Dile kolay, yüz yıllık bir öykü.
Kolay kurulmamış, varlığını kolay ve rahat sürdürmemiş genç bir cumhuriyet Türkiye Cumhuriyeti. Zaman zaman demokrasisi darbelerle hasar almış olsa da, son yirmi yıldır giderek otoriterleşen yapısı olsa da bu milletin en büyük kazanımı cumhuriyetin ilan edilmesidir.
Bir şeyin uzun zamandır içindeyseniz sizin için sıradanlaşır, rutin hale gelir ve çoğu zaman da bu nedenlerle değeri ıskalanır. Biraz geri gidip uzaktan bakar, yabancılaşmayı deneyerek kuruluş dönemini hayal ederseniz yapılanın ne kadar önemli olduğunu anlarsınız. “Cumhuriyet” kavramının sadece bir devlet işleme biçimi olmadığını, devrimlerin en köklüsü olduğunu anlarsınız. Çünkü tüm devrimler cumhuriyet üzerine inşa edilmiştir.
Kurtuluş savaşından galip ama yorgun ve yoksul çıkmış milletin hafızası boşalmış, alıştığı düzen sona ermiştir. Padişah tüymüş, halifelik de padişahın gitmesiyle ortadan kalkmıştır. Yönetim katında ve mecliste şiddetli tartışmalar yapılmaktadır. Kimileri hilafeti geri getirmeyi, kimileri Atatürk’ü padişah yapmak istemektedir. Bildikleri, alıştıkları başka bir yönetim yoktur. Herkes padişahın kulu olmaya alışmıştır. Muhteşem bir öngörüsü ve zekâsı olan Mustafa Kemal’in dehası burada ortaya çıkar. Avrupa’yı takip eden, okuyan ve analizlerini sağlıklı yapan lider güncel gerçeklerin farkındadır. Ulus devlet anlayışı Avrupa’da monarşilerin yerini almaya başlamıştır. Bazı ülkelerde krallar kraliçeler olsa da yetkisiz, sembolik temsil makamlarına dönüşmüştür. Osmanlı'da eyalet sisteminin ne kadar kırılgan olduğu ve bu sistemin devletin sonunu getirdiğini bilmektedir. Balkanlarda ve Arabistan yarımadasındaki tebaa Türkleşmemiş, aksine milliyetçi ateşlerini yıllar içinde bilemişlerdir. Atatürk’ün “ulus devlet” hedefini gerçekleştirebileceği yegane zemin cumhuriyettir. Kan veya soy milliyetçiliği yerine Ernest Renan’ın inorganik milliyetçiliğini oluşturacağı zemin de cumhuriyettir. Bu kavram "Ne mutlu Türk olana" demek yerine "Ne mutlu Türküm diyene" cümlesiyle kaleminden dökülmüştür.
Cumhuriyet özellikle yoksul millet için gerekli ve ihtiyaç duyulan dinamizmi yaratacaktır. Osmanlıda saraya yakın olanlar dışında kimse üst makamlarda yer alamazken cumhuriyet sayesinde köy çocukları öğretmen, memur, subay ve hatta Cumhurbaşkanı olurlar. Cumhuriyet fırsat eşitliğidir. Atatürk kadınların perişan durumunun farkındadır. Seçme ve seçilme hakkı tanıyarak onları da siyasetin içine katar. Osmanlı'da erkek ve büyük baş hayvanları nüfus sayımına dahil edilirken kadın büyükbaş hayvan değerinde bile değildir. Kıyafet devrimi ile kadınlar erkeklerden daha büyük bir dönüşüm geçirirler. Atılım yapması beklenen toplumun dinamizmi sadece erkeklerden gelemez, yetersiz kalır. Kadınlar toplumsal ve siyasi hayatın göbeğine otururlar. Latin alfabesinin kabulüyle okuma yazma oranı artar. Cumhuriyet ilanından kısa süre sonra yorgun millet tekrar morallenmiş ve güçlü bir şekilde dönüşmeye başlamıştır. İnsanlar kendilerini kul değil, birey olarak hissetmeye başlamış, özgüvenleri artmıştır.
Tüm bunların cumhuriyetle bağı vardır. Osmanlı yönetim sisteminde bu adımların atılması mümkün değildir. Mustafa Kemal Atatürk tüm bu adımları ilmek ilmek işleyerek doğu zamanda ve doğru sıralamayla hayata geçirmiştir. Bu süre içinde batı ile iyi ilişkiler kurarak hem ülkenin itibarını yukarı çekmiş hem de Arap yarımadasının kaotik yapısından ülkeyi uzaklaştırmıştır.
Cumhuriyet sadece cumhuriyetten ibaret değildir. Büyük devrim ve adımların temeli, nirengi noktasıdır. Bir ulusun oluşmasının temelidir. Osmanlı’nın köhne ve hantal yapısının yerine genç, güçlü, dinamik ve yeniliklere açık bir toplum yaratmanın lokomotifidir.
Bize düşen cumhuriyetin dibine döşenmeye çalışılan dinamitleri temizlemek ve onu ayakta tutmaktır. Burada kritik nokta gençler ve çocuklardır. Yaratılmaya çalışılan cehalet ortamının hedefi cumhuriyet değerlerini unutturmak ve Osmanlıcı, tarikatçı, yobaz kuşaklar inşa etmektir. Gençleri buna alet olmaktan uzaklaştırmak her ailenin birinci görevi olmalıdır. Önümüzde Afganistan ve Arap yarımadasındaki kaos yaşayan devletleri vardır. Bizi onlara dönüştürmeye çalışanlara sonuna kadar karşı çıkmak zorundayız.
Cumhuriyetimizin ilanının yüzüncü yıldönümünü kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, cumhuriyetin ilanında emeği olan herkesin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.