Ondokuzuncu yılına giren bir iktidar ve karşısında irili ufaklı onlarca parti.
En iyimser anketlerde bile iktidar partisi hala en büyük parti durumunda. Yüzde 36'ların altına inmiyor. Ana muhalefet CHP ise yüzde 25'ler etrafında dolanıp duruyor.
Nedir acaba bunun hikmeti?
Aslında tam bir araştırma konusu. Acaba halk muhalefetin nesini beğenmiyor?
Önce bir durum değerlendirmesi yaparsak;
Muhalefeti her akşam izliyoruz, olabildiğince iktidarı eleştiriyor dolayısıyla görevini yapıyor desek,
O zaman neden iktidar oy kaybedip muhalefet yükselmiyor?
İYİ Parti'deki çalkantıya iç-dış güçlerin müdahalesi dendi, suçu onlara attılar.
CHP muhalefet oyunu oynayıp rakibin zayıf bölgesine çalışması gerekirken, gündem dışı konulara yükleniyor.
Muhalefet acilen halkın gündemine gelmeli. Halkın gündemi ne mi? Geçim sıkıntısı. Peki ana muhalefet CHP nin gündemi ne, özelleştirilen Sakarya Tank-Palet fabrikası. Yok değeri şu kadarmış da, yok ihalesiz yapılmış da, yok Katarlılar almış da, bırakın bunları, bunları tartışmanın kimseye bir yararı yok.
Geçen hafta bir vekil yine bu bağlamda "ordu satılmış" lafı üzerinden bir hafta kamuoyunu meşgul etti. Buna sebep de muhalefet partisi. Tabi bu iktidarın işine geliyor, gündem tali konularla meşgul oluyor.
Diğer muhalefet partisi biraz halka yaklaşır gibi oluyor, karşılığında da biraz yükselme hissediliyor, ekonomiye giriyor ama işi Kayınpeder-Damat polemiğine dönüştürüp konuyu yine magazinleştiriyor.
Vatandaşın artık dayanacak gücü kalmadı. Ekonominin kötü yönetilmesi bir yana bir de üstüne virüs belası çöktü iyice tuzu biberi oldu.
Memlekette esnaf zor durumda, işçi zor durumda, emekli zor durumda. Memur yetmese de sabit geliri için şükreder duruma gelmiş.
Günübirlik çalışanlar ve serbest meslek mensupları son noktaya geldi. Esnaf iş yapamamaktan, sabit giderleri dahi ödeyememekten yakınıyor. Geçen hafta bir tv kanalında müzik yaparak hayatını kazanan bir çiftin röportajı vardı. Evine ekmek almak için artık müzik aletlerini satmaya başlamış. O müzik aletlerinin bir müzisyen için çocuğu kadar değerli olduğunu ancak müziğe meraklı olanlar bilir. Zaman zaman gözyaşları içinde durumunu anlattı. İnsanlar gerçekten zor durumda.
Böyle bir ortamda Sayın Cumhurbaşkanı 156 ülkeye yardım yaptığını açıkladı. Kıbrıs’a 7 özel uçakla piknik yapmaya gidildi.
İşçi ve memur maaşları zamları görüşülüyor. Basına yansıyan haberlere göre 2021 yılı zamları yüzde 3+%4.1 enflasyon farkı olarak belirlenmiş. O da aralık enflasyonu yüzde 1 gerçekleşirse. Ye eksi enflasyon çıkarsa ne olacak? O zaman yüzde 2 üzerine enflasyon farkı.
Şu rakamların mantıksızlığına bakar mısınız. Enflasyon farkı gerçekleşen enflasyondan fazla. Bu kendi kendilerini yalanlamadır. Fark adı üstünde tahmin ile gerçekleşen arasındaki farktır. Fark ana değerden nasıl büyük çıkar?
Böyle bir manzarada muhalefet, vatandaşın geçim derdini seslendireceği yerde, bir muhalefet partisi lideri işi magazinleştirerek damat-kayınpeder basitliğine indiriyor. Diğer muhalefet partisi Tank Palet fabrikasını dert ediniyor.
Ondan sonra da bu kadar kötü yönetime rağmen muhalefetin oyları artmıyor deniyor. Yerinde saydıklarına şükretsinler.
Birileri ana muhalefeti uyarsın, Türkiye’nin gerçek gündemiyle ilgilensinler, eğer ülke yönetimine taliplerse.
Dar gelirlinin sıkıntısını gündeme getirmeli.
Gençlere ümit vermeli,
Yolsuzlukları önleme taahhüdü vermeli.
Üretimi teşvik edici tedbirleri açıklamalı.
Acil adaleti tesis edeceğini ilan etmeli.
Zarar gören toplumsal barış ve hoşgörüyü güçlendireceğini açıklamalı.
Mülteci sorununu en kısa zamanda çözmeyi taahhüt etmeli.
Makul bir sürede dar gelirlinin gelirini artıracak tedbirleri açıklamalı.
Günümüz Türkiye’sinin acil çözüm getirilecek konuları bunlardır. Bunları bilmek için kahin olmaya gerek yok. Halkın içinde ol yeter...