Ünlü politikacı Bo Xilai'ın eşi Gu Kailai, İngiliz işadamını öldürmekten yargılandığı davada 2 yıl ertelemeli idam cezasına çarptırıldı.
Çin'de bu yıl gündemi en çok meşgul eden konuların başında gelen davanın tek duruşması, geçen hafta Anhui eyaletinin merkezi Hefei kentinde görülmüştü. Cinayet sanığı Gu Kailai, İngiliz işadamı Neil Heywood'u otel odasında zehirleyerek öldürdüğü suçlamasına itiraz etmedi. Cinayetin işlendiği Chongqing kenti, Gu'nun kocası ünlü politikacı Bo Xilai tarafından yönetiliyordu. Tanınmış bir avukat da olan Gu, devlet tarafından atanan avukatına rağmen bizzat hazırladığı savunmasında, Londra'da öğrenim gören oğlunun Heywood tarafından tehdit edildiğini iddia etmişti.
ÖLÜM CEZASINDAN KURTULDU
Kasten cinayet davalarında kolayca idama hükmeden mahkemenin, sanığın suçunu itiraf etmesi ve çocuğunun tehdit altında olduğu gerekçesiyle doğrudan idam cezası vermeyeceği bekleniyordu. Çin'de ertelemeli idam cezaları, sanık cezaevinde başka bir suç işlemediği takdirde fiilen ömür boyu hapis cezasına dönüşüyor. Doğrudan idam cezaları ise, Yargıtay tarafından onanmasına müteakiben birkaç gün içinde kurşun ya da zehirli iğneyle infaz ediliyor.
KOCASI SİYASET YILDIZIYDI
Gu Kailai'ın kocası Bo Xilai, kısa süre önceye kadar siyasetin parlayan yıldızıydı. Komünist sistemle yönetilen ülkede mutlak gücü elinde toplayan dokuz kişilik Politbüro Daimi Komitesi'nde koltuk kapmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Asık suratlı suratlı siyasetçilerin arasında, güler yüzü ve popülist politikalarıyla sivrilmişti. Liderlik yolunda en kritik kozunu, ülkenin en büyük metropolü Chongqing'de oynadı. Mafyanın cirit attığı 33 milyonluk şehirde temizlik operasyonuna girişti. Kentin acımasız çetelerine karşı savaş açarak halkın sevgisini kazandı.
PEKİN'İ KORKUTTU
Halk arasında son derece popüler hale gelen Bo'nun entelektüeller, hukukçular ve işadamlarına karşı duruşu ise çeşitli çevrelerde derin endişeye yol açtı. Kimileri Bo'nun aşırı popülerleşmesinden, kimileri insan haklarının ayaklar altına alınmasından, kimileri ise aşırı solcu eğilimlerinden endişe duydu. Kentte işkence iddiaları ayyuka çıkarken, Bo'nun halkı stadyumlara toplayarak Mao döneminden kalma kızıl devrim marşları söyletmesi bardağı taşırdı. Ülkenin felce uğradığı Kültür Devrimi'nin kaos ortamını yaşayan liderler, son 30 yılda gerçekleştirilen reformların boşa çıkmasından kaygılanır hale geldi. Çünkü, gittikçe güçlenen Bo'nun başkentte dokunulmazlık zırhıyla Daimi Komite koltuğuna oturması kesin gibiydi.
YILAN HİKAYESİ AMERİKAN KONSOLOSLUĞUNDA BAŞLADI
Bo'nun liderliği halinde, ülkenin Kuzey Kore'ye benzer hale geleceğinden endişe duyan rakiplerin beklediği fırsat, beklenmedik bir şekilde geldi. Bo'nun polis şefinden çok Gestapo liderine benzeyen acımasız emniyet müdürü Wang Lijun ile yaşadığı anlaşmazlık skandallar zincirinin fitilini ateşledi. Görevinden kovulan Wang, öldürüleceği korkusuyla kılık değiştirerek kendisini 300 kilometre ötedeki Chengdu şehrine attı. Komşu kentteki adresiyse, Amerika Birleşik Devletleri Konsolosluğu'ydu. Burada, İngiliz işadamının öldürülmesiyle ilgili bilgileri veren emniyet müdürü, siyasetin yıldızını kaydırdı.
MECLİS TOPLANTISINDA KOLTUĞUNDAN OLDU
Tüm bunlar olurken yıllık Meclis toplantısı için Pekin'e gelen Bo, bir daha geri dönemedi. Reformcuların sesi Başbakan Wen Jiabao, yabancı gazetecilerin de yer aldığı, televizyondan canlı yayımlanan basın toplantısında tarihi sözler sarf ederek, 70'lerde ülkeyi alt üst eden Kültür Devrimi'ni bir "trajedi" olarak niteledi ve Bo'nun politikalarına atfen söz konusu trajedinin "tekrarlanabileceğini" kaydetti. İpi çekilen Bo, ertesi gün görevinden alındığında, 80 milyon üyeli Komünist Parti'nin en kıdemli 25 üyesi arasındaydı. Bo, Çinlilerin tabiriyle attan düşerken, reformcu siyasetçiler, işadamları, aydınlar ve insan hakları savunucuları da rahat bir nefes aldı.
CİNAYET BAHANE
Çinli politikacı, her ne kadar karısıyla bağlantılı olarak tasfiye edildiyse de, kamuoyunda asıl nedenin siyasi olduğu görüşü hakim. Çünkü, her beş yılda bir yapılan parti kongresi bir iki ay içinde başlayacak. Kollektif liderlikle kritik kararları veren Daimi Komite'nin dokuz üyesinden yedisi emekliye ayrılırken, yeni isimler koltuklarına oturacak. Dünyanın yükselen gücüne gelecek 10 yılda yön verecek elit kadro, küresel etkiler doğurabilecek kararların sahibi olacak.
33 milyon nüfuslu Chongqing kentini küçük bir diktatörlüğe dönüştüren Bo'nun söz konusu dokuz koltuktan birinde oturmayacak olması ise, ekonomik reformları başarıyla gerçekleştiren, ancak insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında sınıfta kalan Çin'de siyasi reform umutlarını yeniden yeşertti.