“Deve kuşuna uç demişler,
Ben deveyim uçamam” demiş.
“O zaman koş demişler,
Ben kuşum koşamam” demiş.
....
Zengin bir adamın bahçesinde iki limon ağacı varmış. Bu ağaçlardan birisi diğerinden cılız ve şekilsiz olduğundan dolayı büyük ağacın küçümsemelerine ve tepeden bakmalarına maruz kalırmış. Bununla beraber küçük ağacın kuruyup öleceğine inanan adam da onu sulamaz ve bakımını yapmazmış.
Günün birinde esen sert bir poyraz, karlı dağların yamaçlarındaki bir grup çiçek tohumunu adamın bahçesine uçurmuş. Fakat bahçenin her tarafı parsellenmiş olduğundan dolayı sadece limon ağaçlarının altında yer kalmış ve bir an önce filizlenmek zorunda olan tohumlar, limon ağaçlarının yanına gelerek onların altında yeşermek için izin istemiş. Büyük ağaç iyice kasılarak ve böbürlenerek “Böyle bir şey asla mümkün olamaz” diye atıldı. “Bizler kuru kalmayı pek sevmeyiz. Eğer dibimde çoğalırsanız, suyu emip beni kurutursunuz.” demiş.
Küçük limon ağacı ise uzun boylu arkadaşının tohumlara verdiği cevabı beğenmemiş; çünkü o, kendisine hayat verenin, o hayat için gerekli olan suyu da vereceğini çok iyi biliyormuş. Bu yüzden susuzluk aklına bile gelmemiş.
Tohumların teklifini kabul ederken "Sizlerle birlikte olmak, bana mutluluk verir. Böylelikle yalnızlık da çekmeyiz. Güzel yaratılanlardan kimseye zarar gelmez. Güzellerden güzellikler doğar sadece" demiş.
Küçük limon ağacı altında filizlenen tohumlar, birkaç hafta içinde cennet çiçekleri gibi açıp bütün bahçenin göz bebeği haline gelmişler. Bu arada küçük limon, elinden geldiği kadar kendilerine yardımcı olmaya çalışıyor ve çiçeklerin sevdiği yarı güneşli ortamı sağlamak için eski yapraklarını döküyormuş.
Çiçekler, kısa bir süre sonra mis gibi kokular yaymaya başlamışlar ve bahçe sahibi ancak rüyalarında görebildiği bu çiçeklerin güzelliğini devam ettirebilmek için sabahları artık daha erken kalkıyor ve onları en kaliteli gübrelerle besleyip bol bol suluyormuş.
Küçük limon ağacı, köklerinin en ince ayrıntılarına kadar ulaşan bu suları çiçeklerle birlikte içmiş ve büyük bir hızla serpilip büyümüş.
Çiçekleri sevgiyle kucaklayan küçük limon, ertesi bahara kalmadan o civarın en büyük ağacı haline gelerek birbirinden güzel kelebeklerin ziyaret yeri olmuş. Daha sonra da kendi çiçeklerini açarak bahçenin güzelliğine güzellik katmış.
Bir zamanlar bahçenin en güzel ağacı olan ve şimdi küçük ve yalnız kalmış olan diğer limon ağacı ise için için kuruyormuş...
Kişi vardır, aynı deve kuşu gibidir.
Kişi vardır, tıpkı büyük limon ağacı gibidir.
Kişi vardır, hem devekuşudur hem de büyük limon ağacı.
İşte o en beteridir.
Artık hiç kimsenin kendisine, uç, demediği; koş, demediği bir günde çürüyen limon ağacının dibinde yorgun, bedbaht, çaresiz ve umutsuz bir şekilde küçük limon ağacının etrafında çiçeklenen tohumları hayranlıkla izleyen devekuşu olmamanız dileğiyle...