DEİZM…..
Bir sure düşündüm. Yazayım mı ,yazmayayım mı ?
Şunu çok net biliyorum…Türk Milleti dini değerlerine ve milli değerlerine gönülden bağlıdır. Yazdıklarımdan üzülenler ,şahsıma kızanlar, sana ne diyecekler olabilir. Ancak özellikle gençler arasında konuşulanları işitince sıradan bir insan olarak birkaç kişiye dahi yanlış uygulamaları hatırlatmak hem insani hem de İslam-i görevimizdir, düşüncesinden hareketle DEİZM konusunda duygu ve düşüncelerimi paylaşmak zorunluluğunu hissettim…
Cahil cühela yobazlara bakarak” ”BUNLAR MÜSLÜMANSA BEN MÜSLÜMAN DEĞİLİM.. ””diyen gençlerin yanlış yolda olduklarını bizler onlara söylemek zorundayız..
Aslında bana göre çok önemli olan bu konu onlarca İlahiyat Fakültesinde görev yapan isimleri önünde dr,doç,prof unvanlarını taşıyanlarla , Diyanet İşleri Başkanlığı ve bu teşkilata bağlı görev yapan imamların , hocaların ayrıca okullarda din dersi öğretmenlerini yakından ilgilendirmektedir…Bunların hiç birinden ses çıkmıyor…Cuma günleri hutbelerde hikayeler anlatılıyor…Bu hikayelerin büyük bir bölümünün gerçek İslam ile alakası yoktur..
Son yıllarda ise camilerimiz ,ibadet hanelerimiz siyasetin ana merkezine dönüştürülmüştür. İmamların bir çoğu Cuma günleri hutbede okudukları ,başkaları tarafından hazırlanan hutbeleri önceden okumadıkları bir başka vahim olay olarak karşımızda duruyor..
Gençlik ; maalesef sanki kasıtlı olarak İslam-i değerlerden uzaklaştırılıyor. Müslüman Türk Milet’i dinden uzaklaştırılıyor..
Daha önce hiç duymadığım sözler artık söylenir oldu. Deniyor ki “”camiye namaz kılmak için gitmek içimden gelmiyor.. Cuma günleri mecburen camiye gideceğim için, hutbe okunmasını duymamak için dışarıda bekliyorum…Hutbe bittikten sonra cumanın farz namazını kılmak için camiye gidiyorum. Farz kılar kılmaz ,camiden ayrılıyorum.
İmamlar camilerde siyaset yapıyorlar. Her Cuma günü siyasi mesaj okuyorlar.. “” Bu vahim durumu izah etmek mümkün değil…Kendi kendime soruyorum…
- DİNDAR MÜSLÜMAN TÜRK MİLLET’İNİN DİNDEN UZAKLAŞTIRILMASI BİR ZAMANLAR REVAŞTA OLAN ILIMLI İSLAM PROJESİNİN BİR SONUCU MUDUR? “”Bu sorunun cevabına üzülerek “”HAYIR”” diyemiyorum..
Bu durumun “”DEİZM “” ile alakası var mıdır? Sorusuna cevap verebilmek için deizm ne olduğunu kısaca özetleyelim..
Sıradan bir kişiye sordum. Deizmin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Verilen genel cevaplar…””DİNDEN UZAKLAŞMAK””
Birkaç imama sordum. Doğru bir cevap alamadım.. Hatta bir imam dedi ki “”sen öğretmensin. Din alimi değilsin. Bırak bu konularla din adamları uğraşsın..”” Biraz kızarak ,biraz da üzülerek “”EVET ÖĞRETMENİM ..AYNI ZAMANDA DA MÜSLÜMANIM.EN AZ SENİN KADAR İSLAMİ DEĞERLER BENİ DE İLGİLENDİRİR…SORDUĞUM SORUNUN CEVABINI BİLMİYORSAN ,AKŞAM EVE GİT..GOOGLE AMCAYA SOR VE DEİZMİN NE DEMEK OLUĞUNU ÖĞREN.. ””Diye cevap vermek zorunda kaldım..
DEİZM NEDİR?
Yaradancılık anlamına gelen Deizm, evrenin bir yaratıcı tarafından yaratılıp daha sonra bu yaratıcının insanı kendi başına bıraktığını kabul eden bir felsefi akım ya da inanç biçimidir. Deizm, peygamberleri ve Kutsal kitapları reddeder.
