CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, en büyük hayalinin, yaşanılanları protesto etmek amacıyla TBMM’de İçişleri Bakanı’nın gözüne biber gazı sıkmak olduğunu söyledi.
Sabancı Üniversitesi’nde, önceki gece, Genç Bakış’ın konuğu olan Pavey, daha önce aynı üniversitede Genç Bakış’ın konuğu olan Başbakan Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’ndan çok daha fazla alkış ve iyi karne aldı.
Tren kazasında sol kolunu ve bacağını kaybeden Pavey, yaşadığı acıların kendisini hiçbir zaman yıldırmadığını ve yolundan alıkoymadığını, her ay en az 6 kent ve bir yurtdışı gezisi yaptığını söyledi.
Gece saat 01.30’da yayına giren Şafak Pavey’li Genç Bakış, sosyal medyada da TT olarak en çok konuşulan program oldu.
İşte programdan satır başları:
Siyaset sürpriz oldu
- Siyasete girmek gibi bir hedefim yoktu. Sürpriz oldu.
- Kazadan sonra, eşimin hastaneye ziyarete bile gelmemesi bende bir öfkeye yol açmadı. Elbette üzüldüm ama sonra bir kez daha sükunetle düşündüğümde bunun aslında çok daha güçlü bir davranış olduğuna karar verdim. Benim incinmemi önlemek için gittiğini söyleyerek ayrıldı. Dolayısıyla ben de zayıf olduğunu kabul etmenin çok cesur bir davranış olduğunu düşündüm.
- Tersi olsaydı ben de kendimle yüzleşir ve bununla baş edemeyeceğimi hissetseydim belki ben de giderdim. Bir acıyla karşılaşmadan önce nasıl davranacağınızı bilemiyorsunuz.
- 29 Ekim’de bana çok garip gelen iki fotoğraf vardı; devlet erkanı Cumhuriyet’i askeri marşlarla Hipodrom’da kutlarken, halk sokaklarda biber gazıyla Cumhuriyeti’ni kutluyordu. Devletin seçilmişlerinin sivil olarak hepsinin sokakta halkla birlikte olması gerekirdi.
- Hükümetin turnuvada ıslık çalanlara, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamaya çalışanlara laf yetiştirmek yerine, neden halkıyla bu kadar küs olduğuna bakması gerek.
- Tenis turnuvasında ıslık çalınmasına verilen cevap “Bizi dünyaya rezil ediyorsunuz” olmuştu ama dünyaya böyle rezil olunmuyor. Dünyaya rezil olmak o ıslık çalanları, bedava eğitim isteğiyle pankart açanları ve barışçıl gösteri hakkını kullanan herhangi birisini tutukladığınızda, biber gazı sıktığınızda dünyaya rezil oluyoruz
Biber gazı!
- Politikaya girdiğimden beri, 1.5 yıllık gözlemlerimden sonra, en büyük hayalim bir gün Meclis’e girip biber gazını İçişleri Bakanı’na sıkmak.
- Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bir anlaşmazlık var mı bilmiyorum. Ben böyle suni gündemlerle ilgilenmiyorum. Ben orada kadın, çocuk ve herkese koyulan barikat ve sıkılan biber gazı ile ilgileniyorum.
- Ben Meclis’e hedef tahtası olmayı, hırpalanmayı bilerek ve isteyerek geldim. Çünkü bu hırpalanmanın sonucunda ülkenizin geleceği için bir şeyler yapabilmek gibi çok önemli bir fırsat da var.
- Engelli hakları Araştırma Komisyonu teklifini bizzat ben getirdim ama asla evet demedi Hükümet. Ben zannediyordum ki buna herkes evet der ama demediler. Engelliler çöp insanlar mı?
Seçilme yaşı?
- Milletvekili seçilme yaşı çok küçük yaşlara da düşse, demokrasiyi soluyamamış ve sokağımıza, içimize, kültürümüze sindirememişsek bir anlamı olmaz.
- Norveç’in Kültür Bakanı, orada doğmamış, Pakistanlı bir göçmen ailenin kızı. Politikaya 21 yaşında girmiş, şu an 27 yaşında. Bizim ülkemizde böylesine bir demokrasinin solunmasını çok isterim. Sokakta parlamentonun itibarının, değerinin artması da çok önemli.
