Bir dolandırıcılık öyküsü!..

Hülya SEZGİN

Bu gün 26 Kasım...

Emekli olduğum bankanın Emekliler Derneği'ndeki resim kursumuzda arkadaşlar ile bu gün çok güldük. Anlatayım da biraz da siz gülün...

Efendim dün yani 25 Kasım pazartesi telefonuma Çiçek sepeti'nden bir mesaj geldi.Adıma gönderilmiş çiçeğin masama bırakıldığı ve bilgi için linki tıklamam gerektiği söyleniyordu...Yıllar önce bankadan emekli olduğum için artık bir masam yoktu. Çiçek gelecek özel bir durumum ve konu ile ilgili çiçek beklediğim biri de yoktu!...

Son günlerde dolandırıcılar öyle numaralar yapıyorlardı ki... koca koca okumuş insanlar ve hatta teknolojiyi hap gibi yutmuş gençler bile tuzağa düşüyordu...

E o zaman bu da bence Çiçek sepetini taklit eden bir dolandırıcı olmalıydı...

Çok öfkelenmiştim!..Sessiz kalmamalıydım!..

Hemen numarayı engelledim... hırsımı alamadım, bir de spam diye bildirdim. İşim bitmişti artık, ne benim, ne de bir başkasının canını yakamayacaktı artık bu dolandırıcı...

Konuyu unuttum...

Salı günü kursa gittim...

Görevli arkadaşımız Reyhan hanım 

"Hocam dün size bir çiçek geldi Çiçek sepeti'nden." dedi...

Şaşırmıştım...

"Kimden?.." diye soruma

"Hocam üzerinde zarf vardı ama saygısızlık olmasın diye açmadım." dedi...

Getirdi çiçeği masama koydu...

Kıpkırmızı çiçekleri ile çok sevdiğim bir antoryum çiçeği idi...

Kimdendi?..

Heyecanla zarfı açarken Reyhan hanım da meraklanmış başımda bekliyordu...

"Öğretmenler gününüz kutlu olsun benim saygıdeğer, düşünceli resim öğretmenim, Hülya ablacım...

Kanada’dan öğrenciniz Büşra..."

Yazıyordu kartta.

Duygulandım, gözlerim nemlendi...

Sevilmek, sayılmak, emeğimin değerinin bilinmesi ve bunun taaa okyanus ötesinden bildirilmesi beni çok mutlu etmişti...

İki yıldır WhatsApp'tan görüşerek kurs verdiğim yetenekli öğrencim Büşra idi...

Resmi çok sevmesi, küçücük çocuğu olmasına ve aramızda sekiz saat fark olmasına rağmen canla, hevesle çalışması zaten benim keyifle ve gönülden kurs vermem için çok önemli sebeplerdi...

Çünkü kurs saatlerimiz bizde sabah kimi zaman 07.00 , kimi zaman da 08.00 olurken onlarda 23.00 ya da 24.00 oluyordu. Tam uyuması gereken saatlerde çocuğunu uyutmuş, tuvalinin başında resim yapmaya çalışıyordu... 

Bu kolay bir şey değildi. Böyle resimsever birine ben de seve seve öğretiyordum işte...

Ve bu arada da Çiçek sepeti'nin haberi olmamasına karşın ben utanmış, mahcup olmuştum... Hemen engeli kaldırdım, içimden de özür diledim. Onlar bilmedi ama olsun!..

Sonra yıllar önce birlikte çalıştığımız ve şimdi kursiyerim olan sevgili Hülya da çiçek getirdi. Ona da ayrı sevindim...

Birilerinin yüreğine dokunmak, sevdikleri bir şeyi yapabilmeleri için onlara destek vermek muhteşem bir şey... Hele bir de emeğinin takdir edilmesi var ya... tadından yenmiyor...

Sağ olun canlar...