Cari açık zannettiğimizden daha açık

Beytullah KUDU

                                        CARİ AÇIK ZANNETTİĞİMİZDEN DAHA AÇIK

          Bir ekonominin yarınına dair bir öngörüde bulunacaksanız elinizdeki en önemli verilerden biri  “CARİ AÇIK “tır.Bu açığın izlediği pozitif ve negatif seyir size makro düzeyde yansımalar yapar.Ancak siz bu açığı doğru okuyamazsanız çok büyük bir yanılgıya doğru yol alırsınız,doğru okumaktan kast edilen bu açığın önemini iyi anlamak ve önleyici tedbirler almaktır.

        Biz bu anlamda bugün rahat konuşabiliriz çünkü 2 yıldır, artık sürdürülebilir bir CARİ AÇIĞIMIZ olmadığını  VE DIŞ BORÇLANMAYLA idame edilen açığın ekonomik anlamda batışı getireceğini vurguladık.Alınması gereken önlemler sonu geciktirebilirdi.Uzun vadeli ve reel ekonomiye uygun yürütülecek siyaset ile de rasyonel bir seviyede tutulabilirdi.

      Ne geliyorsa başımıza popülizmden geliyor,lakin ekonomi yeni dünyanın en büyük savaş alanıdır,orası ne şaka ne de popülizm kaldırır.Havada uçuşan salvolar size roket olarak dönmez ve ekonomiden anlayan herkesin göreceği şeyleri siz görmekten çok uzak olursunuz..Çünkü siz günlük yaşıyorsunuz,amaç oy’dur ve oy alıyorsunuz..

      Bana göre gelişmekte olan ve mevcut iktidarın algı operasyonuna maruz kalan ülkelerde cari açık sadece ithalat ve ihracat rakamlarıyla açıklanmamalı.Bu,sokaktaki vatandaşın en basit ifadeyle ne olduğunu anlayabileceği bir tasvirdir.Ekonomi tek yönlü anlaşılan,anlatılan ya da çözüm üretilebilen bir alan değil.

    Açıklanan mayıs 2018 Cari açık 4.8 milyar dolar, buna 2.9 milyar dolar döviz çıkışı eklenince Mart ayı döviz açığı 8 milyar dolara yaklaştı.Bu en iyimser bakışla döviz çıkışlarını da durduramazsak yıllık 100Milyar dolar.

     Peki bu açık en net şekilde nasıl kapatılır ya da sürdürülebilir bir noktaya taşınır..?

Üreterek…Üreterek..Üreterek..

     Çok net..kimse turizme veya bu saatten sonra doğrudan yatırımlara bel bağlamasın..Çünkü ne eskisi gibi gurbetçiler döviz stokluyor ne de turizm bize artı cari bırakıyor.

Ve en kötüsü de kriz dönemlerinde cari açığın negatif bir seyir izlemesi beklenirken bizde tam aksi,pozitif yönde bir seyir izliyor.artıyor..

Millet olarak tüketim toplumu olmaya ziyadesiyle alıştık,adamın parasını kredi olarak alıp adamın ürettiği telefonu tüketiyoruz.Marka takıntımız hakeza.Hem bu sayede kredi faizi ödüyoruz hem de ürünü pahalı tüketiyoruz..AVM kültürü ve en geri kalmış illerimizde bile gece kuyruklar oluşuyor,yeni model çıktı ya..Zannedersiniz ki komşu mahallede üretiliyor.Bu anlamda tabiki tüketici de bilinçlenmeli..Yani el birliğiyle ülkeyi uçuruma sürüklüyoruz..

     Üretim demişken..

Üreten tesisleri yabancılara satmayı döviz girdisi olarak gören iktidarın da büyük bir yanılgı içinde olduğunu görmek,anlatmak gerek.Siz sadece ithalat ihracat olarak okumamalısınız cari açığı.Çünkü bugün mevcut AVM’ler %80 oranda yabancıların,mevcut üretimimizin de çok büyük bir oranı yabancıların..Davul zurna çalarak satıyoruz ne varsa..Öyle ya kimi zarar ediyor kimine de çok para veriliyor..Adamlar zaten bizim gibi ekonomiden bi haberler ve batmış fabrıkaları alıyorlar..!

     YANİ,bugün ihracat olarak rakamlara yansıyan total değerin gerçekçiliği yok.Bu değeri üretenler,o değeri %100 oranda ülkede tutmuyor.Mesela bir AVM’den elde edilen kira müteşebbis yabancı olduğu için ülkeden çıkıyor.

     Veya 3 yıl önce kilosu 17 TL /6.5 dolar olan fındıktan yaklaşık 2 MİLYAR DOLAR girdi sağlıyorduk..Fındığı işleyerek ihracatını gerçekleştiren İtalya ise totalde aynı tonda bir fındıktan 11 MİLYAR DOLAR bir girdi sağlıyordu..

      Biz fındık entegrasyonunu ve büyük oranda toptancılığını İtalya menşeili bir firmaya sattık.Bugün ise fındık 8TL/1.7DOLAR.İç piyasada..Peki fındığı İHRAÇ EDEN KİM..İTALYANLAR..

Bizim ihracat rakamlarımıza bugün 2 milyar dolar olarak yansıyan fındık ihracatını yapan firmanın bu 2 milyar dolardan aldığı pay ve payı oranında elde ettiği  “DEVASA KAR “ direk dolar olarak ülkeden çıkıyor.

    Bunun bize ürün olarak ithalat yapılan kısmını pas geçiyorum.orada durumlar daha vahim..

Üreterek değil tüketerek büyüyün bir ekonomiyi,elde ne varsa satarak yaşatma uğraşının duvara tosladığı reel ekonomimize farklı röntgenler de çekebiliriz.

    Ya da bir ekonomik verinin bütün yansımalarını ele alabiliriz.

Eğer ders alabilirsek ve biryerden başlamak gerekirse,millet olarak cari açıktan başlayalım,devlet olarak dış ve iç borçlanmanın önüne geçelim..

     Hem yaşadığımız akonomik kriz zannettiğimizden büyük hem de kısmen okuduğumuz cari açık zannettiğimizden daha AÇIK..