Bir kadın harekâtı olarak ortaya çıkan Meral Akşener ve İYİ Parti, başta Devlet Bahçeli olmak üzere Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın hesaplarını bozdu, tekere adeta çomak soktu. Öyleyse Akşener ve İYİ parti engellenmeliydi. Hesaplar bunun üzerine yapıldı. Hamleler hep engelleme üzerindendi. Elitaş’ın, “İYİ Parti gelecek seçimlere hazırlansın.” açıklaması işin tuzu-biberi olmuştu.
Oysa Türk halkı, özellikle de Türk kadını, kendinden olan birini cumhurbaşkanı görmek istemekteydi. AKP’nin ve Sn. Erdoğan’ın yönetiminden artık rahatsız olmaya başlamıştı. Önlenemeyen faiz ve döviz artışları; ticaretin önünü tıkamaktaydı. Yapılmayan yatırımlar, yapılmış tesis ve şirketlerin özelleştirme adı altında yok pahasına ona-buna satışları ve genç işsizlik, ülkenin temel sorunlarıydı ve AKP, bunları çözemiyordu.
Her olumsuz ve başarısız icraat ve eylem; ele geçirilen yazılı ve görsel medyanın pompalamasıyla şirin gösterilmeye çalışılıyordu. Parlamenter sistem ve kuvvetler ayrılığı; cumhurbaşkanlığı sistemi ile bitirilmek üzereydi.(İddia böyle)
Sn. Erdoğan’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı acımasız eleştiri ve suçlamalar, toplumda ayrışmaya ve huzursuzluğa neden olmaktaydı ve bunu, AKP kurmayları görmüyordu ve Sn. Şamil Tayyar’ın, “Fetullah borsası kuruldu, milyon dolarlar dolaşıyor” çıkışı bir uyarıydı ama onu da alalamayı becerdiler ve Tayyar’ı suçlu buldular neredeyse!..
İYİ Parti harekâtı, İktidarın ve Bahçeli’nin en büyük engeli olmak üzereydi. Siyasette yeni hamleler gerekliydi. AKP ve MHP, birbirleri hakkında söyledikleri ahlak dışı sözleri unutarak yan yana gelmişler ve “CUMHUR İTTİFAKI” dedikleri ittifakı oluşturmuşlardı.
Hesapları İYİ Parti'yi seçimlere sokmayarak, Sn. Kılıçdaroğlu’nu da Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarıp seçimleri, kazasız almak istiyorlardı. Yandaş yazar-çizer ve yorumcularıyla AKP sözcüleri hep bunu istiyorlar ve Sn. Kılıçdaroğlu'nu buna teşvik ediyorlardı.
Ama Sn. Kılıçdaroğlu, “Ben nefsimi yendim. Bu kötü gidişatı durdurmak ve ülkeye yeniden demokrasiyi getirmek istiyorum”** iradesi devreye girdi. Bizzat kendisinin talimatıyla 15 milletvekili, CHP’den ayrılarak İYİ Parti'ye katıldılar ve İYİ Parti'ye grup kurdurarak, seçimlere girmesini garanti altına aldılar ve büyük oyunu bozdular.
Bunun adı,” Demokrasi nasıl kurtulur” harekâtıdır. Tek adam yönetimine dur harekâtıdır.**Sn. Erdoğan iyi olabilir. Ama ya iyi olmayan birileri böylesine geniş ve denetimsiz bir yetkilerle iş başına gelirse; bu, hiç hesap edildi mi?
Evet Türkiye’de muhalefet varmış. Oyun kurucuların hamlelerini; Şah-mat diyerek bozdular. CHP’yi bu onurlu davranışından dolayı kutlamamak haksızlık olmaz mı? Kutluyorum.
Temennimiz, demokrasimiz, parlamenter sistemimiz ve asil milletimizin kazanması ve mutluluğudur. Gerisi teferruattır.
Esen kalınız.
**Kaynak: 23.04.2018 Fox Çalar saat. İsmail Küçükkaya.