CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Başbakan Erdoğan'ın kibir ve hoyratlığının Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarını tehdit ettiğini, bugün Fas'a hareketinden önce öfkeye kapılarak yaptığı açıklamaların dolar kurunda yarattığı sıçramanın reel sektöre anlık maliyetinin 1 milyar TL, Türkiye'ye maliyetinin ise 3,3 milyar TL olduğunu ifade etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın halkı küçümsediğini, kendi gibi düşünmeyeni ötekileştirdiğini, herkese kendi yaşam biçimini dayatarak toplumu tek tipleştirmeye çalıştığını ifade etti. Öztrak, böyle bir başbakanın ülkede siyasi ve ekonomik istikrarı sağlamasının mümkün olmadığını, böyle devam ederse Tayyip Erdoğan yaşanacak siyasi ve ekonomik bir krizin baş aktörü olacağını belirterek şunları kaydetti:
"DEMOKRASİYİ SEÇİM SANDIĞINDAN İBARET SANIYOR"
"Başbakan hızla hoyratlaşmakta, şeytanın en sevdiği günah olan kibir tuzağına düşmektedir. Toplumu ayrıştıran, milleti yüzdelik oy dilimlerine bölen, demokrasiyi dört yılda bir seçim sandığından ibaret sanan Başbakan, sadece kendine oy verenlerin değil, 76 milyon vatandaşımızın her birinin Başbakanı sorumluluğu ile hareket etmelidir. İnsanlarımızın en masum, en haklı, en demokratik taleplerini bile görmezden gelen; bu talepleri anlama gayretini göstermeyen, aksine bu talepleri dile getirenleri dışlayan bir üslupla toplumu geren Başbakan derhal aklıselime ricat etmelidir."
"ZATEN AŞINAN SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRAR YOK OLACAK"
"Türkiye çok kritik bir döneme girmektedir. Önümüzdeki iki yılda üç seçim ve olası bir referandum bulunmaktadır. Böylesine bir dönemde Başbakan’ın bu anlayışla işleri yürütmesi çok zordur. Başbakan aklıselime dönmez ise toplumsal gerilim artacak, siyasi istikrar hızla ortadan kaybolacaktır. Kaybolan siyasi istikrar, ekonomide zaten oldukça aşınmış güven ve istikrarı da yok edecek AKP’ye oy veren, vermeyen 76 milyon vatandaşımız siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın altında kalacaktır."
"ANLATTIĞI MASALLARA KENDİSİ DE İNANMIŞ"
"Dayatmaya direnen vatandaşını anlamaya çalışmak yerine tehdit eden bir Başbakan ekonomide güven ve istikrarı sağlayamaz. Başbakan ve AKP seçim kazanacağım diye milleti zaten borca batırdı. Son iki yılda ailelerin borcu yüzde 54 artarak 300 milyar TL’ye ulaştı. Bu borç karşılığında ödenen faiz yüzde 47 artarak 30 milyar TL’ye çıktı. Ülkenin 434 milyar dolara, reel sektörün 146 milyar dolara ulaşan finansal döviz açık pozisyonunun üstünü örtmek için IMF borcunu ödemekle övündünüz. Kısa vadeli borçlarla cari açık toplamının sadece yüzde 78 ini karşılayan rezervlerle böbürlenerek sıcak para bağımlısı haline getirdiğiniz ekonomideki kırılganlıkları saklamaya çalıştınız. Sayın Başbakan anlaşılan anlattığınız bu masallara kendiniz de inanmışsınız. Eloğlunun ülkedeki bu kırılganlıkları gördüğünü fark etmemiş ve ülkemizi bir dış veya iç ters dalgada en kırılgan ve sert tepki verecek ekonomi haline getirdiğinizi anlayamamışsınız."
"BAŞBAKAN’IN SÖZLERİNİN TÜRKİYE’YE MALİYETİ 3.3 MİLYAR TL"
"Başbakanın ağzından çıkacak siyasi istikrarı bozacak sosyal tepkiyi artıracak her söz, sıcak para bağımlısı ülkemizde dolar kurunun ve faizin ateşini artıracak, borsayı düşürecektir. Nitekim Başbakan’ın, bugün Kuzey Afrika’ya gitmeden önce, yaptığı hoşgörüden, empatiden uzak, tehditkâr konuşma neticesinde borsa 1000 puanın üzerinde düşmüş, dolar kuru 1,8870 TL’den 1,8945 TL’ye çıkmıştır. Bankaların Repo faizleri ise aynı anda 0,70 puan yükselmiştir. Başbakanın havaalanında sinirle yaptığı açıklamaların dolar kurunda yol açtığı sıçrama nedeniyle reel sektöre anlık maliyeti 1 milyar TL, Türkiye’ye maliyeti ise 3,3 milyar TL olmuştur. 28 Mayıs 2013 gününden bu yana Başbakanın olayları provoke eden tavrının yarattığı ilave maliyet ise reel sektörde 7,3 milyar TL, Türkiye toplamında ise 21,8 milyar TL olmuştur. Yine bu dönemde Borsa 3926 puan gerilemiş, şirketlerimizin piyasa değeri Borsa ile beraber düşmüştür."
"İSTİKRAR BAŞBAKAN’IN HOYRATLIĞIYLA YIPRANIYOR"
"Türkiye Cumhuriyetinin siyasi ve ekonomik istikrarı Başbakan’ın kibir ve hoyratlığı nedeniyle hızla yıpranmaktadır. Halkın tepkisini küçümseyen, kendi gibi düşünmeyeni, yaşamayanı hakir gören bu anlayışın ülkede siyasi ve ekonomik istikrarı sağlaması mümkün değildir. Bu tavrı sürerse Tayyip Erdoğan tek parti iktidarında siyasi istikrarsızlık yaratma becerisini gösteren ve zaten zor durumda olan ekonomiyi krize sokarak, vatandaşının evinin tapusunu, arabasının ruhsatını elinden alan bir Başbakan olarak tarihteki yerini alacaktır."