ÇHDli avukatlardan Ankarada eylem

18 Ocak günü yapılan ÇHD operasyonuna ve avukat tutuklamalarına karşı Ankara Adliyesinde başlayan yürüyüş, Adalet Bakanlığı önünde yapılan basın açıklaması ile sona erdi.

Çağdaş Hukukçular Derneği öncülüğünde 30 baroya üye olan çok sayıda avukat, Türkiye'nin dört bir yanından gelerek Ankara'da buluştu. Avukatlar, tutuklu meslektaşlarının serbest bırakılması talebiyle Adalet Bakanlığı önünde yürüdü.

Ankara Adliyesi önünde toplanan avukatlar, "Tutuklu avukatlara özgürlük" yazılı pankart açtı. Aralarında ÇHD Genel Başkan Selçuk Kozağaçlı, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay'ın da olduğu tutuklu avukatların fotoğrafları ve dövizler taşındı.
 
FOTOGRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
 
Eyleme Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Adana Baro Başkanı Mengücek Çıtırık, Bursa Baro Başkanı Ekrem Demiröz, İzmir Barosu yöneticileri, İHD Genel Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan, İHD Ankara Şube yöneticileri, CHP Tunceli Milletvekili Av. Hüseyin Aygün, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Sekreteri Bayazıt İlhan da katıldı.
 
'HALKIMIZDAN ALDIĞIMIZ GÜÇLE BU ÜLKEYE ADALET GETİRECEĞİZ'
 
Ankara Adliyesi önünde konuşma yapan baro başkanları, avukatların tutuklanmasını kınadı.
 
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, "ÇHD onurumuzdur" dedi. ÇHD'ye yapılan saldırı ve tutuklamaların barolarına yapıldığını kabul ettiklerini belirten Feyzioğlu, KCK gibi çok sayıda davada avukatların, mesleklerini savunmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Feyzioğlu, avukatlar olarak, ırk, dil, din, mezhep ayrımı gözetmeksizin yekvücut olarak mesleki onurlarını savunacaklarını söyledi.
 
Adana Barosu Başkanı Mengücek Çıtırık, avukatlık mesleğinin yargı eliyle susturulmaya çalışıldığını söyledi, tutuklu meslektaşları ve ÇHD üyelerinin yanlarında olduklarını kaydetti. "Bugüne kadar avukatları yargılamayı hayal eden bir hükümet ile karşılaşmadık" diyen Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, şöyle devam etti: "Hiçbir zaman yalnız kalmayacağımıza inanıyorum. Adalet duygusunu yitirmiş bir toplumun geleceği yoktur. Halkımızdan aldığımız güçle bu ülkeye adaleti getireceğiz."
 
'DEVRİMCİ AVUKATLAR ONURUMUZDUR'
 
Avukatlar, konuşmaların ardından Adalet Bakanlığı'na yürüdü. Cübbelerini giyen avukatlar yürüyüş boyunca, "Devrimci avukatlar onurumuzdur", "Tutsak avukatlar onurumuzdur", "ÇHD susmadı, susmayacak", "Faşizme karşı omuz omuza" ve tutuklu meslektaşlarının isimlerini sayarak "Burada" şeklinde sloganlar attı.
 
ÇHD yöneticilerinden oluşturulan bir heyet görüşme için Adalet Bakanlığı'na gitti, bu sırada dışarıda kalan avukatlar Bakanlık önünde oturma eylemi yaptı. Ancak, iki hafta önce ÇHD'ye randevu veren Adalet Bakanı Yardımcısı Veysi Kasnak "önemli bir toplantısı" olduğu iddiasıyla randevuya gelmedi. Görüşmek için içeri giren avukatlar, "ÇHD susmadı, susmayacak" sloganları ile binadan çıktı.
 
'DEVLET TERÖRÜNE VE TEHDİTLERE BOYUN EĞMEYECEĞİZ'
 
ÇHD'liler, tutuklu avukatların durumuna dikkat çekmek için Adalet Bakanlığı'na vermek üzere hazırladıkları raporu dışarıda kamuoyuna açıkladı.
 
