Cumhuriyetin aydınlık kadını Türkan Saylan

Murat YAZAN

Bugün Türkan Saylan’ın ölümünün 11. yıldönümü. Kendisini saygı ve minnetle anıyorum.

Çoğumuz yaşamımızın anlamını sorgulamış, neden var olduğumuzu kendi kendimizle tartışmışızdır. Ölümden sonra yok olmak ve hatırlanmamak bizi ürkütür. Arkamızda hatırlanmamızı sağlayacak bir eser, belki evlat, belki de birkaç cümle güzel söz bırakmak isteriz. Türkan Saylan öyle bir yaşam sürdü ve öyle önemli işlere imza attı ki, kendisi hayatta olmasa da unutulması gerçekten mümkün değil.

Hakkında söylenecek çok şey var. Lepra (cüzzam) ile mücadele etmek için köy köy gezmesi, hastalarına candan ve alçakgönüllü yaklaşımı (hastası olan akrabalarım var, oradan biliyorum) ve hayata attığı belki de en büyük imza olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD).

Atatürk’ün düşlediği cumhuriyet kadınının ete kemiğe bürünmüş halidir Türkan Saylan. Yaşamını ülkesine ve ülkesinin insanlarına adamış, kolay ve rahat olanı seçmek varken zor olanları tercih etmiş, hedef haline gelmeyi göze almıştır. Tıp fakültesini bitirdikten sonra İstanbul’da muayenehane açıp konforlu bir yaşam sürme fırsatı varken dönemin Anadolu’sunun çamurlu yollarına düşmüş, şifayı Anadolu insanının ayağına götürmüştür. Kurucusu olduğu ÇYDD aracılığıyla birebir ulaşamadığı, dokunamadığı yoksul ailelere ulaşmış, bu ülkenin çocukları eğitim alsın diye gecesini gündüzüne katmıştır. Birileri “öldürecekleri insanların” listesini yapıp bunun için “mangalara yetecek kadar silah ve mühimmat” toplarken Türkan Saylan burs vereceği çocukların, yapacağı okul ve dersliklerin, dağıtacağı kitapların listesini yapıp bunlar için bağış topluyordu.

Bu hizmetleri kamuoyunun çoğunluğunun takdirini toplarken elbette birilerini rahatsız etti. Çocukları eğitimsiz bırakarak yörüngesindeki müritlere dönüştürmek isteyen karanlık zihinler için eğitimli nesiller büyük tehlikeydi. Saylan ve ÇYDD hakkında iğrenç iftiralar attılar. İşi “burs verdikleri kızları subaylara peşkeş çekiyorlar” deme noktasına kadar getirdiler. Yetinmediler, kanserle mücadele eden Saylan’ın evini sabahın köründe bastılar ve yıldırmaya çalıştılar. Yılmadı!

Unutamadığım bir görüntüdür…

Polis baskınını haber alan ÇYDD gönüllüleri ve Türkan Saylan’ı sevenler evinin önünde toplandılar. Polisin onlara zarar vermesini istemeyen Saylan hastalığının getirdiği dayanılmaz acılara, hareket kısıtlamasına ve halsizliğine rağmen pencereye çıkıp toplanan kalabalığa “Size bir şey olmasını istemiyorum. Bir şey olacaksa bana olsun” diyerek olası olayların önüne geçti ve karakterini ortaya koydu.

Hayatta attığı en önemli imzaya gelince...

Veriler her şeyi ortaya koyuyor.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bugüne kadar 68.000’den fazla ilk ve orta öğretim düzeyindeki çocuklara burs vermiş. 34.000’den fazla üniversite bursu dağıtmış. 770’den fazla ana sınıfı, 565 oyun parkı, 2 lise, 17 derslikli 6 anaokulu, 24 ilköğretim okulu, 32 köy okulu, 36 öğrenci yurdu, bir üniversite eğitim birimi, 21 eğitim ve kültür evi yaptırmış, 550 okula malzeme desteği sağlamış, 30 okula kütüphane kurarak 5 milyondan fazla kitabı ihtiyaç sahiplerine dağıtmış.

Elbette bu başarının paydaşları var. Türkan Saylan’ın hedef ve hayalleri çevresinde kenetlenen, onu yalnız bırakmayan, emek harcayan cumhuriyet ve Atatürk sevdalıları.

Yakın tanıdıklarımdan biri Gülsün Kaya hocam. ÇYDD için önemli emekler harcadığını biliyorum. Bir diğeri ÇYDD Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Sn. Özge Çamcı ve ekibi. Köşe yazımla ilgili olarak kendisini arayıp hal hatır sorduğumda; “çocuklarımızın ihtiyaçları ve bursları için çalışmaya devam ediyoruz” dedi. Bizler evden çıkmamaya çalışırken ÇYDD sahada çalışmaya devam ediyor. Bu sorumluluk bilincinin hemen hemen tüm şubelerde hâkim olduğuna eminim.

Benim için her bir “kardelen” potansiyel Türkan Saylan’dır ve toplumumuzun ihtiyacı eğitimli, sorgulayan, düşüncelerini ifade eden kuşaklardır. Anadolu’nun yoksul çocuklarını eğitmek için hep birlikte ÇYDD’ye destek verelim. Birer “kardelen” de bizlerin desteğiyle okusun.