Suriye'nin İdlib kentinde 33 askerin şehit olmasının ardından iki gün sonra ilk kez kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehit sayısının 36'ya yükseldiğini açıkladı. Konuşmasına Gezi olayları ile başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'de yaşananları değerlendirdi ve ekonomik rakamlarla sonlandırdı.
Sınır kapılarının bundan sonra kapatılmayacağını açıklayan İdlib'de 2 bin 100 Suriye askerinin öldürüldüğünü açıklayan Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin'e, 'Sizin orada ne işiniz var' dediğini ve Türkiye ile Suriye rejimini baş başa bırakmaları gerektiğini söylediğini iletti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib'de şehit olan askerler içinse, "Şehitler Tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak. 36 şehidimiz inanıyorum ki bu milletin vatan kılınması mücadelesinin zirve yaptığı noktalardır" diye konuştu.
Suriye ile ilgili sözlerine, "Suriye meselesi Türkiye için asla bir macera değildir" diyerek başlayan Erdoğan, "İdlib meselesi ülkemizi farklı bir şekilde köşeye sıkıştırıp kazanımlarımızı elimizden almak için özelikle kurgulanan kışkırtılan bir konu olarak önümüze geldi" değerlendirmesinde bulundu.
İki gün önce Türk askerine yönelik gerçekleştirilen saldırı sonucunda 33 asker şehit edilmiş, ardından AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in yaptığı, "Mülteci politikamız aynıdır ama ortada bir durum var, artık mültecileri tutabilecek durumda değiliz" açıklamasıyla Türkiye'deki sığınmacılar sınır kapılarına akın etmişti. Resmî kaynaklardan sınır kapılarına ilişkin daha net başka bir açıklama gelmezken, Cumhurbaşkanı bugün gerçekleştirdiği konuşmasına konuya değindi. Erdoğan, "Bu sabah itibariyle yaklaşık 18 bin oldu kapıları zorlayıp geçenler ama bugün 25-30 bini bulabilir. Biz bu kapıları bundan sonraki süreçte kapatmayacağız" ifadelerini kullandı.
Suriye Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump'a PKK ve PYD'yi rejimin olduğu yerlerden çekmeye ilişkin verdikleri sözü tutmadığını bir kez daha ifade eden Erdoğan, Angela Merkel'e de sığınmacılarla ilgili verdiği sözü hatırlattı. Erdoğan, Merkel ile arasında geçen bir görüşmeyi, "Bana, '25 milyon' diyor. Sen al mültecileri ben sana 100 milyon vereyim" şeklinde anlattı.
Erdoğan sözlerinin devamında ise Türkiye'nin silah sanayisine ve turizm gelirlerine değinerek sözlerini sonlandırdı.
İstanbul’da milletvekilleri ile buluşmasında konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"(Gezi Parkı eylemleri tepkisi) Milletimiz bu süreçte her zaman hayranlıkla ifade ettiğimiz derin irfanıyla oynanan oyunu gördü ve bizim yanımızda yer aldı. Önümüze çıkartılan engelleri birer birer aşarak yolumuza devam ettik. Elbette bedeller ödedik ama ülkemizin yere kapaklanmasına asla fırsat vermedik. 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’yi içeriden çökertme girişimlerinin zirvesini teşkil ediyordu. Buradan sonuç çıkmayınca ülkemizin güney sınırlarını kuşatmayı hedeflediler."
"Bunlar yaşandığı halde güya vatansever havasına girenler ne yazık ki bu süreç içerisinde sadece aydınlık gençler diye ana muhalefetin başı bu gençleri ilan etmeye çalıştı. Bunlar aydınlık falan değil. Bunlar tamamıyla aldatılmış gençler. Bu da ifademin en iyi yanıdır."
"İdlib meselesi ülkemizi farklı bir şekilde köşeye sıkıştırıp kazanımlarımızı elimizden almak için özelikle kurgulanan kışkırtılan bir konu olarak önümüze geldi. Bölgede yaşayan ve diğer yerlerden kaçarak gelen 4 milyon insan sınırlarımıza doğru şu anda harekete geçmiştir."
"Biz kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye mahkûmuz. Rabbim bereketini versin İnşallah bu işleri de bu şekilde yürütüyoruz, yürüteceğiz. Yeni bir göç dalgasını kaldıracak değiliz. İdlib’deki onca insanı rejimin insafına terk etmek bizim ne inancımıza, ne kültürümüze, ne tarihimize sığar. Kusura bakmayın biz oraya Esed’in davetlisi olarak gitmedik. Biz oraya Suriye halkının davetlisi olarak gittik. Suriye kalktı tamam. Bu iş bitti demeden bizim oradan çıkma niyetimiz yok dedim. Dün sayın Putin’e de söyledim ‘sizin orada ne işiniz var’ üst kuracaksanız yine kurun ama şu an oradan çekilin bizi rejimle baş başa bırakın. Biz çekildik diyemiyorlar. Menfaatleri nedir çözebilmiş değiliz."
