O özelikle genç ressamların tanıtımı için çeşitli dergilerde yazan bir sanatsever, resim aşığı... Bu yolda ilerlerken de koleksiyoner oluvermiş. Aslında bir iş adamı. Daha öncesinde tesadüf bu ya aynı bankada çalışmışız, ama tanışmamışız... Yolumuz yıllar sonra sanatla kesişti... Uzun uzun söyleştik. Sanatsever ile koleksiyoner arasındaki fark ne?.. Resim yatırımında nelere dikkat etmeli?.. Koleksiyoner olmak için çok para mı gerekli?.. Daha pek çok şeyi...
Ülkemizde pek de bilinmeyen bir konuyu koleksiyoner olmayı konuştuk...
Kendinizi anlatır mısınız?
Hakkımda biyografik açıklama yapmak yerine kendimi tanımlamam için bana en uygun olan “İNTERAKTİF SANATSEVER” kavramını açıklamak isterim. İnteraktif Sanatsever; sadece “Kuru kuru kurbanın olayım. Ben sanatı çok severim.” deyip sanata ve sanatçıya destek olmayan sanatseverlerden değil, elini taşın altına sokan, resim alan, sanatçı takip eden, galeri izleyen, sanata-sanatçıya- gençlere destek olan ve şartların güçlüğüne rağmen bunu sürdüren sanatseverdir. İnteraktif sanatsever kavramını birkaç dilde araştırdım ve bu kavramın daha önce kullanılmamış olduğunu tespit ettim. Benim gibi interaktif sanatsever olan belirli sayıda sanatsever tanımakta ve onlarla temas halindeyim. Türk resminin farklı dönemlerine ait sürekli geliştirdiğim resimlere sahibim.
Koleksiyoncu nedir. Koleksiyon yapmak için çok fazla para gereklimidir? Bir resim koleksiyonu nasıl yapılır?
Koleksiyon yabancı kökenli bir kelime olup, toplamaktan gelmektedir. Bu toplama işi;değerleri sınıflandırarak toplamak, korumak ve bu değerleri başka bir nesille kalmasını sağlamaktır. Koleksiyoner ayni zamanda bir çeşit kültür belgeselcisidir.
Koleksiyon dinamik eylemdir. Belirli bir süre edindiğiniz birkaç veya belirli sayıda resme sabit olarak elinizde tutmak sizi koleksiyoner değil, malik veya emanetçi yapar. Koleksiyoner zaman içinde eserlerinin sayısını ve niteliğini geliştirir ve genişletir.
Sanatsever resmi hoşlanarak alır, koleksiyoner ise hoşlanmanın yanında o resim ve ressamı hakkında bilgi sahibi olduğu için seçimde objektif davranandır. Her şeyin ayni anda koleksiyonunu yapabilmek mümkün değildir. Belirli sanatçı adına, tekniğine, konuya, döneme göre vb. sınıflamaya göre koleksiyon yapmakta yarar vardır.
Bence bir resmin ideal ebatı 50X50cm den başlar. Resmin kalıcılığından ve zaman içinde deforme olmamasından hareketle tuval üzeri yağlı boya ve akrilik öncelikli olmak üzere kullanılan zemine dikkat etmekte yarar vardır.
Bir koleksiyonun en önemli özelliği orijinal eserlerden oluşmasıdır. Bir eserin orijinal olup olmadığı tartışmasından önce Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na bakmanın gerekli olduğu düşüncesindeyim.
Bir koleksiyon sahibi olmak için Osman Hamdi’nin Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunu alacak kadar para sahibi olmanıza gerek yoktur. Mutlaka belirli ve düzenli bir bütçeniz olmalıdır. Bir koleksiyoner sahibinin durumunu (geliri, bilgisi, tecrübesi vb.) yansıtır.
Koleksiyona başlayan kişi Türk ressamlardan ayrılmamalıdır. Modern ve soyut resim hakkında bilginiz yoksa bu dala girmeyiniz.
Bir resim aldığınızda kısa bir süre sonra para kazanacak diye beklemek ve sonra hayal kırıklığına uğramamak için mutlaka kendini kanıtlamış galerilerle çalışın. Resim sanatının Sanatçı-Galerici-Koleksiyoner üçlüsü dışında bir çark dönüyorsa orada risk vardır.
Hobi tarzı resim, öğrenci resmi, ressam resmi, resim sanatçısı resmi, koleksiyon resmi, müze resmi ve başyapıt resmi ayrı kavramlardandır.
Alaylı-Okullu ressam ayrımı yapılmasına karşı olsam da tercihim okulludan yanadır. Ressam ile resim sanatçısı ve orijinal eser ile taklit-kopya vb. eserler arasındaki farkı anladığınızda koleksiyoner olma yolunda ilerlemektesiniz.
İyi bir koleksiyonerin sahip olduğu eserlerin ışık, toz, hava akımı, nem vb. olumsuz etkenlerden korunması gerektiğini mutlaka bilmesi gerekir.
