Çanakkale; Askeri Bir Destandır
Çanakkale Savaşları;
Her türlü teknoloji, strateji ve taktiğin kullanıldığı,
Dünya savaş tarihine en yakın mesafeli siper savaşları olarak geçen,
İlk defa deniz birlikleri, kara birlikleri ve hava kuvvetlerinin koordinasyonu sağlandığı,
Topyekün savaş biçiminin ilk örneği oldu,
Çanakkale; Türk Aydınının Destanıdır
Üniversiteliler Liseliler gönüllü olarak, akın akın Çanakkale savaşına katıldı.
Darülfünun (O günün tek üniversitesi, bugünün İstanbul Üniversitesi) boşaldı.
İdadiye (Lise) okumadan öğrenciler Darülfünuna alınmaya başladı.
Binlerce Harbiyeli, Mülkiyeli, Tıbbiyeli ve İdadili şehit oldu..
Çoğunluğunu Darülfünun öğrencilerinin oluşturduğu 2. Tümen, 18 mayısı 19 mayısa bağlayan gece yaklaşık 9 bin şehit verdi.
Bir aydın nesil yok oldu
Türkiye bu neslin yokluğunu her zaman hissetti..
Çanakkale; kahramanlığın destanıdır
Çanakkale'yi denizden geçemeyen İtilaf Devletleri'nin 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası'na ve Kum kale'ye asker çıkarmalarıyla Çanakkale kara savaşları başlamıştı.
25 Nisan 1915 tarihlerinde Arıburnu'nda karaya çıkıp Conkbayırı'nda ilerleyen çıkarma kuvvetleri, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal'in verdiği; "Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum ... Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir " emrini uygulayan Türk birliklerince durduruldu.
Bu birliklerden biri Yarbay Hüseyin Avni Bey'in komutasındaki 57. Alay'dı. 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında, 57. Alay'ın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı şehit düştü.
Çanakkale; Anti Emperyalist Bir Destandır
“Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayâsızca tahaşşüt ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle "bu, bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya,Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi,hakikat mahşer,
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında;
Ostralya'yla beraber bakıyorsun Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk.
Sâde bir hadise var ortada: Vahşetler denk.”
Mehmet Akif ERSOY.
Çanakkale; vatan sevgisinin destanıdır..
1915 yılında İstanbul Erkek Lisesinin renkleri sarı beyazdı, okulun duvarları da sarıya boyalıydı.
1915 yılının Mayıs ayının 18'ini, 19'a bağlayan gece Yaşları 16-18 arasında olan 55 İstanbul Liseli Çanakkale’de şehit oldu.
Çanakkale'ye giden öğrencilerden hiçbiri dönmeyince, daha önce duvarlarla birlikte sarıya boyanan okulun pencere kasaları, matemden siyaha boyandı.
İstanbul Erkek Lisesinin renkleri de sarı siyaha dönüştü.
İstanbul Erkek Lisesinin Spor Kulübü olan İstanbulspor’un rengi de sarı siyah oldu
Çanakkale; Kınalı Kuzuların Destanıdır..
Anadolu’da Allah’a kurban olsun diye niyetlenilen Kurbanlık Koç’a kına yakıldığı gibi,
Analar, askere gönderdiği yavrularına da kına yakarlardı..
Askere giden yiğitler,Vatana Kurban Olsun Diye…
Ve o kurbanlık kuzulardan 57.084’ü Çanakkale’de şehit oldu..
Çanakkale; Bir Denizcilik Destanıdır
Winston Churchill 1930'da "Revue de Paris" dergisine verdiği demeçte;
"Birinci Dünya Harbi'nde bu kadar insanın ölmesinin harbin ağır masraflara mal olmasının, denizlerde 5,000 ticaret ve savaş gemisinin batmasının başlıca nedeni, Türkler tarafından bir gece önce denize atılan ve incecik bir çelik halat ucunda sallanan 26 adet mayındır.”
Diyerek, Nusret Mayın Gemisinin savaşın kaderin nasıl değiştirdiğini anlatır.
Mayın Grup Komutanı Binbaşı Nazmi Bey ve Nusrat’ın komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey yönetimindeki kahramanlar, Barbaros’ların torunu olduklarını göstermişlerdir..
Çanakkale; Mustafa Kemalin Destanıdır…
Anafartalar Zaferi'nden sonra, Mustafa Kemal ismi destanlaştı.
Çanakkale'de görev yapan Türk askeri için onun adı moral kaynağı ve cesaret demekti,
Müttefik askerleri bile kim olduğunu bilmedikleri bu komutana övgüler diziyorlardı.
Muharebelerin ilk ayı sonunda başarılarından dolayı rütbesi albaylığa yükseltildi ve toplam 3 madalya ve 2 nişan verildi.
Türk Milleti Çanakkale Savaşıyla O’nu tanıdı, sevdi..
Mustafa Kemal için, Çanakkale Savaşı İstiklal Savaşı’nın önsözüydü…
Çanakkale, İlahi bir Destandır.
Ne diyor , Akif ?
“Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîdi...
Bedr'in aslanları ancak,bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe!" desem,sığmazsın.
…………………….
Ey şehid oğlu, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber”
Çanakkale, Mucizelerin Destandır.
Deniz Harekâtı'nın başlaması ile, işgal donanması Çanakkale boğazına girmeye teşebbüs eder.
Türk topçu birliklerinin üstün başarımı ve Nusrat Mayın Gemisinin çalışmaları sayesinde düşman donanmasına büyük hasar verilir.
Batmakta olan Fransız savaş gemisi Bouvet'in yardımına İngiliz Ocean ve Fransız İrresistible gemileri geldiği sırada Rumeli Mecidiye Tabyası'ndaki vinç arızalanır.
Bunun üzerine, tabyada görevli Seyit Onbaşı her biri 275 kg (215 okka) olan top mermilerini tek başına hem de üç kez namluya yerleştirir ve Ocean gemisini batırır
Biz Bu Destanları yazan dedelerimize layık mıyız?
Bizler Çanakkale’yi anlıyor muyuz, anlamaya çalışıyor muyuz ?…
Şehitlik şerbetini içen, İstanbul Sultanisinin ve Darülfünunun öğrencilerini, 57. Alay mensuplarını kısacası 57.084 kınalı kuzuyu anlayabiliyor muyuz?
Şeyit Onbaşı’yı, Ezineli Yahya Çavuş’u, Yüzbaşı Hakkı Bey’i, Binbaşı Nazmi Beyi, Yarbay Hüseyin Avni Beyi, Esat Paşa’yı ve Mustafa Kemal’i anlıyor muyuz?
Ve Onlara ne kadar lâyığız ?
Günümüzde savaşların yalnızca silahla yapılmadığının, topraklarımızın, stratejik değerlerimizin işgali için silaha gerek olmadığının, beyinlerimizin işgal edilebileceğinin farkında mıyız ?
Sorguladık mı hiç kendimizi? Beyinlerimiz "HÜR" mü?