"İdlib’de ısrarla bu mücadeleyi sürdürmemizin arkasında bu insanların oralardaki muhatap kılındıkları acımasız felakettir. Meseleyi sadece İdlib parantezinde değerlendirmek, Türkiye’nin bütünüyle bir Suriye politikasıdır. Bunu etraflıca ele almamız lazım."
"Biz Suriye sınırlarımızı terör örgütlerinden arındırmaz ise yarın karşılaşacağımız manzara açıkça ortadadır. Suriye’de vermediğimiz savaşı yarın Şırnak, Mardin, Gaziantep’te, Hatay’da vermek zorunda kalırız."
"Suriye’de verdiğimiz mücadeleyi başarıyla sonuçlandıramazsak bu teröristlerin çoğu ülkemize yönelecektir. Aynı şekilde Suriye’de ülkemize düşmanlığı temel misyon edinmiş bir rejim varken biz burada nasıl huzurla yaşayabiliriz? Öyleyse Suriye’de verilen mücadelenin hepimizin geleceğiyle ilgili olduğunu hepimizin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor. Türkiye’nin Suriye’de ne iş var sorusu aslında Türkiye terör örgütlerine ve kendine düşman bir rejime teslim olmalı önerisini bize tavsiye ediyorlar. Soruyorum; terör örgütlerine teslim mi olalım?"
"Ülkemize devletimize vatanımıza sık sıkıya sahip çıkacak bekamız için nerede hangi mücadeleyi vermemiz gerekiyorsa verecek hangi bedeli ödememiz gerekiyorsa ödeyeceğiz. Bu mücadelede şehit düşen her evladımızın acısı yüreğimizi dağlıyor."
"Hamdolsun şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmıyoruz bırakmayacağız. 2 binin üzerinde rejim unsuru öldürülürken aralarında 94 tank, 37 obüs topu, 28 çok namlulu roketatarın da bulunduğu 300’e yakın araç-gerek imha edilmiştir."
"Dün akşam itibariyle 7 kimyasal ürünlerin olduğu depo patlatılmıştır. İşin bu noktaya gelmesini asla arzu etmezdik ama madem ki bizi buna zorladılar sonuçlarına da katlanacaklar. "
"Ülkemizdeki ve sınırlarımızdaki milyonlarca Suriyeli gül oynaya evlerine mi dönecekler? Türkiye'nin etrafındaki kuşatma kalkacak ve herkes bize destek vermek için seferber mi olacak? Yoksa Suriye içinde tuttuğumuz sorunların daha biz soluklanmadan peşimizden sınırlarımıza dayandığımı mı göreceğiz!"
"Dün Putin ve Trump’a da söyledim bize verilen söz neydi YPG’yi PYD’yi bu bölgelerden çıkaracaklardı. Çıkaramadılar. Şu anda bunlar buralarda terör estiriyorlar. Bunları her iki liderle de paylaştım. ‘Hayır çıkardık’ diyemiyorlar ama biz yazılı sözleşmemizde bunun özünü aldık. Altında imzaları var. Bu sözlerini yerine getiremediler. Biz gereğini yapıyoruz ama onlar gereğini yapamıyorlar. Teröristler her fırsatta harekât bölgelerimize saldırıyor veya sızmaya çalışıyor."
"Terör örgütlerine binlerce TIR yardım yapanlar rejim çok ciddi manada her şeyi yine bu ülkelerden alırken kimse Türkiye’ye yine bu konuda herhangi bir destek veriyor ne de bu mültecilerle ilgili."
"AB sözünde durmalı. Biz hepsini besleyemeyiz. Merkel'e büyük rakamlarla sözünüz var dedim. Bana 25 milyon diyor. Sen al mültecileri ben sana 100 milyon vereyim."
"Bu sabah itibariyle yaklaşık 18 bin oldu kapıları zorlayıp geçenler ama bugün 25-30 bini bulabilir. Biz bu kapıları bundan sonraki süreçte kapatmayacağız."
"İnsansız deniz altını da yapacağız. Daha da ileri gidiyoruz. Zihinsel tamam bunun dışındaki adım da atılacak."
"Bir ülkenin iddialarını hayata geçirebilmesinde en önemli unsurların başında ekonomik gücü geliyor. Biz içeriden dışarıdan battık bittik falan bunların hepsini söylüyorlar böyle bir dönemde biz bu mücadeleyi de sürdürüyoruz. En ufak bir yerden destek gelmiyor. Ama biz madde imkanlarımızla bu yola devam ediyoruz. Türkiye 2013 yılından beri yaşadığı 2018’de de tarihinin en sinsi saldırılarına maruz kaldığı ekonomik sıkıntılarını çözme yolunda karalı adımlarla yürüyor."
"Bu yılın ocak ayında yeni bir rekora imza attık Ülkemize ocak ayına gelen yabancı turist sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16’dan fazla artarak 1,8 milyon kişiye ulaştı. İnşallah bu yıl toplam 58 milyon turist 41 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz."