Türkiye gündeminde bir haftadır bir tarikat şeyhinin 6 yaşındaki kız çocuğunu, 29 yaşındaki müridiyle nikahlanması; 14 yaşında da evlendirmeleri konuşuluyor.
Bu konuda her toplumda her kesimde olabilen basit bir cinsi sapıklık gibi düşünüp yazmayacaktım. Gördüm ki tartışmalara katılan savunmacı gruplar, sözü dolandırıp İslam’la - Din ile anlatmaya, bağdaştırmaya katılınca kendimi yazmak zorunda hissettim.
Doğru! Kur’an’da yaş konusunda bir bilgilendirme yok. Evlilik için yaş belirtilmediğine göre 2her yaşta evlilik yapılabilir" anlamını da nereden çıkarıyorlar bilemedim. Kendi görüşlerimi yazmadan önce İlahiyatçı Mehmet Ayaz’ın bu konuda yazdıklarını aşağıya alıyorum. Mehmet Ayaz kısa değerlendirmesinde:
Burada önce Kur’an’a göre durumu değerlendireceğim. Kur’an’da 18 yerde "HUDUDULLAH" kelimesi geçiyor. Nisa suresi ayet altıda, yetim kızlar meselesi anlatılırken "Yetimleri nikâh çağına ermelerine kadar deneyin. Eğer buluğa vardıktan sonra kendilerinde bir akıl ve rüşt görür ve anlarsanız, hemen mallarını onlara teslim edin. Büyüyecekler de ellerine alacaklar diye, o malları israfla yemeğe kalkmayın. Veli zenginse, yetimin malına dokunmasın."
Ayette, buluğ - akıl - rüşt kelimesi geçmektedir... Buluğ kelimesi asla adet görme zamanını kastetmez. Bu kelime REŞİT OLMAK yani iradenin oturması anlamındadır. Zaten evlilik bir irade, seçme ve kendi hür tercihi ile karar verme anlaşması değil midir?
Demek ki evlilikte zorlama olmayacak, akıl ve mantık oturmuş olacak. Yani evlilik süresince sorumluluklarını bilecek. Eğer bir kişi akıl baliğ ve rüşt sahibi değil ise, evlenmesine izin verilmemeli, erken evliliğe teşvik edenlere yaptırım uygulanmalı. Çünkü, Allah Kur’an’da sınırı koymuş. Allah’ın hududu aşılmamalı.
Hülasa, yukarıdaki ayetten de anlaşılacağı üzere; dinimizde çocuk evliliği yoktur ve yasaklanmıştır. Burada bazı kişi ve kesimlerin Hz. Aişe evlendiğinde 9 yaşında idi yalanını ileri sürerek, sapık emelleri için, Hz. Muhammed’den yüzyıllar sonra bu günkü Irak topraklarında bu yalan uydurulmuş ve maalesef kitaplara geçmiştir ki, bu Peygamberimiz için büyük bir bühtandır. (M. Ayaz 9 Aralık 2022)
İnsanlığa hiç İlahi Din gelmemiş olsa bile yaratılış itibariyle, insanın ve de hayvanların bile cinsi münasebetlerde bulunmaları veya çiftleşmeleri için yeterli bir yaş ve fiziki büyüme aranır. Ben okul dışında bilhassa yazları, yıllarca çobanlık yaptım. Daha bir boğanın bir buzağıya, bir koçun kuzuya, bir tekenin oğlağa, bir horozun civcive yanaştığını, çiftleşmek istediğini görmedim.
Hayvanlarda bile olmayan bu istek ve arzu biz insanlarda niye olur? Bu durumu hastalıklı bir ruh halinden başka bir şeyle anlatma imkânı yoktur. Allah’ın dinini iyi bildiğini iddia eden ve İslam dinini en iyi uyguladıklarını söyleyen tarikat ve cemaat mensuplarının veya kişilerin, küçük yaşta evliliklerin olabileceğini söylemeleri, kendi özel yorumları deyip geçiştirmek için, önce insanlıktan çıkmak gerekir. Ki yukarıda yazdığım gibi hayvanlarda bile böyle bir davranış yok.
Bu olay tarikat ve cemaatlerde şeyhin, dışında akıl yürütmenin olmadığını anlatması bakımından önemlidir. Şeyhe körü körüne bağlılık olmasaydı, 29 yaşındaki delikanlıya bu evliliği teklif etmek de, evlendirmek de mümkün olmazdı.
Bir tarikata veya cemaate girerken ilk söylenen, "Şeyhin yanında gassaldaki ölü gibi olacaksın." olmaktadır. Artık şeyhin söylediği her şey itirazsız yorumsuz kabul edilmektedir. İtiraz, Allah’a itiraz gibi algılanır, büyük günah kabul edilir.
Türkiye’de yakın zamanda kurulmuş olan olağanüstü Fetö mahkemelerinde binlerce kişiyi haksız yere mahkûm etmeleri de mahkeme heyetlerinin başkanı dışında iki üyenin, Fethullah Gülen cemaatına mensup olmaları ve emirle karar vermelerindendir. Normal hakimlerle o haksız Ergenekon, Ayışığı, Balyoz kararlarını almaları mümkün değildi.
Bu olayda iyi bir gelişme, İktidarın yasaklama kararı istemeyip çokça tartışılması, herkes tarafından büyük tepki ortaya konulmuş olmasıdır.
Kötü tarafı ise, en çok konuşması ve taraf olması gereken Diyanet'ten dişe dokunur bir açıklama gelmemiş olmasıdır. Cuma hutbesinin konusu bu olmalıydı.
Ayrı bir yazı konusu olsa da Beşik Kertmesi denilen ve çocukların daha doğduğunda büyükler tarafından birbirleriyle evlenmelerine karar vermeleri adeti de bu olaya tam benzememekle beraber; örtüşen yanları vardır. Evlenme şartları ve zaman oluşsa bile; evlenme durumunun, evleneceklerin istek ve arzusu dışında gelişmesi, beğenme durumlarının, özgür iradenin dikkate alınmaması sebebiyle İslam’a ve insan yapısına uygun bir adet değildir. Yapılmamalıdır.
Devletin, kendine bağlı Diyanet aracılığı ile böyle durumlarda halkı aydınlatması, bu sapık düşüncelerin ve uygulamaların tekrarlanmaması için elzemdir. İslam anayasası da T.C. Anayasası da bu konuda yeterlidir. Dirayetli yetkililer eksikliği vardır.
İnşallah bu olumsuzluklar, doğrulara ulaşmamızda yardımcı olur.