104 Generalin bildirisi siyaseti bir anda ısıttı. Eleştirenler çok olsa da aklıselim düşünüp destek olanlar da var.
Burada her iki taraf için de empati yapıp o pencereden bakınca nasıl görüldüğünü inceleyeceğim.
Generallerin penceresinden bakınca, olay gayet demokratik bir fikir beyanıdır. Sözü edilen konularda en yetkin kişiler onlardır. Türk ordusunda en üst kademede görev yapmışlar, herkesten çok bilgi sahibiler, emekli de olmuşlar, ellerinde ne silah ne de yetkileri var dolayısıyla böyle bir açıklama yapmaları demokrasi içinde gayet normal ve meşrudur.
Bildiride darbe vs gibi imalar yok. Olsa zaten alenen suçtur. Burada açıklık getirilmesi gereken neden topluca ve hafta sonu bu bildirinin açıklandığıdır. Sanıyorum topluca imza atmaları dikkate alınması kamuoyunun gündemine gelmesi içindi, bunu başardılar.
Neden hafta sonu sorusuna ise belki piyasaların etkilenmemesi amacı güdülmüş olabilir. Bunu da sağladılar, siyasetin alevlendirdiği bu tartışmaya piyasalar tepki vermedi. Ne döviz fırladı, ne altın yükseldi ne de borsada hareketlenme olmadı. Bu da bu bildiriyi piyasaların doğru algıladığı anlamına gelir ki olması gereken de budur.
İktidar penceresinden baktığımızda ise, bu bir toplu eylem hareketidir. Üstelik de hepsi emekli asker. Bildiri hafta sonu alel acele yayınlanıyor. Hükümetin politikaları eleştiriliyor. 15 temmuz sendromunu henüz tam atlatamamışken bu hareket darbe heveslilerini cesaretlendirir. Onun için de yasal işlemlerin başlaması gerekir, düşüncesi hakim.
Bağımsız ve tarafsız bir değerlendirme yaparsak;
Bu askerlerin fikir beyan etme hakları var mıdır? Eğer ülkede gerçek bir demokrasi varsa vardır. Söz hakkı verilip bu eylemlerinin gerekçelerinin de açıklamalarını yapmalarına fırsat verilmelidir. Yukarıda da açıkladığım gibi bildiriyi piyasalar normal bir demokratik açıklama olarak algılamıştır.
Gerek sosyal medyada, gerekse yazılı ve görsel basında siyasi linç kampanyası başlamıştır. Böyle yapmakla iktidar bildirinin hedefini kendisi büyütmektedir. Normal sıradan bir görüş açıklaması olarak kalması gereken bildiriye olağanüstü anlamlar yükleyerek, sanki bir başkaldırı çağrısı yapılıyormuş gibi aşırı tepki göstermesi ülke siyaseti açısından kutuplaşma ve zıtlaşmayı artırmaktan başka bir işe yaramaz. Aklıselim sahibi olanlar şu empatiyi de yapıyorlar. Şu günlerde tarikat evinde cübbeli sarıklı fotoğrafını paylaşan bir başka, hem de muvazzaf asker için neden anında harekete geçilmedi diye soruyorlar.
Savcılık harekete geçip soruşturma açmış ve bazılarının ifadesi alınmış. Onlar zaten alışkınlar, bir çoğu fetö örgütünün kumpaslarına maruz kalmış, yıllarca hapis yatmış gözü kara insanlar. Belki birkaç yıl daha içeride tutabilirler, ancak bu bildirinin amacını ve hedefini tamamen saptırır, hedefi olduğundan fazla büyütür. Peki hiç tepki verilmemeli mi? Elbette ki bu bildiri hükümeti eleştiren bir bildiridir. Üslubunca gerektiği gibi abartmadan cevap verilip gündemden çıkarılmalıydı. Ancak hükümet bu tür eylemleri pandemi dolayısıyla iyice sıkışan ve bunalan vatandaşların ilgisini başka yönlere çevirmek için kullanma eğiliminde bize göre. Bu davranış günü kurtarsa da uzun vadede yine kendine zarar verecektir.
Dün enflasyon rakamları açıklandı, ayarlanmış rakamlar, ayarlanmış diyorum çünkü konunun uzmanıyım istatistikçiyim, böyle bir ortamda nerdeyse her hafta fiyat ayarlamalarının yapıldığı bir ülkede %16 enflasyon açıklamak bana gerçekçi gelmiyor. Aslında halka da gelmiyor, çünkü ekonomik cendere büyük küçük herkesi derinden etkiliyor.
Onun için generaller bildirisinin halk arasında pek bir önemi yok. Onun gündemi bu badireyi nasıl atlatacağız, normal günlere ne zaman döneceğiz.
Halkın kafası karışık ve şu soruların cevabını bulamıyor. Ben asgari ücretle çalışıp geçinmeye çalışırken, bazı elitler binlerce liralık ikişer üçer maaş almayı, esnafı kısıtlayıp, iktidar sahiplerinin lebalep dolu salonlarda kongre yapıp pandemiyi pik yaptırmayı, bir taraftan bütçede para yok derken, milyonlarca göçmene bakmayı, kanalistanbul gibi milyarlarca dolarlık projelere para aktarmayı, pkk lıların bile tv lerde görüş açıklarken, cübbeli sarıklı muvazzaf subaylar varken emeklilere yasak getirmeyi, cebindeki para her ay erozyona uğrayıp değer kaybederken enflasyonun nasıl oluyor da % 16 da çıktığının cevabını arıyor.
Bu soruları laf olsun, muhaliflik olsun diye yazmıyorum. Bütün bu sorular dost meclislerinde konuşulan konular.
Hükümet ülkenin gerçek gündemine dönmeli ve pandemi dolayısıyla katmerleşen geçim sıkıntısına acil bir çözüm bulmalı. Ne yazık ki zaman çok daralıyor yapacak da fazla bir şey yok. Bunun tek çaresi toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı güçlendirmek, gerilim siyasetinden vaz geçmektir.
Başka da bir alternatifimiz yok...