ÇABALAMA KAPTAN... BATIYORSUN...

Zeynel KOZANOĞLU

ÇABALAMA KAPTAN... BATIYORSUN...

Elif Doğan Türkmen diye biri... CHP Adana Milletvekili. Meclis başkanlığı  kâtip üyesi imiş. Peki, aklı bu mevkide bir yere oturmaya elverişli mi imiş? İşte burası tartışmalı. Önce olayı bir hatırlayalım. TBMM üyesi herkesin haberleşme gideri Meclis bütçesinden karşılanıyormuş. Sıradan milletvekilleri için bir limit varmış ama başkanlık kâtip üyeliğinde oturanların giderleri için üst limit yokmuş. 

Diyelim ki, bu uygulama aptalca değildir. Olayın asıl üstünde durmak istediğim yanı Elif kızımızın kafa çapı ve feraseti... Kızımız dediğime bakmayın, gerçekte kızım olsaydı, galiba kahrımdan ölürdüm. Kimileri onun işlediği kusuru olağan görebilir ama ülkemizin şu dar zamanında ve şu dönemecin başında onun yaptığı ne insanlığa sığar, ne de CHP liliğe sığar. 

Şimdi Elif’in ne gibi bir kusur işlediğini hatırlayalım... Meclise bir haberleşme gideri faturası sundu ki,  işitince ben kafamı tavana vuracak gibi oldum. Tam tamına eski adıyla bir trilyon iki yüz milyar lira... Aman Allahım.. Olacak şey değil. İnsanlık dışı bir şey bu

Kardeşim senin gözün, kulağın, aklın yok mu? Türkiye’de bir kesim çalıp çırpmayı meslek edinmişken, bir kesim de bu talanı önlemek için kıyasıya savaşırken... Hele hele sen de bu alkışlanası kanadın bir neferi iken, şimdi senin bu yaptığın yenilir yutulur lokma mı?

Arkadaşın akılsızlığına nereden hükmettim? Kendisini savunurken “Ben toplu mektup gönderme ücretinin ne kadar olduğunu bilmiyordum” demiş. Yahu, sen kanun yapma işinin başında oturuyorsun... Değil, piyasada bir hizmetin fiyatını bilmemek, kanunları bile bilmemek mazeret sayılmaz. Pazarda hıyar satın alırken fiyatı sen soracaksın.

Bana bu konuda önceden hiç bir bilgi verilmedi" demişsin. Nasıl yani? Böyle durumlarda başkaları mı sana bilgi verir, yoksa sen mi sorar öğrenirsin? 

Elif bir laf daha etmiş ki, bu da gerçeğin tam tamına kendisi... Ancak kendisini savunmaya çalışırken bu yamukluğun arkasına sığınma hoş değil. Yanlış anlaşılmasın, diye tekrar ediyorum. Cumhurbaşkanlığı sarayı konusunda söylediklerinden dolayı kendisini alkışlıyorum ama bu lafları kendisini temize çıkarmaya çalışırken söylemesi yaraya melhem değil. Bundan dolayı da arkadaşı ayıplıyorum.

Demiş ki... "AKP öncelikle saray harcamalarının hesabını versin. Daha nereye ne kadar harcandığını milletin vekilleri olarak biz bile bilmiyoruz."

İşte bu söz aptalca... Yani “Karşımızdaki bir kimse bir yamukluk yaptığında bizim yaptığımız yamukluğa da yeşil ışık yakılmış olur” demek mi istiyorsun? “Seksen daireli bir apartmanda oturanlar arasında kaçak elektrik kullananların sayısı pek çok olursa bize de kaçak elektrik kullanmanın yolu açılmış olur” demek mi istiyorsun...

Dikkat ediyor musun Elif bacı... Mümkün olduğu kadar seni hırpalayıcı bir dil kullanmaktan kaçınıyorum. Senin hatırına olmasından çok CHP nin hatırına. Elbette ben CHP li değilim. Ama şu dar boğazda bocaladığımız günlerde bu parti bizim biricik umudumuz.

Kendini temize çıkarabilmek için saraydan söz açman çok tehlikeli bir yol. Eski bir köy muallimi oluşumda dolayı benim terbiyem izin vermiyor. Bir başkası çıkar ve belden aşağı benzetmelerle seni üzebilir. Herkes benim kadar merhametli olmayabiliyor.

Bundan da haberin olsun...