendisiyle Bodrum'da bir gün geçirdikten ve köpekbalıklarını elleriyle beslediği kısa belgeseli izledikten sonra kararım değişti.
Hani nüfus cüzdanında yazan rakama inat her yıl gençleşen, 'Benjamin Button sendromlu' insanlar var ya, Şen de onlardan biri.
En büyük tutkusu hayal kurmak. Bir hayal kuruyor ve gerçekleştirmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Hele birileri "Yapamazsın" derse vay haline. Daha da inatla sarılıyor, sınır tanımıyor. "Uzaya gidip geldiniz diyelim. Ondan sonra ne olacak? Daha heyecanlı ne kaldı?" diyorum. "Sen dur, ben bir uzayı görüp geleyim. Sonra uslu çocuk olacağım, Bodrum'dan burnumun ucunu çıkarmayacağım" diyor. Daha cümlesini bitirmeden atmaya başladığı kocaman kahkahadan ve yüzündeki hınzır ifadeden biliyorum ki beni kandırıyor, 'uslanmaya' niyeti yok!
* Geçtiğimiz hafta uzay yolculuğu için bilet aldığınızı açıkladınız. Ahu Aysal'ın ardından ikinci uzay turisti adayımızsınız. Nereden çıktı bu fikir?
Ben adrenaline çok düşkün bir insanım. Her zaman böyleydim. Su kayağı yapacaksam en hızlı ben olayım, akrobatik hareketler yapayım isterdim. Kayak mı kayacağım, tepelerden atlayayım, uçayım derdim. Yani en uç olan neyse illa ondaydı aklım. Uzay seyahatine de pat karar verdim. Baktım ki bu artık mümkün, fırsatı kaçırmayayım dedim.
"Dünyadaki adrenalinleri tükettim, sıra uzayda"
* Uzay seyahati hem roketle hem de balonla yapılabiliyor. Balon çok daha konforlu bir seçenek. Neden onu seçmediniz? Roket için sağlık kontrollerine gireceksiniz, üstelik epey de riskli geliyor kulağa...
Önce roketle gideyim, sonra balonla da giderim elbet. Çocukluğumdan beri risk almayı sevdim. Aklımda ne varsa onu söyledim hiçbir şeyden ve kimseden korkmadım. Roketi de daha zor olduğu için seçtim. Roket yolculuğunu yapabilmek için sağlığınızın yerinde olması gerek. Formunuz da önemli. Bu konuda da kendime çok güveniyorum. Doktor kontrollerim tamam, şu an 30 yaşındaki bir adamınkiyle aynı kondisyona sahibim. O yüzden sıkıntı yok. Uzaya gideceğim, o karanlık boşlukta tek başıma olacağım. Astronotlar ne yapıyorsa aynısını yapacağım. Hatta roketten çıkıp boşlukta bir-iki adım atmak istiyorum. Ahu hanım da roketi seçmiş. Demek ki o da benim gibi çılgın.
* Ahu hanımla konuştunuz mu?
Uzun uzun tartışmadık ama bu hafta aramayı düşünüyorum. Bir de birkaç televizyon programında bir araya geleceğiz sanırım. Malum, Ahu hanımın eski eşi şu an Galatasaray başkanı. Herhalde yanına bayrak alır. Benim de yanımda mutlaka Fenerbahçe bayrağı olacak. Keşke mümkün olsa bir de top alsak, yukarıda maç yapardık. Fenerbahçe-Galatasaray derbisini uzaya taşırdık fena mı? Bu arada sen benim uzaya gitmeme bu kadar şaşırma. Dünyadaki adrenalinleri tükettim ben. Daha geçenlerde Alaska'daydım. Bir sene önce de Bahamalar'da köpekbalıklarını ellerimle besledim. O uzaydan daha riskliydi. Uzayda en kötü roket patlar, yanar kül olursun. Köpekbalığının nereni koparacağını bilebilir misin?
* Fotoğrafınızı baş köşeye asmışsınız. Yüzünüzdeki korku ifadesi dikkatimden kaçmadı...
Gözlerim fal taşı gibi açık değil mi? Nasıl bir histi anlatamam sana. Yıllardır bu işi yapan dalgıç "Ben her sabah işe giderken karımla vedalaşırım, ne olur ne olmaz" dedi. Kollarını bacaklarına demir zırh giyiyorsun ama hayvan ısırdı mı şansın yok, koparır. Ama hiç korkmadım biliyor musun? Daha doğrusu gidene kadar tık yoktu. Hani insan önceden heyecanlanır uyuyamaz falan ya. Ben mışıl mışıl uyudum. Ancak daldıktan sonraki gün çok kötü oldum. "Ne halt ettim, deli miyim ben?" diye kendi kendimi yedim. Bana korku sonradan geliyor. O fotoğrafı dalış sonrası kızım Suzan'a da yollamıştım. "Baba önce fotoşop sandım ama yüzündeki ifadeyi görünce anladım ki bunu da yapmışsın" dedi.
* Anladığım kadarıyla köpekbalığı beslemek, uzaya gitmek gibi kararlarınızı ailenize danışmadan alıyorsunuz...
Bende demokrasi şöyle işler. Mesela ailemi toplarım "Ben bunu yapacağım" derim. Onlar itiraz eder, konuşuruz ve sonra yaparım. Bir dönem Fenerbahçe yönetiminde de bu durum vardı. Ben başkanken yönetim kurulundakilere sorarlarmış "Ali Şen için diktatör diyorlar ne diyorsunuz?" diye. Cevapları şu oluyormuş: "Ali bey demokratiktir. Gelir, hepimizin fikrini sorar sonra onun dediği olur" (gülüyor).