ÇHD Genel Sekreteri Hüseyin Arslan, "Biz buraya gelirken 'Türkiye'de yargı bağımsızdır. Adalet Bakanlığı'nın yargıçlar ve hakimler üzerinde vesayete sahip değildir' denileceğini biliyorduk. Ama aynı anda 10 hakimin aynı kararın altına imza attığını, hukuksuz kararlar aldığını da biliyoruz" dedi.
 
Son 10 yılda avukatlar hakkında açılan soruşturma ve yürütülen kovuşturmaların kaygı verici olduğunu belirten Arslan, "Hedefteki avukatlar kimliksiz bırakılan, yok sayılan Kürtlerin, hakları gasp edilen işçilerin, işkenceye uğrayan devrimcilerin, evlatlarını polis kurşunu ile kaybeden ailelerin, parasız eğitim talep eden öğrencilerin, şiddet mağduru kadınların, gecekondusu yıkılan yoksulların, doğası tahrip edilen köylülerin ve tüm ezilenlerin savunmanlığını gelenek haline getirerek üstlenenlerdir" dedi.
 
Arslan, 2011'de Kürt avukatlara ve 18 Ocak'ta ÇHD'ye yapılan operasyonlar, Diyarbakır KCK davasında 103 avukata soruşturma açılması, pek çok avukatın "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet" ettikleri iddiasıyla yargılanması, 7 avukata onlarca yıl hapis verilmesi gibi olayları hatırlatarak, "Tablo, savunma mesleği açısından oldukça vahimdir. 34 avukat halen Türkiye cezaevlerinde tutuluyor" dedi. Arslan, avukatlara yönelik saldırılarla Havana Kuralları'nın ihlal edildiğine işaret etti.
 
Siyasal iktidarı avukatlara ve avukatlık mesleğine karşı yürüttüğü saldırı politikalarından vazgeçmeye çağıran Arslan, tutuklu meslektaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını istedi, "ÇHD olarak siyasal iktidarın doğrudan savunmaya yönelik her türlü terörüne ve tehditlerine boyun eğmeyeceğiz" dedi.
 
'BİR ŞEY DİLENMEYE DEĞİL, ADALETSİZLİĞİNİZİ YÜZÜNÜZE VURMAYA GELDİK'
 
Avukat Evrim Deniz Karatana, ÇHD yöneticilerinin 100 gündür tutuklu olduğunu hatırlattı, "Biz iddianamenin hazırlanmasını beklerken savcılık soruşturmayı genişletme kararı aldı. Biz Adalet Bakanlığı'ndan bir şey dilenmeye gelmedik. Adaletsizliklerini yüzlerine haykırmak için geldik. Ama gördük ki faşist devlet ve temsilcileri yüzünü ancak baskınlarda gözaltılarda gösteriyor. Bizim karşımıza çıkmaya yürekleri yok. Bu nedenle randevuya gelmediler. Ne yaparlarsa yapsınlar bizleri yıldıramayacaklar" dedi.
 
'BİR GÜN ONLAR SİZDEN RANDEVU İSTEYECEK'
 
CHP Tunceli Milletvekili Avukat Hüseyin Aygün ise şunları söyledi: "İstanbul Valisi ölümle cebelleşen bir lise öğrencisine 'marjinal grup üyesi' dedi. Bu vali bugün hala görevi başında. 17 yaşında bir çocuğa böyle diyen bir valinin 1 Mayıs'ta nasıl bir devlet terörü estirdiğini gördük. Hak arayan bütün insanların avukatları olan ÇHD'li avukatların da başına gelen İstanbul Valisi'nin zihniyetinin bir devamıdır. Ama burada toplananlar, randevuya gelmeyenleri kendi utancı ile yüz yüze bıraktılar. Bir gün demokrasi mücadelesi daha da büyüyüp egemenleri tehdit ettiğinde onlar sizden randevu isteyecekler, bundan emin olun."
 
ÇHD üyeleri açıklamanın ardından sloganlarla YKM önüne yürüdü ve burada eylemlerini sona erdirdi.