Değişimin statükoya galibiyeti

Ruhittin SÖNMEZ

Hafta sonu yapılan Fenerbahçe kongresinde, 20 yıldan beri başkanlık yapan, Aziz Yıldırım devrildi. Oyların yüzde 78’ini alan Ali Koç başkan seçildi.

20 yıllık başkanlığı döneminde Fenerbahçe tarihine geçecek önemli işler yapan Aziz Yıldırım neden devrildi?

Bunca yeteneğine ve bunca yıllık birikimine rağmen ustalık döneminde neden böyle ağır bir yenilgi aldı?

İki adayın özelliklerini inceleyerek bu soruya cevap arayalım.

***

AZİZ YILDIRIM – ALİ KOÇ

Aziz Yıldırım kendini tekrar ediyordu, statükoyu temsil ediyordu; Ali Koç değişim vaat ediyordu.

Aziz Yıldırım geçmişi ile yaşıyor, Ali Koç geleceği düşünüyor, değişen dünyayı okumaya çalışıyordu.

Aziz Yıldırım kibirliydi, Ali Koç tevazu içindeydi.

Aziz Yıldırım tek adamın keyfi iradesini, Ali Koç ortak aklın, bilimin dayandığı vizyoner bir yönetim anlayışını temsil ediyordu.

Aziz Yıldırım yandaş medyaya dayanıyordu, Ali Koç sosyal medyaya.

Aziz Yıldırım kongre delegelerine güveniyordu, Ali Koç taraftarın başlattığı dip dalgasına.

Aziz Yıldırım kabadayı bir görüntü veriyordu, Ali Koç asil bir vakar içindeydi.

Aziz Yıldırım kazanmak için yalan söyleyebiliyordu, Ali Koç doğruluktan şaşmadı.

Aziz Yıldırım’ın "Azizci" kulüp üyeleri, Ali Koç’un sadece Fenerbahçeli taraftarları vardı.

Aziz Yıldırım geçimini kendisinin sağladığı "üyelerine" güveniyordu, Ali Koç gönlünü kulübüne vermiş Fenerbahçeli taraftarlara.

*****************************

TAYYİP ERDOĞAN – MERAL AKŞENER

Şimdi yukarıda yazdığım Fenerbahçeli iki başkan adayının özelliklerini mukayese ettiğim cümlelerde Aziz Yıldırım yerine Tayyip Erdoğan, Ali Koç yerine Meral Akşener yazınız.

Yazının anlamı, bütünlüğü ve doğruluğunda fazla bir değişiklik olmadığını göreceksiniz.

Böyle yaparak iki Cumhurbaşkanı adayının özelliklerini kıyaslayalım:

Tayyip Erdoğan kendini tekrar ediyor, statükoyu temsil ediyor; Meral Akşener değişim vaat ediyor.

Tayyip Erdoğan geçmişi ile yaşıyor, Meral Akşener geleceği düşünüyor, değişen dünyayı okumaya çalışıyor.

Tayyip Erdoğan kibirli, Meral Akşener tevazu içinde.

Tayyip Erdoğan tek adamın keyfi iradesini, Meral Akşener ortak aklın, bilimin dayandığı vizyoner bir yönetim anlayışını temsil ediyor.

Tayyip Erdoğan yandaş medyaya dayanıyor, Meral Akşener sosyal medyaya.

Tayyip Erdoğan kindar tabanına güveniyor, Meral Akşener halkın başlattığı dip dalgasına.

Tayyip Erdoğan kabadayı bir görüntü veriyor, Meral Akşener asil bir vakar içinde.

Tayyip Erdoğan kazanmak için yalan söyleyebiliyor, Meral Akşener doğruluktan şaşmadı.

Tayyip Erdoğan’ın “Reisçi” partilileri, Meral Akşener’in sadece cesur taraftarları var.

Tayyip Erdoğan sosyal yardımlara bağımlı hale getirdiği kişilere ve yandaş şirketlere dayanıyor, Meral Akşener gönlünü ülkesine vermiş geniş halk kitlelerine.

********************************

DİP DALGASI VE KORKUNUN YENİLMESİ

İki hafta önce Ali Koç’un Antalya’da Fenerbahçe üyelerine verdiği iftara katılan bir iş adamından dinledim.

“Yaklaşık bin kişilik salonda onbirer kişilik masalarda yemek yedik. Masamızda bulunan hepsi iş adamı olan kişilerin hiçbirini önceden tanımıyordum. İçlerinden biri ‘İnşallah 3 Haziranda Aziz Yıldırım’ı devirip, Ali Koç’u başkan seçeceğiz. 24 Haziran’da da Tayyip Erdoğan’ı devirip ikinci bir sevinç yaşayacağız’ deyince masadakilerin hepsi birden yüksek sesle ‘inşallah’ deyip coşkuyla ellerini kaldırdılar.”

Toplumumuzda AKP ve Erdoğan aleyhine konuşmaktan çekinen çok geniş kitleler olduğunu biliyoruz. En çok korkan zümrelerin başında iş adamları gelir. Çünkü bir kısmı devletle iş yapmakta, bir kısmı da “vergi memurlarıyla canına okunmasından” korkmaktadır.

Bu olayı toplumumuzda yerleşmiş olan korku duvarlarını da yıkan bir dip dalgasının gelmekte olduğunun bir işareti olarak görüyorum.

Zaten seçim çalışmalarımız esnasında görüştüğümüz binlerce insanımızdan edindiğim kanaatim de bu yönde. İnsanlarımız korkularını aşıp iradelerini açıklamaya başladılar.

Milletimiz 16 yıllık yönetim sebebiyle yorgun, bezgin, öfkeli. “Artık Tamam” diyor.

Devletin iyi yönetilmediğini görüyor. Türkiye’nin yepyeni başarı hikâyeleri yazmasını istiyor.

Toplum bir değişim istiyor. Değişimi de Meral Akşener ve İYİ Parti temsil ediyor.

Siyasi dip dalga 24 Haziranda şiddetli bir tsunami olarak ortaya çıkacak.

Çok büyük bir sürpriz olmazsa, yenilmez zannedilenlerin yenildiğini, yorulanların, eskiyenlerin milli irade tarafından kızağa çekildiğini göreceğiz.

İnşallah Türkiye İYİ olacak.