Kılıçdaroğlu hatasının bedelini ödedi ve koltuğa o sayede siz oturdunuz. Peki hiç ders çıkartmadınız mı bu seviyedeki deneyimli bir siyasetçi olarak ?
Adeta “Gitti eteri, geldi beteri” sözünü doğrulamak ister gibi tavırlar içindesiniz.
“Geçim olmazsa, seçim olur” sözünüz de tarihe geçecek bir değere sahip değildir. Zira çok güveniyorsunuz ama sizin yola çıkardığınız partinin seçimi kazanma garantisi yoktur. Zira yapılan anketlere bakacak olursanız; kendi seçmeninizin bile yüzde 75’i ülkede “muhalefet boşluğu” olduğuna inanıyor.
Bu neyi gösterir ?
Çaresiz durumdaki seçmeninizin partinize kerhen oy verdiğini…
Günü geldiğinde rüzgarın kimin yelkenini daha iyi şişireceği bu günden belli olmaz. Belli olan tarafı sizin bu yükü taşımakta zorlandığınızdır.
Eğer partiniz gereken değişikliği zamanında yapamazsa, sadece kaybeden siz ve partiniz olmaz (sizden önceki örnekte olduğu gibi), Ankara ve İstanbul’un başarılı Belediye Başkanları’nın gelecek kariyerleri de riske girer.
Büyük Atatürk’ün partisini yöneten bir Başkan’dan, ağır eleştirdiği siyasi parti liderlerinin karşısında esas duruş beklenmez. Yirmidört saat içinde büyük çelişki yaratan iki ayrı fotoğraf ise kendi mahalleniz tarafından kolay hazmedilemez.
Bir siyasi cinayeti yakından takip ederken ve aileye sahip çıkarken; dört şerefli gazetecinin tehdit edildiğini de kulaklarınızla duyarken bunun aksini beden dilinize nasıl yansıtabilmektesiniz ?
1 Ekim 2024 tarihli Meclis açılış resepsiyonunda Sayın Bahçeli ile diyaloglar seçmeninizin ve yukarda bahsettiğim insanların kendilerini nasıl hissetmesine yol açar ? Bu günün siyasetçisi böyle mi olmalıdır ?
Sabah vatandaş karşısında siyasi rakibi her türlü ağır suçlamak, akşam olunca da “siyaseten yaptım kusura bakma” tornistanı öyle mi ?
Türkiye’de başka, ABD’de başka söylemler temsil ettiğiniz partinin çizgisini bozmaz mı ?
Atatürk Orman Çiftliği arazisini ilk koruması gereken kurum hangisidir ?
ABD Elçiliği için o arazide yapılan tahsise “jest” tanımlaması ile onay vermek sizce uygun mu ?
Sonuç olarak; “normalleşme” sabah başka, akşam başka tavır göstermek değildir. Tersine, ‘anormalleşme’ uygun olan tanımdır. Bunda kararlı iseniz istikrarlı bir duruş sergilersiniz; seçmeniniz de bu duruşa göre kararını verir.
Yok eğer ABD’de Türkevi kapısında ve Meclis resepsiyonunda verdiğiniz görüntü ile değerlendirilmek isterseniz o da mümkündür.
Onu da partiniz değerlendirir…
Bizim vatandaşlar olarak birer oyumuz vardır ve bize göre çok kıymetlidir, onu da bizi tiyatro seyircisi yerine koyanlara kolayca teslim edemeyeceğimiz çok açıktır.