- Avrupa Birliği İlerleme Raporu 2012 Türkiye’nin gerçek fotoğrafıdır.
- Ulusal güvenliği öne çıkararak özgür basın ilkeleri tamamen ayaklar altına alınıyor. Ülkemizdeki tutuklu gazeteci sayısı ve bunun yol açtığı otosansür çok acıklı.
Yargı bağımsız değil!
- Yargı’nın bağımsız olduğunu düşünenlerden değilim.
- İktidar tarafından bir kanun çıkarılmak istendiğinde bizim 1-2 saat önce haberimiz oluyor. Üzerine düşünüp hazırlanmaya vaktimiz olmuyor.
- Şehit olan askerlerimiz, polislerimiz, öğretmenlerimiz, iş kazasında kaybettiğimiz işçilerimiz ve tüm kaybettiklerimizi, gazetelerde küçücük bir yer tutan haberlerdeki o yüzleri ve isimleri her gün kendime hatırlatmaya ve unutmamaya çalışıyorum. Kendi internet sitemde de bunları yayınlayacağım.
- Batı toplumlarına ne istersiniz diye sorduğunuzda, eşitlik isteriz derler. Ve bunu hep beraber yapmak isterler. Doğu toplumları ise, adalet istiyorum ve bunu bana biri getirsin derler.
Neden Ak Parti değil!
- Kaza geçirdiğimde Sayın Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ydı ve Türkiye’ye döndüğümde hastanede ilk ziyaretime gelenlerden biriydi. O zaman partilerinin MYK’sında yer almam teklif edilmişti ancak dünya görüşlerimizin aynı olduğunu düşünmediğim için kabul etmedim.
- BM’de görevliyken iki yıl Angelina Jolie’nin koordinasyonunu yaptım. Irak’taki mülteci krizinde, Pakistan’daki depremde ve en son olarak da Haiti’deki depremde birlikte çalıştık.
- Hala yükseköğrenimde uluslararası standartlara ulaşabilmiş değiliz. Bunun için Türkiye’nin batısından doğusuna ortaklaşa, herkesi katarak, bu işin uzmanlarıyla tartışarak ciddi reformlar yapmalıyız. Ve bilime, inovasyona ayrılan payı kesinlikle yükseltmeliyiz.
- 4+4+4 rüzgar gibi geçti. Her kanunun olduğu gibi çok hızlı geldi ve çıkarıldı. Bu kadar hesaplanmadan bir paketin geçmesi çok üzücü oldu. Ama daha üzücü olanı bunun sanki bir ideolojik kavga gibi gösterilmesiydi. Bilimin hiç tartışılmadığı bir eğitim paketi geçemez. Ama maalesef çoğunluk oyuyla geçti. Anlamak için şu anda tökezleyen sisteme bakmak gerek.
- Ayda bana gelen 8 bine yakın e-posta ve telefonun yaklaşık yüzde 80’i, engellilerden.
Engellilerin en çok aşamadıkları konu bu Hükümet’in getirmiş olduğu rapor rezaleti. Sosyal bütçeden kısmak için her zaman engellilere bakılıyor. Rapor şöyle bir şey, yeterince engeliniz yoksa sosyal bütçeden yardım alamıyorsunuz. Ki ben dünyada yüzde 100 engelli sayılmama rağmen ülkemde bir bacağımın ve bir kolumun olmaması beni engelli yapmıyor.
Arap Baharı kandırmaca
- Arap Baharı’nın, bahar olduğundan kuşkuluyum. Çünkü ardından yaz gelmedi. Mısır’da kadınlara sorduğunuzda çok büyük gerilemeler yaşanıyor.
Tunus’ta da sokağa çıkma yasağına kadar varmış özgürlük kısıtlamaları var.
- Türkiye’de her şeyi yapma gücüne sahip ve bana sorarsanız son derece şımarmış bir iktidar var. Ve ülkedeki özgürlük ve haklar tamamen gerilemede.
Özetin özeti: Pavey, siyasetçi kimliğine rağmen öğrencilerin sevgisini, saygısını, en önemlisi de güvenini kazandı.