Tüm dinleri reddeden ancak tanrının varlığına inanan deizm, peygamber, kutsal kitap, cennet ve cehennem, melek ve şeytan gibi kavramların hiçbirini kabul etmez. Deizme göre mutlak bilgiye ulaşmanın yolu vahiy ve peygamberlerden geçmez. Doğa, bilim ve akla dayanır. Bu inanca göre insan aklı yeterli olduğu için vahiy ve kutsal kitaplara da gerek yoktur. Yaratıcının dünyayı ve evreni bir kez yaratmış, sonra kendi yasalarına göre işlemesi için insanları ve evreni bir başına bırakmış olduğunu savunurlar. Deizm inancına göre Tanrı evrene ve dünyaya müdahale etmemektedir..
DEİST KİME DENİR?
İnanışın tanımlanmasında kullanılan doğal din ya da doğal inanç kavramları, hiçbir aracı olmaksızın sadece akıl yoluyla kavranabilecek yalın bir Tanrı inancını belirtir. Bu inancı benimseyen kişiye Deist denir.
DEİZM İNANCI NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
Deizmin fikir babası 17. yüzyılda yaşayan İrlandalı John Toland'dır Katolik bir ailede doğmuş olup "Pentheistikon" isimli kitabında akla dayalı maddeci bir dinin gerektiğini savunmuştur. Toland'ın bu düşüncesi birçok düşünür tarafından kabul görmüş ve deizm olarak dünyaya yayılmıştır. Voltair ve Rousseau gibi ünlü düşünürler de Deizm savunucusu olmuştur. İlk Deizm kelimesi Viret (1564) ve Burton(1621) tarafından kullanıldığı genel kabul görülmektedir. İngiliz filozof Edward Herbert, "De Veritate" (Hakikat Üzerine) isimli kitabı ile Deizm kurucuları arasında sayılmaktadır. Herbert, göre bir yaratıcı vardır ve evreni yaratmıştır. Ancak dinlerde yer alan Akıl dişi söylemler doğal düzene gölge düşürmektedir. Rousseau da deizmi savunmuş ancak onun asıl savaşı din adamları ile olmuştur. Rousseau, özellikle katı olarak gördüğü kilise rahipleri ve din adamlarını gereksiz aracılar olarak görmüştür. Deizm genel olarak katı ve baskıcı Katolik dünyasının yüzünden kurulmuştur denilebilir.
DEİZMİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
* Deizme göre Tanrı vahiy göndermez.
* Deizm de peygamberlere inanılmaz, Tanrı ile insan arasına başka hiçbir düşünce giremez.
* Kutsal Kitaplar Tanrı'nın sözü olarak kabul edilmemektedir. Deizme göre elçi olduğunu iddia edenlerin "Vahiy geldi" diyerek var ettiği kitaplar Tanrı'dan gelmiş olamaz.
* Deizm ‘in hiçbir kutsal kitabı veya peygamberi yoktur.
* Deizm’ de şeytan, cehennem gibi öğeler yoktur.
* Deistler "özgür düşünürlerdir. İyi birey olabilmek için peygamber ve kitaplara gerek duymazlar.
* Deistler vahiyleri ve vizyonları reddederler. Hayatlarında insan uydurması mucizelere ve kehanetlere yer yoktur.
* Deizm ‘in rahip, haham, imam gibi din adamlarına ihtiyacı yoktur. Bir bireyin istediği tek şey kendi sağduyu ve insanlık durumunu düşünme kabiliyetidir..
Yukarıdaki izahtan sonra Müslüman Türk Milleti ve özellikle Türk Gençlerinin arasında bu tür fikir akımı yayılırsa sonucun ne olabileceğini düşünüyor musunuz?
Bir başka gerçeği de yazmak zorundayım. İmam Hatip Liselerinde okuyan gençlerimizde de deizm hastalığı yayılmaktadır. Dindar nesil yetiştireceğiz diyenlerin gençlerimizi taşıdıkları noktaya bakar mısınız?
Ne yazık ki Türk Gençliği sadece dinden uzaklaştırmakla kalınmamıştır. Her gün söylenen yalanlar karşısında ,sözlerin hangilerinin doğru olduğunu anlamakta zorlanan bir gençlik var karşımızda..
Dün hararetle savunulan olayların , bu gün tam tersi söyleniyorsa en tehlikeli deizm hastalığı toplumumuzun tüm kesimlerine yayıldığını göstermiyor mu?
Hedefi ve amacı olmayan bir gençlik hiç bir konuda başarılı olamaz. Hassas değerlerimiz mutlaka korunmalı ve gençliğe doğru öğretilmeli ve anlatılmalıdır..
Kitapsız ve Rehbersiz bir din anlayışı hepimize felakete sürükler. İnanç sistemimiz felç olur.. Sosyal yaşamımız son bulur..
Yetkili ve ilgililere bir çağrım var..
Geliniz gerçek İSLAM-I geleceğimizi emanet edeceğiz gençlerimize Milli değerlerimizle yoğurarak öğretelim. Sapık fikirlerden gençlerimize başka türlü kurtarmayız..