Demirören ve doğru yol!

Atilla TÜRKER

METİN Tokat'a... Hırsız.
Vedat Yüksel'e... Hakemliğini bitireceğiz.
İsmet Arzuman'a... Düdüğünü duvara asacağız.
Cüneyt Çakır'a... Yazıklar olsun...
Oğuz Sarvan'a... Şerefsiz... Senin a......
Hakemlere yönelik sözleri bunlar...
* * *
İcraatları nedir peki?..
Kulübü borç batağına sürükledi...
Del Bosque'ye hiç gereksiz yere 8.5 milyon Euro tazminat ödedi...
8 yıllık kulüp başkanlığı döneminde 8 ayrı teknik direktörle çalıştı...
Kendi döneminde yapılan mali suçlar nedeni ile kulübü, UEFA'dan 1 yıl ceza yedi...
Kendi döneminde yapılan şike nedeni ile kulübü, UEFA'dan 1 yıl daha ceza yedi...
8 yılda 84 futbolcu transfer etti...
Tabata'nın transferine 8 milyon Euro verdi, tarihin en büyük kazıklarından birini yedi...
Ferrari için 7.9 milyon Euro ödedi, ekstra bir kazık yedi...
Kulüp başkanı olarak tesisleşme adına sıfır çekti...
Futbol Federasyonu'na sık sık rest çekti...
Avrupa'da 8 gol yiyen takımın başkanı olarak tarihe geçti...
"Sivasspor maçına PAF takımı ile çıkacağız" dedi, sonra çark etti...
"Türkiye Kupası'nı biz kazanalım, ligi de Galatasaray kazansın" dedi, taraflı tarafsız herkesi isyan ettirdi. Aksi gibi dediği gerçekleşti...
Kazanılan Türkiye Kupası'nı eli ile gezdirdi...
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın gözden çıkarmış olduğu futbolcuları baştacı etti...
İnönü Stadı'nın maketini genel kurula getirerek büyük bir şov gerçekleştirdi, ama tek bir çivi çakamadan ceketini aldı gitti...
Saç baş yolduran icraatları nedeni ile aleyhine "Yeter artık" tezahüratı bestelendi...
Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu'na sık sık "Ayaklarını denk alsınlar" dedi...
"Takımı ligden çekerim" dedi...
Altyapıyı önemsemedi...
Çalıştığı tüm teknik adamlar için "Sonuna kadar arkasındayız" dedi, ilk fırsatta kapıyı gösterdi...
Sportif başarı anlamında yok denecek kadar az sevindi...
Kulübü, kendine borçlandırdı...
Sahibi olduğu medya gücü sayesinde çok iyi kalkan edindi...
Hovardaca harcamalar sonucu herkesi isyan ettirdi...
Naklen yayınlardan daha çok pay isteyen Anadolu kulüplerine kapıyı gösterdi, "Bir daha böyle yaparsanız sizden futbolcu transfer etmeyiz" dedi.
103 milyon lirayı kulübe bağışlıyorum dedi, sonra vazgeçti, ısrarlar üzerine yine bağışlıyorum dedi, yine sonrasında "hakkımı kimseye yedirmem" dedi.
Kulüp üzerindeki parasal hakimiyeti nedeni ile herkesi kendine adeta esir etti...
Beşiktaş taraftarlarınca "Kulüp tarihinin en başarısız başkanı" ilan edildi...
* * *
Bu ülkede federasyon başkanı olabilecek belki de en son kişi olmasına rağmen... Futbol Federasyonu Başkanı koltuğuna oturtuldu...
* * *
Aldığı siyasi işaret sonucu formalite gereği yapılan seçimle Futbol Federasyonu Başkanlık koltuğuna oturtulmasına karşın... "Seçimle geldim, seçimle giderim" dedi.
Abdullah Avcı'nın görevden alınacağı şeklindeki haberler yayınlanması üzerine "Bu yalanları kim çıkartıyor" şeklinde açıklama yaptı... Bu açıklamadan tam 3 gün sonra Avcı'nın görevine son verdi... Şike cezalarını örtbas edecek kurullar oluşturmakla eleştirildi...
4 büyük kulüp yönetimi tarafından "İstenmeyen federasyon başkanı" ilan edildi... Ki, 4 büyük kulübün çok nadir uzlaşmalarından biridir bu...
Türkiye'deki hemen hemen her statta istifası istendi...
Amerika'nın Dünyaca ünlü spor kanalı ESPN tarafından "Dünyanın en kötü spor adamı" seçildi.
* * *
Geldik bugüne... Daha doğrusu 3 gün öncesine...
NTV'deki canlı yayında ne dedi, eski kulüp başkanımız, şimdiki Futbol Federasyonu Başkanımız...
"Kulüplerimizle yaşamak zorundayız... Kulüplerimiz olmadan federasyon da olmaz... Herkesin federasyonumuzu yüceltmesi gerekir... Ben ve arkadaşlarım, futbolun geleceği için mücadele ediyoruz..."
Başka ne dedi:
"Bizi eleştirebilirler ama hakaret edemezler... "
* * *
Ama asıl şunu söyledi: -"Yıldırım Demirören döneminde asla haksızlık olmaz... Kulüp yöneticisiyken biz de hatalar yaptık... Futbol Federasyonumda göreve ilk geldiğimde hakemlerden özür diledim... Hatalardan ders çıkardık... Şimdi pişmanım... "
* * *
Biraz geç oldu ama...
* * *
Dönüşüm budur işte...
Ya da.. Doğru yolu bulmak...
Artık nasıl uygun görürseniz...
* * *
Sözüm tüm kulüp başkanlarına...
Demirören'in dediğini sakın yapmayın...
Gittiği yoldan da gitmeyin.
Yoksa... Sık sık özür dilersiniz...
"Pişmanım arkadaşlar" dersiniz.
* * *
Sonrasında da birbirimize sürekli sorarız, "Türk futbolu nereye gidiyor" diye...