Ülke gündemi çok hızlı bir şekilde değiştirilip yönlendiriliyor. Geçen haftanın uzay araştırmalarının yerini birkaç gündür yeni anayasa, birilerine göre kuruluş anayasası aldı.
Ancak kuruluş anayasaları çoğunlukla savaştan çıkmış milletlerin savaş sonunda kurdukları yeni devlet için yapılır. Bu durumda ya istiklal savaşı gibi bir zorlu savaşı kazanarak kuruluş anayasası yaparsınız, yada Almanya gibi bir savaşı kaybedersiniz bölünerek bir kuruluş anayasası yaparsınız.
Kazanılan bir savaş yada kaybedilen bir savaş olmadığına göre ne kuruluyor? Kuruluş anayasası derken aslında düşündükleri “kafalarındaki islam” anlayışının gerektirdiği islam kurallarını kolaylıkla uygulayabilecekleri bir anayasadır.
12 Eylül esnasında üniversite öğrencisi idim. Anayasa hukuku dersimiz vardı. O yıllarda hocamız Prof. Dr. Kemal Dal idi. 12 Eylül'de Kurucu Meclis Başkanı olan Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı’dan sonra Kurucu Meclis Başkanlığı da yapmıştı. Asistanı da bugün emekli olan Prof. Dr. Atilla Özer idi. Bakın Atilla Özer bir uzman olarak yeni anayasa hakkında ne düşünüyor.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Atilla Özer, TBMM'nin mevcut Anayasa'yı değiştirebileceğini ama yeni bir Anayasa yapamayacağını belirtti.
Özer, "Çünkü Meclisin görevleri ile ilgili maddeye bakın Anayasa değiştirmekten bahseder, 'Anayasa yapar.' demez. Anayasa'da mevcut Meclisin Anayasa yapma yetkisi kabul edilmişse eğer, o zaman o Meclis'in ismi 'Müesses Meclis'tir. Oysa bizim Meclisimiz, normal Meclistir. Peki, nasıl olacak bu iş? Bugünkü Meclis bir Kurucu Meclis Kanunu çıkarabilir. Nitekim bundan önce de böyle olmuştu." dedi.
Şu anda uzlaşma ile bir anayasa yapılma ihtimali yüzde 10 bile değil.
Neden?
Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir. Geniş kitlelerin onayını almak zorundadırlar. Bu günkü konjonktürde bu mümkün müdür?
Birinci en büyük handikap Kürt vatandaşların bu anayasaya bakışı ve beklentileri. Bu bakışı siyasi arenada HDP temsil ediyor. Siz isteseniz de istemeseniz de bu bir gerçek. HDP öyle yada böyle bölge insanının oyunu alıp meclise geliyorsa ve buna engel olmuyor yada olamıyorsanız o partiyi yok saymakla yok olmazlar. Ve Kürtlerin büyük oranda boykot edeceği bir referandumla anayasa oylanamaz.
İkincisi, siyaset alabildiğine kutuplaştı. Adeta tam ortadan ikiye bölündü. Herkes birbirini vatan haini görüyor, her gün gerilim, hoşgörü birbirine saygı kalmamış. Ve bu maalesef seçmenlere de sirayet etmektedir. Düşünün böyle bir ortamda halkın yüzde 90'ından fazlasının onayını alması gereken bir anayasa oylamasında yüzde kaç onay alır? Onayı bırakın anayasa maddelerinin çoğunda bile anlaşamazlar. Şimdiden başlandı, anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesi tartışılabilir demeye. Sizce bu maddeler aşılabilir mi?
Peki nereden çıktı bu anayasa sevdası?
Birincisi ekonomi ve pandemi hükümeti kötü sıkıştırıyor.
İkincisi 2023 seçimleri hızla yaklaşıyor, belki bir erken seçim mümkün. O halde iktidarı garanti altına almak lazım.
Bu da ancak anayasayla oynayarak, ya yeni yada güçlendirilmiş parlamenter sistem gibi formüllerle AKP iktidarının devamını sağlamaktır.
Yalnız bir gerçeği göremiyor olamazlar. Halkın birinci önceliği geçim sıkıntısı, her gün artan fiyatlar, zengininden fakirine herkesi etkileyen bir salgın.
Bu ülkeye anayasadan önce halkın bu ihtiyaçlarını karşılayacak, dahası çözecek bir yönetime ihtiyacı var. Aksi halde seçim ya da referandumda ne yapacağı hiç belli olmaz.