Neden Genç Ressam? Genç ressamları Neden ve Nasıl Desteklemeliyiz?
Bir resim satın aldığınızda sadece o resmi satın almazsınız, o ressama sponsor olursunuz ve onun daha çok sanat eser üretmesine imkan hazırlarsınız. Koleksiyon amacıyla ve özellikle yatırım için resim almak gayrimenkul almak gibidir. Şehrin en merkezinde bir daire veya dükkan alırsanız çok fazla para ödersiniz ve fiyatı gerçek piyasa fiyatından seyrettiği için çok fazla kârınız olmaz. Kurbağa Terbiyecisi “ bu tarz resimdir. Merkeze yakın yerdeki gayrimenkul de kendini kanıtlamış sanatçıların resmidir. Gelişmekte olan bir semtte gayri menkul yatırımı yaparsanız karınız yüksek olur, ama risk oranınızda artar. Bunlar da performansı artan sanatçılardır. Kentin etrafındaki arsalar ise kendini henüz kanıtlamamış ressamlardır. Burada kar ve risk yükselir. Şehrin etrafındaki imarsız tarlalar ise henüz kendini kanıtlayamamış resimle uğraşanları çağrıştırır. Risk ve kar burada zirvededir. İmar izni olmayan arsa almak ciddi bilgi birikimi gerekir. Okuldan mezun olmamış bir ressam henüz ham tarla-imarsız arsadır. Mezun olan ise şehre uzak bir arsadır. Yatırımcı genci değerlendirip ilk zamanlarında yatırım yapar, resim satın alır.
Kural olarak hiçbir zaman ressam-galerici arasındaki ticari ilişkilere girmem. Birçok galeriye genç ressam tavsiyesinde bulunurum. Sanatsever ve koleksiyonerlere genç ressamlar hakkında bilgi veririm. Çeşitli ortamlarda genç ressam konusunu anlatırım ve öğrencilerle tecrübemi paylaşmaya ve yazılarımla onları güncel tutmaya çalışırım, “Bugün genç ressamlar için ne yaptım?” sorusuyla sanatseverleri bilgilendiririm.
Takip ettiğiniz sanatçılar kimdir? Bu takip için seçimde nelere dikkat ediyorsunuz? Genç Koleksiyonerlere tavsiyeniz nedir?
Tek tek isim vermek yerine şöyle cevaplandırayım; Genç ressamlarla ilgili şu an en büyük arşive sahip olanların arasındayım. Bu arşivimi de sürekli güncel tutmak zorundayım. Bunların bir kısmını gazete ve dergilerde yazdım. Diğerlerini yazamamış olmam onların yetersiz olmalarından değil, yazacak yeterli yayın kuruluşu ve zaman olmamasındandır. Türk resminin dönüşümünü yapacak olan gençlere çok güveniyorum. Okuyorlar, yaşadığı toprakları ve dışarıyı gözleyebiliyorlar. Gerek kişisel çabalarımla sergi, yarışma ve müzayedeleri takip etme sonucu elde ettiğim bilgileri, gerekse öncelikle bazı Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi hocalarımızın, gençleri etrafında toparlayan ve onlara abilik yapan sanatçılarımızın ve sürekli bilgi aktarımında bulunduğumuz sanatçıların bilgileri ile elde ettiğim arşivi konuyla ilgilenen galerici, sanatsever, koleksiyoner ve basın kuruluşları ile paylaşıyorum.
Koleksiyona sahip olmanın ilk koşulu; bilgi sahibi olmak için çok okumak, incelemek ve detay-bütün bağlantısını kurmak gerekir. Ayrıca; özgün resmin olmazsa olmaz şart olduğunu hiç unutmamalıdır. Tam ben bu işi biliyorum dediğiniz an hata yapmaya başlarsınız. Sanat tarihini kavramak, çok sergi ve fuar gezmek, işin uzmanlarından fikir almak gerekir.
Koleksiyon sahibini yansıtırsa daha kişilikli olur.
Vecdi UZUN:
1959 doğumluyum, Sanat dışında bir eğitim olan İşletme Fakültesi’nden mezun oldum ve uzun süre banka ve finans sektöründe yöneticilik yaptım. Yirmili yaşlarımdan itibaren resim almaya başladım. Aşama aşama kendimi geliştirdim, sanat tarihi ve resim okuma kurslarına katıldım. Sanatçı ve galericiye mesafeli (onların kendi dünyalarına dahil olmadan) ve uzaktan durarak sergi gezdim, inceledim , okudum ve kendimce bir birikim oluşturdum. Halen resim satın alırım, satın almadan önce sanatçıyı incelerim, çeşitli yayın kuruluşlarında resim sanatçıları hakkında yazılar yayınlarım, onları açıkça desteklediğimi her platformda seslendiririm. Türk resminin gereken değişim ve dönüşümünü ancak genç ressamların yapabileceğine inanırım.
Hülya Sezgin/ hulyasezgin@hotmail.com