Beslenmenin ana temeli GIDA. İyi beslenen ülkelerin gelecekleri garantilidir. İyi gıda alan beyinler iyi çalışır. İstisnalar kuralı bozmaz.
Japonya neden Japonya olmuş hiç düşündünüz mü?
Ama siz her tarafı İmam-Hatip okullarıyla nasıl donatırız derdinde olduğunuzdan buna vakit bulamadığınız belli.
Japonlar her sabah çocuklarına yumurta yediriyorlar. Hem de sayı ile değil, yiyebildikleri kadar...
Biz mi? Hiç sormayın. Bizim gıda politikamızı yaklaşık 200 yıldır emperyalistler düzenlediği için, yanlış beslenmekteyiz. Bunun sonucu olarak da; sağlam bir gençlik maalesef yetiştiremedik.
İyi has da bunun nedenine inebildik mi? "Neden böyleyiz?" diye ilmi bir şekilde tartıştık mı?
Dünyaya teknoloji ve katma değeri yüksek ürün satan Japonlar, çocuklarına 7 yaşından itibaren kahvaltıda en az 2 yumurta yedirmekteler. Ekmek yok, varsa da çok çok az. Her akşam ise kesinlikle deniz ürünü balık!.
Cevizi bilirsiniz değil mi? Ama yemeyi/yedirmeyi ihmal ederiz.
Güney Kore ve Japonya’da son 50 yılda ceviz ithalatı yüzde 40-50 artmış. Sebebi ne olabilir? Her iki ülkede gelişmekte olan çocuklara durmadan ceviz yediriyorlar.
Neden mi?
Japonya ve Güney Kore dünyaya teknoloji ve teknoloji ürünü satıyorlar. Boşuna mı?
Karbonhidratlı beslenmeden uzaklar. Protein merkezli beslenme var.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın gıda politikalarını bir araştırın. Ve bugünün Almanya’sının neden teknolojik üstünlüğünü kavramaya çalışın.
Biz çocuklarımıza makarna, pilav, ekmek yedirerek mi dünyanın devleri arasına gireceğiz?
Lütfen bu hayalden de, bu kafadan da bir uzaklaşın.
Gelişen ülkeler, çocuklarına nasıl besleneceklerini öğretmekle kalmıyor, besliyorlar, beslenmelerinin önünü açıyorlar.
Ben beslenme uzmanı değilim, bu alanda kitap da yazmadım ama: Şeker buğday, (kepekli/kepeksiz) odaklı beslenme mideyi şişirmekle kalmıyor, beyin hücrelerini de öldürüyor, gelişimine zarar veriyor.
Ülkemizin bir başka büyük problemi de: marketlerdeki işlenmiş karbonhidrat ağırlıklı ürünler. İnanıyorum ki bu ürünler; Türk neslini mahvetmek için raflarda.
ABD de bizim gibi. Zira bizdeki beslenme tipinin esiri olmuşlar. Geri zekâlılar topluluğu olma yolundalar.
İyi de, "Silikon Vadisi" nasıl oluyor diyebilirsiniz.
Bu açığı "Beyin Göçüyle " ya da özel olarak seçtikleri bireylerin özel beslenmesiyle bu açığı kapatıyorlar. Buna rağmen Kore ve Japonya ile aralarındaki gelişmişlik farkı her geçen gün ABD aleyhine gelişmekte.
Açık seçik ve net olarak söylüyor ve yazıyorum, deve sidiği, organik hoşaf (!) saçmalığıyla bu işler yürümez.
Türkiye Cumhuriyetinin de milli bir GIDA POLİTİKASI olması şart. Bu politika olmadan, kalkınma olanaksızdır. Ne yazık ki lafla peynir gemisi yürümüyor. Öyle afaki ” Bizim de Allah’ımız var” sözleriyle de bir arpa boyu yol alınmıyor. Tanrı sana akıl vermiş, kullan diye.
Hiç sordunuz, araştırdınız mı?
Bizde neden karbonhidratlı ürünler çok ucuz da, proteinli ürünler çok pahalı diye!?
Protein deposu kuzu etini bizde kaç çocuk yiyebiliyor araştırdınız mı? Hayvancılık neden bitirildi hiç sorguladınız mı? Et ve Balık Kurumu neden kapatıldı düşündünüz mü?
İşte gerçek BEKA sorunu budur ve bu olmalıdır!?
Matematik zekâsı ve dehası olmayan, kod yazmasını bilmeyen gençliğin olduğu ülkede yapay zekâ olur mu, yazılım olur mu, bilim olur mu?
Devletimiz acilen milli gıda politikasını oluşturmalı. Türk çocuklarını karbonhidrat ağırlıklı beslenmeden uzaklaştırmalıdır.
Eğer gerçekten de politikalarımıza: milli ve yerli diyorsak.
Esen kalınız.
Not: Bu yazının esin kaynağı çok önce okuduğum ve yazarını unuttuğum birisidir.