Son üç yıldır yaz tatilimi Baba Ocağımın bulunduğu Tokat’ın küçük bir ilçesinde(Artova) tarla içerisinde tek odalı bir bağ evinde geçirmekteyim. Henüz elektriği olmayan evimde, aydınlatma ve bilgisayarımı ve cep telefonumu şarj edecek küçük bir güneş enerjisi panelinden sağlıyorum. Gelirken yanıma aldığım üç kitap: “Her Yönüyle Kâzım Karabekir (Oğuz Çetinoğlu), Büyük Türk İslâm Âlimi MÂTÜRÎDÎ (Oğuz Çetinoğlu) ve Bilim Din ve Türkçülük (Prof. Dr. İskender Öksüz)”.
İşte size sade bir hayatın getirdiği doğal yaşantı; etrafımda bülbül seslerinin dışında duyduğum başka bir canlı sesi yok, gazete yok, televizyon yok. Tek başına inziva hayatı yaşayan bir insanı düşünebilirsiniz.
Hayır, şikâyet etmiyorum; bu benimkisi münzevi bir hayata kaçış aslında. Ne şehrin gürültü ve görüntü kirliliği, hiç beğenmediğimiz halde her gün izlemek zorunda kaldığımız tek taraflı kanallarda seviyesiz tartışmalar ve kirli ve nemli havanın sıkıcılığındandır bu kaçış.
Ama gelin görün ki, sık sık girmesek de internet ve sosyal paylaşım sitelerinden kaçış olmuyor. Mısır da bir proje adamı olan Müslüman Kardeşlere mensup eski başbakanlardan Mursi öldü. Aman Allah’ım en tepeden en alt tabakaya kadar günlerdir Mursi’nin şehit oluşu konuşuldu, Camilerde salâlar verildi, gıyabi cenaze namazları kılındı.
Bir tuhaf millet olduk neredeyse, ABD de Obama başkan seçilir deve keseriz de bir adım ötemizde Kerkük’te, Musul’da Suriye’de Doğu Türkistan’da “Gavim gardaş nerdesin” diye inleyen Türk soydaşlarımızın sesini duymazdan geliriz.
ABD projesi, Arap Baharı öncüsü, Müslüman kardeşler mensubu Mursi’nin öldüğü günlerde Doğu Türkistan da toplama kamplarında şehit olan Uygur Türklerinin münevverlerinden Nurmuhammed Tohdi’nin ismini hiç kimse anmadı, radyo ve televizyon kanalları herhalde haber değeri olmamış olacak ki!!! bir ikisi dışında hiç birisi vermedi.
Ya Kâşif Kozinoğlu; Odatv davasından tutukluyken Silivri cezaevinde vefat eden Kozinoğlu, Türk Milletinin nazarında (Muktedirleri ve yandaşları saymıyorum) kaç Mursi ederdi veya tersinden okuyalım bir Mursi kaç Kozinoğlu eder?
Kâşif Kozinoğlu, Afganistan da görevde iken Türkiye ye çağırıldı, Odatv davasından ifadesi alınıp tutuklandı. Ömrü boyunca Türk düşmanlığı yapıp “Kurtuluş Savaşı'nı Türkler değil keşke Yunan kazansaydı” diyen, ömrü boyunca Atatürk’e küfreden, ama sıkıyı gürünce İngiliz’in koynuna sığınan Kadir Mısıroğlu gibi Kaçabilirdi, kaçmadı çünkü suçsuz olduğunu biliyordu. Ama devleti yönetenlerce hain Fesli'ye gösterilen ilginin binde biri suçsuzluğu ispat edilmesine rağmen Kozinoğlu’na gösterilmedi. Çünkü o günler; “devlet, bağırsaklarını temizliyordu.”
Kâşif Kozinoğlu gibi niceleri… Kuddusi Okkır, Ali Tatar, Türkân Saylan gibileri saymakla bitmez, isimlerini hatırlayamadıklarım var mutlaka, onlara da Allah’tan rahmet diliyorum ışıklar içerisinde uyusunlar.
O Ali Tatar ki, kendisine yöneltilen suçların hiç birisini kabul etmedi, ısrar edilince “Ben bu onursuzlukla yaşayamam” dedi ve kendi silahıyla intihar edip, hem kendi şeref ve onurunu kurtardı, hem de Türk Milletine şerefsizce yaşamaktansa gerektiğinde ölmenin yollarını öğretti.
Sözün özüne gelecek olursak; Türk’ün ekmeğini yiyenler, Türkiye Cumhuriyeti'nin fırsatlarından yararlanarak makam sahibi olanlar, Türk’e ve Türk Milletine düşman oldular.
Kalın sağlıcakla...